
Av. Dr. İrfan Sönmez
Kahrolsun metan gazı!
Seksenli yıllardı, Elazığ’da bir hastanenin tutuklu koğuşunda kalıyordum. Koğuşta aşağı yukarı 10/12 hasta tutuklu vardı.
Bir gün jandarmalar bir tutuklu getirdi. Tedirgindi. Bu hepimizin dikkatini çekti. Tutuklulardan biri suçunu sordu, kem küm etti, sonunda bir çocuğa tecavüzden geldiğini itiraf etti. Daha tecavüz lafı ağzından çıkar çıkmaz yere yatırılarak bayılma noktasına gelinceye kadar dövüldü.
Ağzı -burnu kan içinde kaldı. Yarım saat kadar sonra onu yatıran doktor koğuşa geldi, tutuklunun halini görünce şaşırdı, seni biraz önce poliklinikte muayene etmiştim, bir şeyin yoktu, kim yaptı bunu sana? diye sordu. Tecavüzcü ıkındı, sıkındı, sağa sola baktı, söylese biraz sonra başına gelecekleri bildiğinden, sonunda “Beni sandalye dövdü, masa dövdü, duvar dövdü” dedi.
Doktor vaziyeti anlamıştı, bir şey demeden çıkıp gitti, iki gün sonra da o tutukluyu acilen heyete çıkarıp geldiği yere gönderdiler.
Bu hatırayı şunun için anlattım:
Önceki gün 12 askerimiz şehit oldu. Resmi makamlar, metan gazından olduğunu açıkladılar.
Saygı Öztürk, uzman görüşü aldığı yazısında; bunun çok inandırıcı olmadığını yazdı. Sosyal medyada düşüncelerini paylaşan Kimya Yüksek Mühendisi Haluk Dural da bunun mümkün olmadığını, askerlerin naaşları üzerinde kapsamlı bir otopsi yapılması gerektiğini yazdı. Yapıldı mı, yapılmadı mı bilmiyoruz, ama İYİ partinin verdiği araştırma önergesi AKP ve MHP oyları ile reddedildi. On iki şehidiniz geliyor ortada şüpheli bir durum var, bunu aydınlatıp en azından şehit ailelerinin tereddütleri giderileceğine, bu bile yapılmadı. Çünkü bu ülkede insan hayatının hiçbir değeri yoktur. Birkaç kuruş tazminat verir, bir iki imkân sağlarız, her şeyi unuturlar diye düşünüyorlar.
En büyük acılar bile parasal hesaplarla tartıya çıkarılıyor.
Ülke On iki şehidine ağlarken, aynı saatlerde PKK’nın uzantısı DEM parti Saray’a çıkıyor, Apo’nun görüntülü mesajı yayınlanıyordu.
En azından şehitlere saygının bir gereği, bu kabul ve görüntü sonraki bir tarihe ertelenebilirdi.
Ertelemediler. Devlet aklı, ülke şehitlerine ağlarken Apo’nun görüntülü mesajını yayınlamak mıdır?
Dikkat çekmek istediğim husus şudur; bir hafta önce de askerlerimize PKK tarafından dron saldırısı düzenlenmiş, üçü ağır on civarında askerimiz yaralanmıştı. Önce inkâr ettiler, sonra Şamil Taytar’ın paylaşımı, İYİ parti Milletvekili Turan Çömez’in kararlı takibi sonunda kabul etmek zorunda kaldılar. Ama ısrarla PKK adını zikretmeden... Bir dron kendi kendine silahlanmış, kendi kendine havalanmış, kendi kendine arayıp askerlerimizi bulmuş ve saldırmıştı.
Onu ne yönlendiren ne silah yükleyen belli değildi. İhanet örgütünün adı ısrarla gizlendi. Aynı gizleme, perdeleme olayı 12 askerimizin şahadetinde de yapıldı. Tek suçlu metan gazıydı. Askerlerimiz, kendi tedbirsizliklerinin ve kusurlarının kurbanı olmuştu. PKK zemzem suyuyla yıkanmış gibi masumdu.
Oysa o bölgede askerimize gelen her zararın sorumlusu, PKK ve onun iç dış uzantılarıydı. Bunu bile söyleyemediler.
Kimse katili gizleyerek onu temize çıkaramaz! Öcalan’a düzülen övgüler onu aklamaz. Ama Onu öven her yazı, bu milletin bağrına saplanan zehirli bir hançerdir. Başka ülkeler de Örgütlerle masaya oturmuşlar ama asla Örgüt veya liderlerini parlatmamışlar, meşrulaştırmamışlardır.
Peru’nun, Maocu Aydınlık Yol hareketi lideri Guzman’ı ölene kadar nasıl bir yeraltı hücresinde tuttuğunu daha önce yazmıştım.
Biz de ise hainler alkış alıyor, filozof mertebesine çıkarılıyor.
On iki can gitti, aileleri perişan oldu, Türkiye bir defa daha kalbinden vuruldu, iktidarın beslemeleri ise metan gazı vurdu, dron vurdu demeye devam ediyorlar. Tıpkı o tecavüzcü tutuklunun beni masa vurdu, sandalye vurdu, duvar vurdu dediği gibi…
Öyle ya, PKK hiç vurur mu? Vuran olsa olsa hain metan gazıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.