Boetie Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev kitabında, Tiranın gücünün sadece halkın kendi özgürlüğünden vazgeçme gönüllülüğünden kaynaklandığını söyler. Hükümranlığı kabul etmek farklı, boyun eğerek gönüllü kul olmak farklı şeylerdir. Gönüllü kulluğun kaynağı muktedirin gücünde ve yarattığı korkuda değil, o gücü isteyerek kabul edip iradesini ipotek altına veren toplumdadır.

Yine Boetie ye göre gönüllü kulluğun üç temel sebebi vardır. Bunlar alışkanlıklar veya gelenekler-manipülasyon ve çıkar sağlamaktır. Fransız siyaset bilimci Duverger; iktidar, tanındığı için iktidardır der.

Gönüllü kullar kendilerine söylenen her şeyi tartışmasız kabul eder ve savunurlar. Onlar için söyleyen gücün ne söylediği önemlidir. Doğruluğunun veya yanlışlığının hiçbir önemi yoktur. O gücü haklı çıkarmak adına da bir sürü tevil ve tefsir yaparlar. Düşünmek, yorumlamak, eleştirmek gibi insani sorumluluklar onlar için itaatsizlik ve ihanet anlamına gelir. En büyük düşmanları da okuyan, üreten ve düşünüp itiraz edenlerdir. Çünkü bu tipler onların alıştıkları rahatı bozacaktır.

Direnmek için önce bilgiye sonra düşünceye ihtiyaç vardır. Gönüllü kulların bilgi kaynakları onlara güç tarafından söylenen sözlerdir. Neye inandıklarını, niçin inandıklarını sorgulamazlar. Bunun içinde kendilerine kutsal kılıflar bulurlar. Öncelikle güç sahibini kutsallaştırırlar, sonrada o kutsallığı koruma altına alırlar ki onların adına düşünen birisi olsun. Yani işaret edenin işaret ettiği yere değil işaret parmağına bakarlar. Böylece hakim güç istediğini istediği gibi yaparak gücü elinde bulundurmaya devam eder.

Hani siyasette ceketini koysa kazanır sözü var ya, bu sözün neyi işaret ettiği herhalde anlaşılmıştır. Slogan kültürü ile oluşan inançları yönlendirmek yönetmek hiçte zor olmayacaktır. Sürü psikolojisi gönüllü kullar için vazgeçilmezdir. Bir araya geldiklerinde hakim gücü kutsayarak, onda olmayan hikmetleri varmış gibi bir birlerine empoze etmelerini sağlayan manipülasyonlara muhatap olurlar ve sistemin devam etmesini sağlarlar.

Gönüllü kulların yalakalık yapmakta da sınırları yoktur. Hakim gücün nimetlerinden faydalanabilmelerinin tek yolu gücün varlığını devam ettirmesidir. Çıplak krala bile efendim elbiseniz çok yakışmış diyebilirler. Düşünsenize böyle bir topluma hükmeden gücün rahatlığını.

Soru sormayan, soru soracak kadar bilgiye sahip olmayan ve doğal olarak düşünme yetisini kullanmayan gönüllü kullar için diğerleri her zaman tehlikeli ve düşman olacaktır. Onları sindirmek için kaba kuvvet dahil her türlü yolu hakim güç gönüllü kulların eliyle uygulatacaktır.

Bilmek rahatsızlığı arttırır. Rahatsızlık düşünmeyi ve eleştiriyi getirir. Eleştiri değişimin ilk basamağıdır. Değişimse hakim gücün rahatını bozacaktır. Çünkü o gücünü statükoya borçludur. Afrika da köleliğin uzun sürmesinin en önemli sebebi beyaz adama gönüllü kul olan kölelerdi unutmayalım.

Son söz ; Zulmün devamını sağlayan, halinden memnun kölelerdir.