İpek Medya grubu ve Samanyolu'ndan sonra Zaman gazetesine de el konuldu. Adı kayyım atanması da olsa esas maksat Türkiye'nin bu en çok okunan gazetesini batırmak.

Baştan beri toplum ciddi bir şekilde maniple ediliyor. Cemaat şeytanlaştırılarak,bütün kötülüklerin anası gibi gösterilerek basın özgürlüğü ve teşebbüs hürriyetinin yok edilmesi meşrulaştırılıyor. Operasyon, cemaat üzerinden doğrudan doğruya sisteme,hukuk devletine,demokrasiye yapılıyor.

Daha bir kaç gün önce MHP çizgisinde yayın yapan Bengü Türk televizyonu kapatıldı. Cnntürk'te eleştirel yayınlar yapan Mirgün Cabas ile T.Akyol'un programlarına son verildi. Doğan medya grubu iki de bir vergi ve kapatılma ile tehdit edilerek terbiye ediliyor. Kimse inandıklarını yazamıyor.Bunlarda mı paralel?

Zaman gazetesine yapılan hukuk dışı uygulamayı sessizce protesto eden insanlar 28 Şubat'ı aratmayan bir muameleye tabi tutuldular. Kadınlar,çocuklar,yaşlı insanlar merhametsizce coplanarak,gazlanarak ayaklar altında çiğnendi. Ömrü boyunca şiddete eğilim göstermemiş insanlar hoyratça ezildiler.

Zaman'a kayyım atanması kararı ise baştan sona komedi. Savcılığa göre cemaat bir terör örgütü ve PKK ile iş birliği yapmış.Herhalde bu iddiayı en son dillendirmesi gereken bir odak varsa o da hükümettir.

Düne kadar Apo ile masaya oturan,Oslo'da vatan toprağı üzerinde pazarlık yapan kimdi?

Öcalan'ın mektuplarını her Nevruz Diyarbakır'a taşıyarak ülkede paralel bir yapıya,ikili bir otoriteye çanak tutan kimdi?

PKK şehirleri silahla doldururken Oslo'da sırıtarak PKK'lı hainlere şehirleri silahla doldurduğunuzu biliyoruz diyen istihbarat görevlisi kimdi?

Güneydoğu'da istemediğiniz vali,kaymakam varsa söyleyin değiştirelim diyen kimdi?

Apo bizim Mandelamız'dır, Kürtlerin lideridir diyen kimdi?

Torba yasalarla KCK'lıları serbest bırakarak şehir örgütlenmesine kadro takviyesi yapan kimdi?

Şimdi bütün bunlar ortada dururken, bunca şehidin sorumluluğu yüzde yüz bu iktidara aitken, Zaman'ı veya başka bir grubu PKK ile iş birliği yapmakla suçlama hakkı olabilir mi? Üstelik Apo, İmralı'da HDP lilerle görüşürken, KCK operasyonunu cemaat başlattı,cemaat çözümü engellemeye çalışıyor derken. İçerisinde bulunduğumuz terör felaketinin en büyük sorumlusu başta Cumhurbaşkanı olmak üzere bu iktidardır. Dökülen her damla kan çözüm sürecinde verilen tavizlerin sonucudur.PKK'ya sağlanan imkanların bir sonucudur. Suç işleyen kim olursa olsun cezalandırılmalıdır.

Suçlunun cemaati, tarikatı,partisi olmaz.Buna kimse bir şey diyemez! Fakat ortada iddiaları haklı kılacak somut bulgular yoksa bunu da hiç bir vicdana kabul ettiremezsiniz.7 haziran seçimlerinden önce bazı kendini bilmezlerin HDP güzellemeleri yaptığı doğru olsa bile bununla bütün bir cemaat suçlanamaz. Çünkü liderinin söz ve ifadeleri ortada iken bir kaç yazarın kendi fikirleri koca bir toplumu ilzam etmeye yetmez, olsa olsa kendilerini bağlar. O tip yazıların yanlış olduğunu,zamanı gelince bazı operasyonlara gerekçe olacağını belki on defa yazdım. Yazık ki kimse bizi dinlemediği gibi, onların fikir ve beyanları üzerinden bu operasyonların alt yapısı oluşturuldu.Cemaate en büyük zararı cemaat kisvesi altında HDP meddahlığı yapanlar verdi.Bu durum eleştirebilir ama suç kategorisine sokulamaz.Çünkü o parti mecliste ve herhangi bir kapatma davasının muhatabı değilse ona destek verene de hukuken bir şey yapamazsınız. HDP bir suç odağı ise önce onunla ilgili hukuki süreci başlatacak ondan sonra başkalarından hesap soracaksınız.Kaldı ki o HDP ile düne kadar al takke ver külah yapan yine AKP iktidarıydı.

Sonra gazete önünde toplanarak demokratik tepkilerini dile getiren insanlara reva görülen o muamele ne? Nerede kaldı vicdan,nerede kaldı insaf. İnsan bu kadar mı merhametsizleşir, bu kadar mı duygusuzlaşır. O insanlarda mı PKK ile iş birliği yaptı? Buna kimi inandırabilirsiniz.İddia o kadar temelsiz ki PKK'nın bütün yayınları açık bırakılırken sözde onunla iş birliği yaptığı iddia edilenler yerlerde süründürülüyor.Kaldı ki bugün bile AKP çatısı altında HDP,Kürdistan hatta PKK güzellemesi yapan bir sürü isim var. M.Metiner on defa Suriye'de bir PYD devleti kurulabileceğini söyledi,havuzun sesi E.Aköz belki on defa PKK'nın terör örgütü olmadığını yazdı, O.Miroğlu'nun,Ensarioğlu'nun HDP paralelinde onlarca yüzlerce demeci var.İçinde bunları barındıran bir partinin başkalarını terör örgütü ile suçlamaya hakkı var mı? Savcılığın hedefi adaleti temin etmekse önce bunları görmelidir.

Anayasa'nın 30. maddesi açıktır; yasaya uygun olarak kurulan basım evine,basım araçlarına suç aleti olduğu gerekçesi ile el konulamaz,müsadere edilemez! Peki nerede hukuk,nerede yasa?

Suç uydurarak,iftira atarak yapılan her uygulama dönüp sahibini vurur. Bu,cemaat adı altında muhalefeti susturmaktır. Bu paralel adı altında hukuk devletini,demokrasiyi yok etmektir. Bu suçla mücadele adı altında tek adam yönetimine geçerken yol temizliği yapmaktır. Cemaat sadece yapılan operasyonları meşrulaştırmak için bir araç olarak kullanılıyor.Hedef demokrasi ve hukuk devletidir. Toplu tepkileri önlemek için tek bir grup öne çıkarılmakta ama aslında bütün bir demokrasi vurulmaktadır.