Prof. Dr. Necmi Kurt yazdı

İsrail 100 yılı aşkın bir süre önce filistin’deki Toprakları yavaş yavaş satın almaya başlamıştı. Bu iddia şudur ki başlangıçta Osmanlı padişahı Abdülhamit yahudilerin düşüncesini anlayarak onlara Filistin’de toprak satışını yasaklamıştı.Bir iddiaya göre de Abdülhamithan Osmanlı’nın borçları nedeniyle Yahudi temsilcilerinden para alarak onlara Filistin’de toprak satışına onay vermişti.. Bir diğer iddiada Abdülhamithan yahudilere Filistin’de toprak satışını engellenmesi nedeniyle ABD Vatandaşı olan Yahudiler devreye sokularak Filistin’den toprak satın almaları sağlanmıştır. Burada ABD büyükelçisi devreye girerek vatandaşlarının Filistin’den toprak almaları  yasağının Abdülhamitten  kaldırmasını istemiş böylece Filistinde İsraillileri toprak satışı devam etmiştir.

Gelelim esas meseleye; 
Türkiye’de güneydoğu bölgesinde Gap projesi uygulamasının yapıldığı topraklar üstünde özellikle Urfa,Viranşehir,Akçakale,Harran ovası  bölgesinde yaşayan Kürt ve Arap vatandaşları son 15-20 senedir bu bölgelerden normalden fazla toprak alımına başladıkları iddia edilmiştir.Toprak alımı yapan kişilerin İsrail tarafından verilmiş çifte vatandaşlık belgeleri olduğu da söylenmektedir.Ayrıca bazı İsrail vatandaşlarının da bu yörede gelip doğum yaptıkları da iddia edilmektedir.

Yine basına  sızan haberlere göre kuzey Kıbrıs’ın İsrail tarafına bakan yakasında Yahudi işadamları tarafından alınmış 25.000 dönümlük arazi üzerinde siteler konut ve işyerleri yapımları devam etmektedir. Bu yerlere Ukrayna-Rusya Savaşında getirilen Yahudi vatandaşlarının yerleştirildiği belirtilmektedir. Şimdiden Yahudi nüfusunda belirgin bir artış sağlanmıştır.Mevcut yapılaşmaların yanında yapımı devam eden yeni sitelerin ve konutlarında olduğu tespit edilmiştir. Yahudi işadamları ya KKTC Vatandaşı oluyorlar veya KKTC vatandaşları ile birlikte ortaklık kurup iş yapıyorlar.

2014 yılında sözcü gazetesinde çıkan habere göre “Her fırsatta İsrail'in Filistin halkına yönelik terörünü kınayıp ‘soykırım' yapmakla suçlayan kadrolar bu ülke ile var olan ekonomik ve askeri ilişkileri gözden uzakta tutmak için çaba sarf etmektedirler.Hatta bu kişilerin çocuklarının,İsrail ile ticaretini kesintisiz sürdürdüğü bilinmektedir. İsrail ile ilişkilerin sürdüğüne dair bir başka delil ise ozamanlar MHP Milletvekili olan Yusuf Halaçoğlu'nun soru önergesi ile ortaya çıkmıştı: 

Güneydoğu’da 89 yıl boyunca sadece 12 dönüm toprak alan İsrail vatandaşları,son 2 yılda 59 dönümün sahibi olduğu ifade edilmişti.İki bin ondört yılından sonra ne kadar alım yapıldığı bilinmemektedir.Tabi bu kayıtlar Yahudi ve İsrail Vatandaşı olduğu bilinen kişilerdir. Bu kayıtların içerisinde Güneydoğu’da yaşayan Kürt ve Arap vatandaşlarımızdan ne kadarının İsrail Vatandaşı yapılarak toprak satın alındığı ise bilinmemektedir.

Bilindiği gibi İsrail de  ABD de Güneydoğu’da bir Kürt devletinin kurulmasını teşvik etmektedirler dolayısıyla o bölgede yaşayan Kürtlere Çifte vatandaşlık vermek çok da zor olmasa gerek. Yapılacak olan bir referandum ve halk oylaması ile o toprakların elimizden çıkması mümkündür.

Bazıları İsrail ve Hamas arasındaki savaşın  kökeninde bölgede bulunan doğal gaz yataklarının sebep olduğu buna sahip olmak 
ve sevkiyatının Avrupa’ya istedikleri yoldan yapılması için ortaya çıktığı söylenmektedir. Türkiye’nin akıllı politikasıyla Rusya ve Çin doğu Akdeniz’de konuşlandırılmış durumdadır. Mersin’de bir rafineri ve liman yapımına başlayan Çin bu amaçla ilk adımına atmıştır.

PKK ve Kürt devletinin Güneydoğu’da kurulması için çalışan ABD ve İsrail şu anda süren savaşın devam etmesini isteyen devletlerdir.Bu şekilde İsrail’in vaad edilmiş topraklarına kavuşmasının daha mümkün olabileceği düşünülmüştür.İsrail Hamas savaşında YPG ve PKK lı  teröristlerin İsrail saflarında savaştığı da ifade edilmektedir. böylece bir taşla iki kuş vurmuş olacaklardır. Türkiye zayıflatılarak hem Kürt hem de Büyük İsrail devletinin  kurulması sağlanmış olacaktır.