Sınırsızlık … kaçınılmaz çatışmalar!

Çıkarların çakışması, sınırların doğru çizilememesi sonucu gerek bireyleri gerek devletleri silahlı çatışmaya kadar götürebiliyor. Bireyler arasında, gruplar arasında ilişkilerde sınırların çizilmemesi nasıl ki iletişim çatışmalarına sebep oluyorsa, komşular arasında da doğru çizilemeyen bahçe sınırları da kanlı kavgalarla sonuçlanabiliyor. Ya da devletler arasında… bir Amerikalı şairin şu sözü «Sağlam çitler, sağlam komşuluklar yaratır» ve Fransız deyişi «Doğru hesaplar dostluklar doğurur» bize sınırların önemini vurguladığı üzere.

Esas ortak kültürel geçmişimiz olan, barış içinde olmamız gereken en yakın komsularımızla hala bir şekilde çatışma sürüyorsa hatların doğru çizilmemesinden, yanlış politikalardan değil midir? 

Mesela, yıllar önce Türkiye ile Yunanistan gerçek sorunlarını ortak çıkarlar temelinde çözmüş olsalardı, sorunlar bugüne taşınıp bugün huzurumuzu ipotek altına almazdı.

Ancak fiziksel sınırların ilişkilerde belirleyici olma özelliğini iletişim alanında devrim niteliğindeki gelişmelerle, çoktan geride bıraktık. Artık çağdaş iletişim olanakları fiziksel sınırları aşıyor!

Bu bağlamda, çıkar çatışmaları medyanın bütünüyle yakın ilinti içindedir. Günümüz çatışmalarında medyanın temel etkisini iç dinamiklerde nasıl gözlemleyebiliyoruz?

-Kamuoyu üzerinde görsellerin yoğun ve şiddetli etkisi! Malumunuz yayınlanan görsellerin etkisi bir yazının etkisinden çok daha büyük. Düşünün bir filmin etkisi mi daha büyük, bir kitabın mı?

-Çatışmaların niteliğine göre ileri teknoloji yardımıyla algıların işlenmesi.

- Özellikle 21.yy. başlarından itibaren Orduların iletişim araçlarını ileri teknolojiyle nasıl dönüştürdüklerine tanık olduk. İletişim alanında bir alt alan oluşuyor: Askeri İletişim. Böylece silahlı kuvvelerin ilgili birimleri, kısa zamanda en güçlü etkiyi yaratabiliyor. Böylece, karşıtların bir eylemini etkisiz hala getirmek için mutlaka şiddet unsuru içeren bir yöntem kullanmak gerekmiyor. «Modern savaş» yöntemiyle bir çatışmanın kontrolünü pekâlâ elinizde tutabilirsiniz.

Sınırsızlıktan sınırlara…

Son zamanlarda medya, internet ve sosyal medya ortamlarında Rusya-Ukrayna savaşında dezenformasyon propagandası örneğini gördük.

Artık internet ve sosyal medya yalnız bireylerin, şirketlerin, hükumetlerin ilgi alanlarında değil artık silahlı kuvvetlerin de ilgi odağında. ABD ve Israil orduları «Medya savaşlarını» etkin bir şekilde kullanıyorlar.  Nitekim bu alanda öncü olan Büyük Britanya, Ordusu bünyesinde «Kansız savaş» için iletişim alanında özel yetişmiş 1500 askerden oluşan 77.Tugay’ı kurmuştur. Bu Askeri Birliğin görevleri arasında medya, internet ve sosyal medya yayınlarını gözlemlemek ve gerektiğinde yayınları denetimi altında tutmak.

Hatta şu anda Twitter’ın Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölge direktörü yarı zamanlı görev yapan 77. Tugay’dan bir İngiliz subay. Düşünün bu Tugay’ın becerileri arasında, Arapça şiirden, sanata, ev dekorasyonundan modaya kadar sayamayacağımız bilgiler var…

Gelelim bize: Medya internet ve sosyal medyanın geldiği seviye itibariyle adeta gerçeküstü bir dünya. İfade özgürlüğü konusunda geldiğimiz nokta, bireylerin ve kurumların bu alana karşı haklarını savunmasını gerektiriyor! Türk Silahlı Kuvvetlerinde durum nedir bilmiyorum ancak bildiğim, daha önceden var olan Psikolojik Harekât Dairesinin kapatıldığıdır.

Email : [email protected]