Milli muhalefetin büyük sınavı: 11 Haziran

Erdoğan Anayasa, Sayıştay ve CHP gibi kurumlardan bahsederken İmralı süreciyle ilgili toplara pek girmiyor. Konunun barındırdığı risklerden çekiniyor olmalı...

Bahçeli ise Sırrı Süreyya Önder'in fotoğrafını okşuyor, Apo'ya şükranlarını sunuyor ve yeni bir milli kimlikten söz ediyor.

Cumhur İttifakı, mali kaynaklarımızın dış borç faizini bile karşılamadığı koşullarda derin bir kriz yaşıyor. İttifakın siyasi sorumlusu olan büyük ortak, durdukları takdirde düşeceklerinin farkında. Kaygılılar.

Ne olursa olsun iktidarda kalmak zorundalar, çünkü amel defterleri oldukça kabarık. DEM Parti, Kemal Bey'in Meclis'e taşıdığı saray döküntüleri, HÜDAPAR, MHP ve AKP, gerektiğinde CHP'nin etnikçi kanadından da destek alarak 400 milletvekilini aşabilir ve Anayasa değişikliğiyle kaçınılmaz sonu epeyce öteleyebilir mi? Erdoğan'ın tüm hesabı bu olmalı.

Öte yandan, terör örgütünü durduk yere meşrulaştıran ve görünürde Bahçeli'nin yönlendirdiği bu politika, Türk milletinde büyük bir hoşnutsuzluk yaratıyor.

Bahçeli sadece kendi partisini değil, AK Parti'yi de bitirme yolunda. Geçen belediye seçimlerinde çok daha büyük bir hezimeti engelleyen ve bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçimini Erdoğan'a kazandıran DEM Parti üzerinden Millet İttifakı'nı şeytanlaştırma stratejisi artık işe yaramıyor. Çünkü DEM Parti, artık açılım ortağı ve fiilen Cumhur İttifakı'nın bir bileşeni haline geldi.

Bana göre, Erdoğan'ın tek umudu olan referandumsuz bir Anayasa değişikliği Türk Milleti'nin tepkisi nedeniyle gerçekleşmeyecektir. Üstelik, muhtemelen Cumhur İttifakı'nın güncel restorasyonunda, tam da zurnanın zırt dediği yerde Bahçeli'nin ittifaka bir darbe vurabileceğini düşünüyorum.

En üniter, en Lozancı tavır alınmasının ve laik bir Türk milliyetçiliğine sahip çıkılmasının zorunlu olduğu bu dönemde, CHP'den pek umutlu değilim.

Bu koşullarda, müesses nizam partileri dışında kalan milli devlet yanlısı partilere ve vatandaşlara büyük görev düşüyor. Hem yüreğimizle hem de aklımızla sınanacağımız günlerden geçiyoruz.

Küçük hesaplar peşinde koşanlar, kendileri ufalanarak kaybolup giderler. Cesaret ve dayanışma gösterenler ise Türkiye'yi feraha çıkaracak kadronun önemli bir parçası olurlar.

En yakın vadedeki ilk sınav, 11 Haziran'da Ümit Özdağ'ın özgürlüğü için Zafer Partisi'ne destek olmak gibi görünüyor. Herkesin adalet arayışında ve milli dayanışma iradesinde ne kadar samimi olduğunu, 11 Haziran'da hep birlikte göreceğiz.

Lâf, söylev değil eylemli olarak vatan için çile çekene destek zamanı. Türk milleti dostunu da kendisine dost olamayanı da Özdağ'ın yanında olabilmek kriterine göre emin olunuz 11 Haziran'da tartacaktır.

Ben "Türk milliyetçisiyim, ben Atatürkçüyüm" diyeni Allah utandırmasın...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Onur Şahin Arşivi