Çocuklarımız, göz bebeklerimiz.

Yemeyip içmeyip yedirdiklerimiz içirdiklerimiz, gece uykularını terk ettiklerimiz.

Onlar İçin dünyayı yakacaklarımız, onlar hasta olmasın biz olalım dediklerimiz.

Hiç tereddütsüz canımızı vereceklerimiz.

Gençlerimiz; geleceğimizi, cumhuriyetimizi emanet ettiklerimiz.

Ailenin temel direkleri anne, babalar.

Ne İçindir sizin mücadeleniz çabalarınız, çalışmalarınız?

Acaba villalarda, havuzlu evlerde yaşamak, en güzel arabalara binmek, yatlarla dünyayı dolaşmak mıdır hayalleriniz.

Bir baba olarak, bir eğitimci olarak bu soruya bin defa hayır, hayır, hayır diyorum.

Böyle düşünen ana babalar deryada damla kadardır.

Her ana babanın hayali ister kız, ister erkek olsun adam yetiştirmektir, hayırlı evlattır.

Evlatları iyi bir eğitim alsın, güzel bir işe sahip olsun, namerde muhtaç olmadan yaşadıkları sağlıklı ve mutlu bir yuvaya kavuşturmaktır hayalleri.

Bu dünden bu güne Müslüman Türk’ün kıyamete kadar süre gelen, süre gidecek olan döngüsüdür.

***

Peki, bu gün ne durumdayız?

Evlatlarımız mutlu, geleceklerinden umutlu mu?

Onlara hayal ettiklerini verebiliyor muyuz?

Buna da bin kere hayır diye cevap verebiliyoruz ancak.

Her taraf imam hatip okullarıyla dolduruldu.

Adım başı tarikat ve cemaatlerin güdümünde Kur’an Kursu.

Her cemaat ve tarikat kendi yol, yöntem ve inancı doğrultusunda yeni bir İslam anlayışı yazmaya ve getirmeye çalışıyor.

Her hafta Cuma günleri Kur’an kurslarına yardım talebi yapıyor hocalar.

Hatta 4-6 yaş arası çocuklar İçin yaş aralığını bile söyleyerek.

Hâlbuki ki onlar henüz oyun çağında ana çocukları.

Her gelen Milli Eğitim Bakanı eğitimde reform sözleriyle başlıyor işe.

4+4+4 saçmalığı.

El yazısı zorunluluğu.

Öğretmen ve öğrencide kıyafet serbestliği.

Andımızın kaldırılması gibi saçmalıklar bizleri nereye götürecek meçhul.

***

Her ile bir üniversite açıldı güya.

Özel üniversiteler pıtırak gibi ülkede.

Elini sallasan üniversite mezununa değiyor.

Mezunlar iş bulamıyor, asgari ücretle iş bulan dua eder halde.

İmam hatip çıkışlılar imtiyaz sahibi edildi ülkede.

Fen Lisesi, Anadolu Lisesi okumanın bir özelliği bile kalmadı artık.

Boğaziçi, Ortadoğu, İTÜ mezunu olsan ne yazar imam hatip çıkışlı değilsen.

Kamunun kapıları kapatılmış size.

İdareci olamazsınız, bürokratik görevlere atanamazsınız, iş, ihale alamazsınız.

***

Her kötülüğün anası cehalettir.

Cehalet iyi bir eğitim ve öğretim sistemiyle aşılır.

2002’den beri sistem bilerek çökertilmiş, sürdürülen yanlış eğitim politikaları sistemi bir çıkmazın içine sürüklemiştir.

Ne eğitimde, ne de öğretimde hayır kalmıştır.

Çözüm eğitimde topyekûn bir reforma gidilmesidir, radikal kararların uygulamaya sokulmasıdır.

Üniversiteler sayısı azaltılmalı, mesleki ve teknik eğitime ağırlık verilmelidir.

Din eğitimi tamamen devlet eliyle yürütülmelidir.

Yoksa milletçe karanlıklara boğulmamız kaçınılmazdır.

Kalın sağlıcakla...