GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ....(İdam Hücresinde hain olmak)

MHP'de kongre süreci başladığından beri herkese bir etiket yapıştırılıyor. Mertçe delegenin kantarına çıkmak yerine çamur atarak siyaset yapmak-İslam ahlak ve fazileti -diyerek yola çıkmış bir harekete yakışmaz.

Bu satırların yazarına da zaman, zaman çeşitli yakıştırmalar yapılıyor. Bu iddialara cevap vermek bile benim için züldür. Biz Ülkücülüğümüzü bu millete ve onun değerlerine hizmet ederek Allah'ın rızası için yaptık.

Allah için yapılan Allah'a arz edilir. Caddede, sokakta propaganda malzemesi yapılmaz. Ama şahsım üzerinden başkaları yıpratılmak istenince bazı şeyler yazmak şart oldu.

Yıl 1983..., İzmir Şirinyer Askeri cezaevi... Son ramazan iftarını yapıyoruz,bir gün sonra bayram. O gün Malatya 2.Ordu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesinde gıyabımda karar duruşmam var. Hem iftarımı açıyorum hem göz ucuyla televizyona bakıyorum. O tarihlerde haberlerde önce özetler, sonra tafsilat verilirdi. Haberler başladı, özetlerde Malatya Sıkıyönetim Askeri Mahkemesinin bir kişiyi 2 defa idam ve 200 küsur yıl hapis cezasına çarptırdığını söyledi. Anladım, o bendim. Ama hiç bir şey söylemedim. Biraz sonra televizyon tafsilat verirken iki defa idam cezasına çarptırılanın ben olduğunu söyledi. Koğuşa bir ölüm sessizliği çöktü. 20-25 kişiyiz. Herkes yemeği bıraktı, bütün gözler üzerimde.İştahım kesildi ama bir şey olmamış gibi yemeye devam ettim. Biraz sonra koğuş koptu,idamların infaz edildiği dönem. Her idam kararı bir kayıp gibi görülüyor. Daha fazla devam edemedim yemeği bıraktım,arkadaşlar kimi hıçkırarak, kimi metin görünmeye çalışarak bana sarıldılar...

Mahpushane çaresizlik yeridir.İçinizden geldiği gibi haykırmanız bile mümkün değil. Göz yaşlarınızı,acılarınızı,içinizdeki dipsiz kuyuya dökeceksiniz. Hele harekette sorumlu mevkide bulunmuşsanız, mengeneyle kafanızı patlatsalar susacaksınız.

Kucaklaşma,helallaşma faslından sonra arkadaşlar koğuş penceresine çıkarak sesleri kesilinceye kadar slogan attılar; Kanımız Aksa da Zafer İslam'ın!

İdam cezası benim Bayram hediyem oldu.

İki gün sonra kelepçelenerek bir ölüm mahkumu olarak Buca Cezaevi hücre bölümüne götürüldüm.2.5X2 ebadında tuvaleti içinde, ışığı dışında içinde yürümek bile mümkün olmayan kümes gibi bir yere konuldum. Aylarca orada kaldım,tek duam,duamız vardı,finale giderken zaaf göstermemek,davaya leke sürmemek.Ölüme razıydık ama sendeleyerek,korkarak gitmeye razı değildik. Siz hiç Allah'ım ayağımı sürçtürme diye dua yapmanın anlamını bilir misiniz? Bunu hücrelerde gençliğini tüketenlere, her gece infazı bekleyenlere sorun.

Bunlar böyle bir yazı ile on yazı ile anlatılacak şeyler değil

.Uzun hikaye,Yargıtay verilen cezayı az bularak bozdu.Sonra Özal affı,sonrası malum...

Cezaevinde örgütlenmenin karşılığının öldüresiye işkence olduğu 1984 e kadar bulunduğum her cezaevinde,(Konya Dutlukır,İzmir Buca,İzmir Şirinyer Askeri Cezaevi) o şartlarda başkanlık yaptım. Yakalandığımda 76 gün işkencede kaldım,Konya,Elazığ,Manisa sorgularında dolaşıp durdum.

Vatan mücadelesi yüzünden iki üniversiteyi yarım bıraktım. (Manisa Spor akademisi,Elazığ Fırat üniversitesi Tarih)

Dönüp geriye baktığımda o ölümün özlendiği hayattan sağ çıkmayı Allah'ın lütfundan başka bir şeye bağlamıyorum.

Bunları niye yazdım?

Belki yazdıklarından utanan sıkılan olur diye yazdım.

Şucu bucu diye yakıştırmalar yapılıyor. Bunları yaşayan neci ise ben de ocuyum.

Hiç bir cemaat,tarikat veya grupla organik bir bağım olmadı.Ama Allah,vatan,millet diyeni ayırt etmez severim.

Kime yapılırsa yapılsın zulme rıza göstermem.Gücümün yettiği ölçüde mücadele ederim.

Ölçüm Allah'ın Kitabı,şanlı peygamberin sünneti ve milletimin menfaatleridir.

MHP'deki değişimi destekliyorum. Hiç bir adayla ne Sn Meral Akşener'le, Ne Sn Koray Aydın'la, ne sn Ümit Özdağ'la ne de Sn Sinan Ogan'la doğrudan veya dolaylı tek bir görüşmem olmamıştır. Bir koltuk kapmak için gidip kimseye askıntı olmam, rahatsızlık vermem.Veren de alan da Allah'tır çünkü.

Bu adayların hepside değerli,harekete hizmeti geçmiş insanlardır. Ancak davanın menfaatlerinin kişileri aştığını,aşması gerektiğini düşünüyorum. Bir kişiyi tatmin için bir davanın menfaatlerinden vaz geçilmez.Bir kişi için milyonlar feda edilmez.

Ülke gidiyor,değerlerimizin içi boşaltılıyor,memleketin yarısı işgal altında.. Bugüne kadar bizi bir adım ileri götüremeyenler bundan sonra da götüremez. Türkiye geri dönülemez noktaya gelmeden buna müdahale etmek gerekiyor. Bugün olmazsa yarın çok geç olacaktır. Onun için ona buna çamur atıp dışlamak zamanı değil, ortak noktası ülkenin bütünlüğü olan herkesle kucaklaşma zamanı.

Dövüşmeyelim,gelin yarışalım...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi