Ümit Özdağ'ın çıkışı ile birlikte tekerlek tümseği aşmıştır. Bu noktadan sonra kader-i ilahiden başka hiç bir güç MHP kurultayını durduramaz.

İstifalar büyük ihtimalle önümüzdeki günlerde de sürecek...

Çünkü MHP de siyaset yapanlar, son on sekiz yıl boyunca sadece bir parti nasıl küçültülür, nasıl kötü yönetilir gördüler.

Bir partinin kazanmaması için hangi kombinezonlar yapılır yakinen tanık oldular.

İnsanların nasıl küstürüldüğünü,nasıl aşağılandığını,milliyetçiliğin/Ülkücülüğün nasıl kendi nefislerine hizmet edenlere paye olarak verildiğini bizzat yaşayarak müşahede ettiler.

AKP iktidarı boyunca sadece söylem düzeyinde bir muhalefet yapıldı. Asla toplumu seferber edecek,ülkenin içine düşürüldüğü durum karşısında harekete geçirecek aktif bir siyaset izlenmedi. MHP'nin hala ülkenin en ağır problemi terör konusunda bile yazılı bir çözüm programı yok. Üniversitelerde bir çok milliyetçi akademisyen olmasına rağmen tek bir tanesinden bile istifade edilmedi.Ümit Özdağ gibi bu ülkenin terör konusunda uzman bir iki isminden biri olan bir ilim adamından bile yararlanılamadı.MHP sadece oy kaybetmekle kalmadı bir zamanlar ülkenin en çok okuyan tabanına sahip olma ve fikir partisi olma özelliğini de kaybetti.

Güçlü bir milliyetçi siyaset bu ülkenin güvenliği için de,terör örgütünün motivasyonunu bozmak için de şarttır. Beka sorunu yaşayan,toprak bütünlüğü tehdit altında olan ülkelerde milliyetçi partiler büyük oy patlamaları yapar. Türkiye tarihinin en büyük kuşatmalarından birini yaşamasına rağmen milliyetçi bir parti oy kaybediyorsa orada çok ciddi bir yönetim sorunu var demektir. Bir ülkede milliyetçiler, milliyetçi bir parti yerine milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım diyen bir liderin partisine oy veriyorlarsa orada çok büyük bir problem var demektir.

AKP iktidarının en önemli nedeni karşısında güçlü bir muhalefetin bulunmayışıdır. Partileri liderler temsil eder,lider güçlüyse partisi de güçlüdür,lider zayıfsa partisi de zayıftır. Son on yılda MHP nin savunduğu politikaların kahir ekseriyeti doğru çıkmasına rağmen bunu oya tahvil edemedi. Çünkü haklılığını oya tahvil edecek bir yönetim kademesi ve liderlik yoktu. Son seçimde de sahada olan herkes Bahçeli faktörünün neye mal olduğunu gördü. Bahçeli karşıtlığı MHP sempatizanlığına baskın geldi ve MHP tarihinin en büyük hezimetlerinden birine uğradı.

Problem MHP'nin fikirlerinde değil,yönetim tarzında.. Bugün MHP de siyaset yapıp da hayatının herhangi bir döneminde hain ilan edilmemiş pek az insan vardır. Bir çoğu da kırgın küskün bir kenarda oturuyor. MHP'nin önce iç barışa sonra da bütün bir toplumu kucaklayacak kucaklayıcı,barıştırıcı,bütünleştirici bir siyasete ihtiyacı var.

MHP kendini var eden değerlere uygun bir siyaset yapsa bugün bu ülke çok farklı bir noktada olurdu.En azından çözüm ihaneti olmazdı,PKK terör örgütünün şehirleri silahla doldurmasına göz yumulmazdı,Yargının siyasallaşmasına fırsat verilmezdi,bölücülük meclis koruması altında olmazdı. Ayrılıkçılık fikir özgürlüğü olarak demokrasinin bir icabı gibi yutturulmazdı. Ankara bombasını atan teröristin taziye çadırına gitmeye kimse cesaret etmez, o çadırda orada kurulamazdı. Öcalan üç yıl boyunca eş başbakan muamelesi görmezdi. Güçlü bir MHP liderliği olmadığı için ülkenin birliğini tehdit eden her türlü ihanet rahatlıkla yapılabildi.Bunların olmaması için güçlü bir MHP ye ihtiyaç var.

Toplumda MHP kurultayına dönük büyük bir beklenti ve heyecan var. MHP ilk defa kendi kitlesinin dışındaki seçmenden ilgi görüyor.İlk defa bu ölçüde bir heyecan oluştu. Bundan sonrası herkesin sorumlu hareket etmesine bağlıdır. Kimin yanında olursa olsun ülkücü ülkücünün kardeşidir.Kongre istemek asla bir partinin düşmanı olmak demek değildir.Kongreyi bir iktidar yarışı yerine düşmanlık yarışı aline getiren kaybeder.Meclise beşinci bir parti  daha girer diyerek beşinci partiyi MHP'nin içinden çıkarmak isteyenlerin oyununa gelinmemelidir.Bu kongre milliyetçilerin bayramı olmalıdır. Kavga zamanı değil,Türkiye için kucaklaşma ve iktidara yürüme zamanıdır.