Devlet fikrimizin sürekli ekonomik değerler ile ölçülmesi karşısında, adalete ihtiyacımız kalmadı sanırım!

Burada tek sorun, sermayenin tek elde toplanamayışı görünüyor! Farklı yerlerde toplanan sermaye sahiplerinin oyunları yüzünden gün yüzü göremiyoruz!!!

Bence Sayın Başbakan, savcı ve HSYK ile uğraşacağına; şu sermaye nasıl tek elde toplanıyorsa onu gerçekleştirmesi gerekiyor!

….

Bölücü hareketin maliyetini öğrendik, kaybedilen dolarlar bizi çok üzdü!

Birçok hükümetin ülkemize ve milletimize nasıl maliyeti olduğunu Sayın Başbakanımız ifade etti! Maliyetleri hep ödeyen biziz! Yani millet… Her şeyin maliyeti o kadar yüksek ki, kutularda olana garson bahşişi muamelesi yapılması normal bence!

Paranın bu kadar geçer sosyal ölçü! haline gelmesi karşısında; devletimizin borsada başardığı kahramanlıkların görünmemesini ve şaşıran borsanın, dış odakların tavrını beslemesini görmüyorsanız, ihaneti de görmüyorsunuz demektir! ( buna benzer anlaşılmaz savunmaları yiyorsanız bu cümleyi de yiye yelim) 

Bence adliyeleri borsa yapalım, herkes kazansın rahatlasın!

Savcı idi, hakim idi uğraşmayalım! Dış odaklar burada hemen tesir ediyor! Burada tesiri kırmanın tek yolu: adliyeler kaldırılsın borsa olsun; savcılar, hakimler dershanelere atanıp, aldıkları dersi anlatsın!

…

Sanırım buraya kadar sorunu teşhis edip çözdük! Bundan sonrası en mühim nokta: Paralele devlet deniyor ya! İşte ondan anlamıyorum ben! 

Derin devleti öğrenmiştik. Hatta birçok devlet çeşidi ifade edip, devlet şekilleri ve anlayışlarını hep öğrenmiş, eh hazmetmiş idik! Ama ben bu paralel devleti anlamadım! 

Türkiye cumhuriyeti devletinde kaç devlet var?

İmralı’da meşruiyet varken! İmralı dışında her anlayışın ötekileşmesini, hatta “ihanet ediliyor” söylemini ne yapalım?

Bize meşru gösterilen her şey neden vicdanımızı kanatıyor?

Müslümanlık adına konuşma yetkisi olduğunu söyleyenlerin; Müslümanlığın ait olduğunu söylediği parti dışında; Müslümanlık mümkün değil mi?

Neden herkesin Müslümanlığı sorgulanırken, günahlar konuşulmuyor? İslam’a göre günahsız kimdir? Hatırlayan var mı? Günah var ise neden günah sahibinin koruyucusu var da, vicdan sahipleri sahipsiz? 

Hangi tarikat veya cemaat bu ülkede müntesiplerine hangi partide olmasını söyleyebilir? O partide olmayan müntesiplerini din dışına çıkmış sayabilir?

Bir tek Mürşit ve cemaat lideri var mıdır, bu ülkede parti tarifi yapan?

Neden iktidar partisi yanında veya karşısında diye: İslam bu kadar refarans haline gelmiştir? Tarikat; partiye giden yol mudur?

İktidar partisinin, yüzlerce yıllık geleneği ve terbiye tavrı olan bu kültürümüze yaptığı muamelenin yanlışlığını, kendilerine ifade edecek bir vicdan ehli yok mudur?

Bu kültürde yetişenlerin varlığı mı devleti rahatlatır? paranın gücüne tamah edenlerin varlığı mı?

Hangi Türk Devleti paranın gücü ile kurulmuştur?

Bizi ekonomik kriz mi yıkar? Adaletsizlik mi?

Her zaman Allah’a emanet olun.