KRAL ÇIPLAK

Siyaset için yapılanlar (kaybetmek pahasına) millet için yapılmıyor ise, kimse bize insandan ve İslam’dan dem açıp; büyüdük demesin..

 

Uluslararası güç dengelerinde dengemiz bozuldu sanıyorum.

 

Tarih boyunca bir diğer ülkede etkinlik kurmak isteyen güçlü ülkeler, o ülkenin yöneticileri üstünde tesirli olmaya çalışmış, tesirli olmadığı yöneticileri itibarsızlaştırmak başta olmak üzere çeşitli metodlar kullanılarak ülke yönetimlerinden uzaklaştırılmasına çalışmışlardır.

Soğuk savaşlar dediğimiz dönemde işlenen siyasi cinayetlerde;  itibarsızlaştıramadıkları siyasetçilere karşı ne kadar çılgın olduklarının en acımasız göstergesidir.

Yakın döneme kadar dünyanın bu yönetim tarzına iştirak eden siyasi anlayışa “derin devlet” diyor idik!

Uluslararası güç odaklarına yaranarak iktidar olma ve iktidarda kalma anlayışı ile devletin yönetildiği bir vakıadır. Üye olduğumuz uluslararası kuruluşların, aynı zamanda güç odağı olarak ülkemizi denetlediğini ilkokul çağını aşan her vatandaş bilmektedir!

Tarih boyunca ve günümüz siyasetinde farklı kültürde olan milletler bir birlerine vatandaşlar üstünden değil, yöneticiler üstünden hitap etmişlerdir.

Burada sanırım ender bir istisna olarak Sayın Başbakan (yakın kültür çerçevemizden esinlenerek!) devletler ile kavga edip, halklara mesajlar vererek, geçmiş ihtişamlı zamanlarımıza döndüğümüz mesajını içerde verdiğini sanıyor! “Zaten o coğrafya geçmiş de bizim tasarrufumuzda idi” diyerek, “zalim liderlerinden kurtulup, bizim liderliğimizi benimseyecek” liderlere kavuşmalarını sağlayacağımız ve böylelikle; tıpkı Osmanlı da olduğu gibi mutlu bir dünya ya çocuklarımız doğacaktır!

Yani biz devletler ile kavgalı görünür iken, aslında o devletlerin insanları için birer kahraman idik! Bizim liderimiz aslında o ülkelerin de lideri idi! Bunu o ülkelere ziyarete giden her kişi şahitlik yapar idi…

Kendi devlet sınırlarını aşma fikri ve bunun gereği aksiyon; Türk Cihan Hakimiyeti dir. Bunun manevi karşılığı ise İ’la-yı Kelimetullah dır.  (Allah’ın ismini yüceltmek, islam dinini yaymak demektir) 

Şimdi gençlik günlerimizde seminerle edindiğimiz bilgilerle devlet yönetilemeyeceğini anlamış bulunmaktayım!

İslam dünyasında ki karışıklıklarda halkların yanında yer almak (bu coğrafyalar zaten islam coğrafyası, yöneticileri ile kavga etmek bizim işimiz midir?) ve devletini yok saymak veya devletini yönetenlerin diktatör (öyle olsa bile) ilan etmek, bu ülkenin: Türkiye'nin yönetim tarzı olamaz.

Kendi ülkemizin dinamikleri ile kavga edip, ne zaman nereye vuracağı belli olmayan bir siyaset diliyle içimizde kavuşamadığımız huzuru dışarıya nasıl taşıyacağız? Ecdadımızın yaptığı bu değil idi…

Beyin zenginliği değil, asaleti esas alır idi. Bey çadırını yağmalatır, mala önem vermez idi…

Beyin gücü; adaleti idi. Bey devlet idi; millette öteki asla aramaz, var ise beriki yapar idi…

Bey katile mazlum muamelesi yapmaz idi…

Beyin sözü milletin sözü idi, üstüne konuşan olmaz idi saygıdan….

Bey birlik idi hepimize, peşi sıra dizilerek gittiğimiz…

Bey söyler millet dinler idi…

İçimizde birlik, dünyada dirlik idi; beylik….

Siyaset için yapılanlar (kaybetmek pahasına) millet için yapılmıyor ise, kimse bize insandan ve İslam’dan dem açıp; büyüdük demesin..

Vicdanı kanayanlar çoğaldıkça büyüyen; ne beydir, ne beyliktir….

Siz iddianızı kuşanamaz iseniz, iddialarınız koca bir millete; dert olur, sıkıntı olur, eziyet olur….

Anlamayana ağlanılmaz...

Her zaman Allah’a emanet olunuz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi