Alparslan Türkeş‏

Başbuğ Alparsan Türkeş'in ölüm yıldönümü için, değerli okuyuculara bir yazı dizisi hazırladım...
Başbuğ vefat edeli 19 yıl oldu ve gençliğin Başbuğumuzu tanıması için yazıyorum...

Bu yazdıklarım rahmetli Başbuğumuz ile geçirdiğimiz ve aldığımız derslerin özetidir.

"Başbuğ'un milletimizin mensuplarına verdiği değer."

Rahmetli 1992'de tedavi için Almanya'ya geldi ve benim bölge Başkanı olduğum yerdeki bir klinikte,yaklaşık üç hafta romatizma tedavisi görmüştü...
Başbuğumuz Almanya'ya geldigi gün kliniğe Türkiye'nin Almanya büyükelçisi sayın Onur Öymen ziyarete geldi ve klinikte yemek ihtiyacını karşılamak için bir ahçı göndereyim diyerek, Başbuğumuza teklifte bulundu...Başbuğumuz teşekkür ederek kendi proğramları olduğunu yemek ihtiyacını,hergün bir ülkücü arkadaşı ziyaret ederek göreceğini söyleyerek,büyükelçiye ilgisinden dolayı teşekkür etmişti.

Rahmetli sabah kahvaltısını klinikte yapıyor,saat dörde kadar romatizma tedavisi görüyordu,daha sonra ziyaretler yaparak,hergün bölgedeki bir ülkücünün evinde misafir oluyordu.

Birgün Braunfels isimli bir kasabada bir kaleyi ziyarete gittik,kaleyi gezerken Uşak'lı bir aile Başbuğumuzu tanıdı ve evine yemeğe davet etti...
Tam dört saat tanımadığımız bir aileye misafir olduk,ev o kadar kalabalık oldu,rahmetli bize insanları rahat bırakın istedikleri gibi hareket etsinler diyerek uyarmıştı...
Yani rahmetli tam bir halk adamıydı ve halkın içinde olmaktan büyük haz alıyor,milletimize sahip çıkmak gerektiğini sık sık dile getiriyordu.

Başbuğ'daki samimiyet;
Türk federasyona bağlı Hannover teşkilatımızın açılışına gidiyoruz...
Yolda mola ihtiyacı vermek için durduk,bugün gibi değil tabi...
En fazla iki arabamız var...
En fazla sekiş kişiyiz...
Ben duracağımız dinlenme yerine tesadüfen girdim...
Ne görsem içeride enaz 200 bölücü örgüt mensubu var...
Hemen geri döndüm Başbuğu burada durmayalım dedim...
Hiç bir şey sormadı...
Tamam oğlum dedi...
Arabaya tekrar dönüp yola devam ederken...
Sordu oğlum oraya neden girmedik?
Bende efendim içeride bölücü örgüt mensubu dolu,herhalde mitinge veya toplantıya gidiyorlar...
Başbuğumuzun cevabı...
İyi yaptın oğlum.

Hannover teşkilatına gittiğimizde,kapının önünde yüzkişiye yakın bizi bekliyordu...
Rahmetli bekleyen Ülkücülerle tokaşıyor,hal ve hatırlarını soruyordu?
Bekleyenler arasında bir kişi bizim dikkatimizi çekmişti...
Ahmet Demir Bielefeld teşkilatı Başkanı...
Neden dikkatimizi çekmişti...
Muhsin Yazıcıoğlu ayrılığı yeni olmuştu...
Ahmet başkan Bielefeld teşkilatını,Muhsin Yazıcıoğlu'nun kurduğu Nizam-ı alem teşkilatına götürmeye çalışıyordu...
Yani teşkilatı Türk federasyon'dan ayırmaya çalışıyordu...
Başbuğ herkesle tokalaştı...
Ahmet Başkan'a gelince sarıldı ve hal hatırını sordu...
Biz şaşırmıştık.
Arabada geri dönerken sordum?
Efendim Ahmet Demir'i tanıdınızmı?
Bana döndü tanımaz olurmuyum dedi..
Arkadaşımız yıllardır hizmet ediyor...
Yarın bu yanlışından döner diyerek,ülkücüleri kucaklamamız gerektiğini anlarmıştı.

Partisi ile ismi örtüşen lider;
Yer Amsterdam Türk federasyon'a bağlı ulucamiyi arıyoruz...
Önümüze gelen her Türk ve Hollanda'lıya sorduk?
Ulucamiyi kimse tarif edemedi...
En sonunda vatandaşın birisi sordu...
Kardeşim siz Türkeş'in camisini teşkilatınımı arıyorsunuz?
Biz evet deyince...
Adam kardeşim ne ulu camii filan karıştırıyorsunuz...
Sorun Türkeşcilerin camisini herkes gösterir.
Evet !.
İsmi bu kadar partisi ve hareketi ile özdeşmiş başka bir lider bulamazsınız.

Bu yazı devam edecek.

Allah'a emanet olunuz

 

HABİB YALÇIN

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi