Kulaktan kulağa bir söylenti var. Kimi sosyal medyada da bu alanda yazılar çıkmakta.

Yeni hazırlanan trafik yasası taslağında, 65 yaşına gelenlere her yıl muayene zorunluğu getirilmesi de varmış.

Peşinen belirtmeliyim ki bunu, taslağa koyanları yürekten kutluyorum.

Fakat şu araştırmalar ve veriler hesaplanmış mıdır, yoksa biz koyalım olsun mantığıyla mı hazırlanmıştır?

Ülkemizde trafik kazalarına neden olanların yüzde kaçı 65 yaş üstüdür?

Bu konuda elinizde nasıl bir veri vardır?

Mesela genellikle İstanbul olmak üzere, emniyet şeridinde yol alan sürücülerin yüzde kaçı 65 yaş üstüdür?

Trafikte makas atanların, alkollü araç kullananların, yol vermedin diye eline pala alıp arabadan inenlerin kaçı 65 yaş üstüdür? Fahri Trafik müfettişliği yapmış, trafik istatistiklerini az çok bilen biri olarak da söylüyorum.

Ben son üç maddede 65 yaş üstü kimseleri görmedim.

Haksız mıyım?

Bakınız bir tespitimi ve önerimi sunayım: Trafikte 65 yaş üstü bireylerin her yıl muayenesinden önce; ülkeyi idare eden en üst makamlardakilerden başlayarak yasama ve yürütmede görev alan, ülkenin geleceği hakkında kararlar verenlerin ayrım gözetmeksizin, her yıl fiziki ve psikometrik kontrollerinin ve muayenelerinin; ayrım gözetmeksizin, her yıl tarafsızca yapılması daha fazla önem taşımakta ve hayati bir konudur.

Bu da yetmez.

Siyasi partiler yasasına ek yapılarak, tüm parti yönetim kadrosunda yer alacakların, ülkenin geleceği açısından 65 yaşını tamamlayanların, yıllık rutin periyodik muayenelerinin fiziki ve psikometrik yapılması da bir zorunluluk olmalıdır.

Ben tıp doktoru ve psikolog değilim.

Bu muayenelerde göz, Kulak, boğaz, burun, nöroloji, dahiliye, ortopedi, ve psikiyatri uzmanlarının bulunması da olmazsa olmaz olmalıdır.

Yürüyen aksamları iyi mi?

Meleke ve düşünme algısı sağlam mı?

Sinir ve ahlaki sistemi sağlıklı mı diye kontrol edilmeli ve şartlara uygun olanlara siyaset yapma ve devlet yönetme izni verilmelidir.

Tıpkı 65 yaş üstü olanların tapuda işlem yapmalarının: sağlık raporuna dayalı olması gibi.

Hem trafikte hem yürütme ve yasamada bu kontrolleri “AİLE HEKİMLERİNİN” üzerine atmak, oradan alınacak bir raporla bu kişilere görev vermek büyük bir eksikliktir.

Uzmanlarca yapılacak kontrollerde, eğil kak, konuş şeklinde değil en az iki saat süreyle olmalıdır. Gerekirse tahlil tetkikte istenmelidir.

Bu kontroller, bu şekilde yapılırsa normal hastanelerin yükü artacak, vatandaşın hizmet alması aksayacaktır. Onun için, tıpkı Onkoloji, psikiyatri hastaneleri gibi özel donanımlı ve alanında yetişmiş uzmanlardan oluşan bir hastane kurulmalıdır.

Burada bu kontroller paralı olmalıdır.

Gerekli alt yapı oluşturulmadan, vicdanları yaralayan, adaleti öteleyen, dayısı olanın işi bitirdiği bir uygulama; ölü doğum olacaktır.

Ben yaptım oldu mantığı değil akılcı, alt yapısı hazırlanmış uygulama gerekli olacaktır.

Ha yapamıyorsanız, bizim yeteneğimiz yok diyorsanız, işi yapacak olanlara yani ehline vereceksiniz o zaman.

Şartlar herkes için ve kolayca erişilebilir olmalıdır. Zaman israfına ve kişileri canından bezdirecek uygulamaya dönüşmemelidir.

65 yaş üstüne gerekli saygıyı sözle değil özde uygulamayla gösterecek bir sağlık sistemi oluşturmanız gereklidir. Böyle yaparsanız, uygulama adil olur. Hiç kimsenin de itirazı olmaz.

Ülkeyi ve siz ülkeyi yönetenleri COVİT 19 salgınında, yüzlerinin akıyla az hasarla geçiştirmeyi başaran değerli doktorlarımıza, “Hakkınız ödenmez” diyerek haklarını ödemediniz. İşe ilk oradan başlayarak onlarında haklarını veriniz.

Ne olur uygulamayı yapacak olanlar, bu işin önünü, arkasını, ne getirip ne götüreceğini düşünenlerden oluşsun. Sivri akıllı, ben yaparsam olur diyen, kimselere danışmayan burnu havada liyakatsızlardan oluşmasın. Cumhuriyetin emekli bir eğitimcisi olarak benimkisi bir öneri ve tekliftir.

Yanlış yapılırsa, hatanın bedeli ağır olur, sisteminiz hepten çöker.

Esen kalınız.

Eğitimci-Yazar