MUHALEFETİ HEDEFLEMEK ve MHP'NİN MİSYONU

 MHP, devletin birliğini, milletin bütünlüğünü misyon edinmiş bir parti. Dolayısıyla politikalarını daha çok bu hassasiyetler üzerine bina etti. Milliyetçilik kuramcılarından Adam Smith’in yaptığı milliyetçilik tasniflerinden biri de buna uyuyor. Smith,milliyetçiliği devlet kuranlar,kuramayanlar diye ayırdıktan sonra, devlet kuranların misyonunun milli bütünlüğü pekiştirmek olduğunu söylüyor.

Bu tasniften de anlaşılacağı üzere bütünlükçü bir siyaseti hakim kılmak için önce iktidara gelmek gerekir. Muhalefette kalarak, etkisiz bir zeminde durarak bu misyonu gerçekleştirebilmek mümkün değil. Çünkü, toplumu bütünleştirmek çok ciddi imkan ve araçlara sahip olmayı gerektirir. Sırf retorikle, içi doldurulmamış nutuklarla toplumu birbirine rapt-u zapt edemezsiniz.

Milli bütünlüğü hedefleyen bir parti aynı zamanda iktidarı da hedefler. Hele sosyal bağların gevşediği,milli devletin yerine Federatif bir yapının dayatıldığı bir dönemde bu daha da elzemdir. Davası olanın, davasına uygun zemini de oluşturması icap eder.

Biz bir dava partisiyiz oy sayısı önemli değil gibi bir ifade –biz olmasak da olur gibi- bir anlam da içerdiğinden misyonu olan bir partiye asla yakışmaz. Bugünün dünyasında muhalefette kalarak büyük idealleri hayata geçirmek mümkün değil.

MHP kısa süreli koalisyon dönemini saymazsak yıllardır muhalefette. Bütün kadroları iktidar tarafından usul usul tasfiye edildi. Son olarak okul müdürleri görevlerinden alınarak yerlerine iktidar yandaşı kadrolar getirildi.Devlette neredeyse milliyetçiliği misyon edinmiş tek bir bürokrat bırakılmadı. Devleti korumak,milleti bütünleştirmek ancak buna inanan kadrolarla olur.Dolayısıyla hem muhalefeti hedefleyip hem de MHP’nin misyonunun bu şekilde korunacağını iddia etmek ham hayaldir.

Bahçeli, son grup toplantısında esas olan davadır sayı önemli değil derken aslında zımnen MHP tabanına iktidar vadedecek durumda olmadığını itiraf etmiş oldu. Muhalefette kalan MHP’nin ideallerini gerçekleştirmek şöyle dursun hiçbir idealini koruyamadığı ortadadır. MHP çözüm sürecine karşıydı, çözüm süreci oldu. MHP Oslo’ görüşmelerine karşıydı, iktidar Oslo’da PKK ile masaya oturdu. MHP ana dille eğitime karşıydı, iktidar özel okullarda ana dille eğitim yapılabileceğine karar verdi. MHP, KCK’lıların tahliyesine karşıydı, iktidar torba yasayla bütün KCK militanlarını tahliye etti. MHP Okul müdürlerini değiştiren düzenlemeye karşıydı, iktidar bütün okul müdürlerini değiştirdi. MHP, sınırların açılmasına PYD’ye yardım götürülmesine karşıydı, iktidar sınırları açarak Barzani’nin peşmergelerinin PYD’ye yardım götürmesine yardım etti, MHP çözüm sürecinde güvenliğin askıya alınmasına karşıydı, iktidar güvenliği askıya aldı. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün, MHP milli bütünlük adına neyi savunuyorsa iktidar tersini yaptı ve sayı önemli değil diyen MHP bu düzenlemelerin hiç birine engel olamadı.

Muhalefete razı olmak ve bunu da dava diye takdim etmek iktidarın üniter devletin yapısıyla bağdaşmayan bundan sonraki icraatlarına da çanak tutmak,MHP’yi bilinçli olarak etkisizleştirmektir. Milliyetçi bir parti, milliyetçiliği ayak altına aldığını söyleyen bir partiye iktidarı teslim etmez. Misyonunu gerçekleştirmenin en etkili yolunun iktidara gelmek,yönetimde söz sahibi olmak olduğunu düşünür.

Bahçeli, iktidar hedefimiz yok ama davamız var diyor. Muhalefet de kalarak bugüne kadar davanın hangi rüknü yerine getirilebildi ki bundan sonra getirilebilsin. Muhalefeti hedefleyenlerin yeri siyaset değil, dernekçiliktir. İktidara talip olmayanların aslında siyaset yoluyla realize edecekleri bir davaları da yoktur. Bunun adı dava değil, AKP’nin koltuk değnekçiliğidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi