Karar gazetesinden Saliha Sultan’ın haberine göre,”Uzun yıllar İstanbul gibi bir şehirde müftülük yapmış birisiniz. Son birkaç yıldır yükselen ‘deizm’ tartışmalarının ışığında, sizce günümüz ilahiyat dünyası ya da din görevlileri gençlere ulaşabiliyor mu? Ya da ulaşabilir mi?” sorusuna, “Hiç kimse o yana bu yana saptırmasın. Özellikle gençlerde görüldüğü söylenen bu deizm benzeri sapmaların en büyük sebebi, dindar çevrelerin onlarda oluşturduğu, travma derecesine varan hayal kırıklığıdır. Buna itirazı olanlar, birkaç saatini sosyal medyaya ayırsınlar. Bu konuda orası iyi bir gözlem alanıdır.” cevabını verdi.

Çağrıcı, "Siyasal bakış yapmayacağım. Şuradan başlayayım: Kitabımda da değinmiştim; ben genel olarak Tanzimat sonrasındaki değişim ve yenileşme arayışlarının –elbette yanlışları olsa da- genel olarak gayet samimi ve olumlu sonuçlar vermeye başlamış fikir ve çabalar olduğunu düşünüyorum. O dönemin ‘İslamcılar’ını da böyle görüyor, saygıyla anıyorum. Fakat –kısaca belirteyim ki- I. Dünya Savaşı ve 1920’ler sonrasındaki aşırı sekülerleşme çabaları o itidalli ve bereketli değişim ve yenileşmeyi  yozlaştırmış, özellikle mütedeyyin okumuşlar ve halk kesiminde ciddi bir karşıtlık üretmiş, bu da toplumumuzu giderek ortadan ikiye çatlatmıştır. Bugün bu çatlağın içinde birbirimizle kavga ediyoruz. Böyle bir toplumsal psikolojide belirttiğiniz ‘dürüstlük, adalet, merhamet’ gibi erdemler anlamsız kalır." ifadesini kullandı. 

Editör: TE Bilişim