SARAYIN PLANı ve MUHALEFET

Cumhurbaşkanı Türkiye'yi adım adım erken seçime götürüyor. Siyasi kulislerde seçim tarihi, bile belli; 22 Kasım.Sarayın hesabı PKK'ya yönelik operasyonların toplumsal yansımalarından bir AKP iktidarı çıkarmak. Bunun için, HDP'yi terörle özdeşleştirirken,MHP'nin de elindeki milliyetçilik silahını alacağını düşünüyor. PKK'ya atılan her bombanın MHP'nin sandığını boşaltacağını umuyor.

Bu hesap tutar mı, önümüzde ki günlerde göreceğiz. Ancak Sarayın göremediği bir nokta var. Demirtaş seçimin hemen ertesinde HDP'de ödünç oylar olduğunu kabul etmişti.Bunun yüzde kaça tekabül ettiğini tahmin etmek kolay değil. Ancak bu oylar AKP karşıtlığından ziyade, doğrudan Erdoğan karşıtlığından HDP'ye yönelen oylardı.Erdoğan hala yerinde duruyor,üstelik o karşıtlığı sempatiye dönüştürecek herhangi bir gelişme de olmadı. Bilakis 8 Haziran sabahından beri Erdoğan'ın milli iradeye gösterdiği saygısızlık yeni karşıtlıklar üretti. Erdoğansız bir siyasete yeni gerekçeler eklendi.

Öte yandan PKK'ya atılan bombaların oy olarak döneceği de çok mantıklı görünmüyor. Mesele atılan bombalarla kalsa böyle bir analize haklılık payesi verilebilir. Ama her gün birkaç şehit cenazesi de geliyor. Üstelik toplumun kahir ekseriyeti bu cenazelerden Cumhurbaşkanı ve iktidarı sorumlu tutuyor. Kimse üç beş bomba ile son üç yılda yapılan hataları ört bas edemez. PKK bugün bu kadar rahat eylem yapabiliyorsa, bunu AKP'nin akla ziyan çözüm sürecine borçludur. Vurulan her karakolda, öldürülen her asker ve poliste iktidarın kör,sağır siyasetinin büyük etkisi var. Seçim sandığına gidildiğinde insanlar sadece PKK ile mücadeleye oy vermeyecekler,onun vurduklarını,yaktıklarını,yıktıklarını düşünerek de oy kullanacaklar. Dolayısıyla AKP lehine seçmen tercihlerinin değiştirecek çok fazla gerekçe yok. Daha önemlisi Erdoğan'ın planının toplum tarafından doğru okunmasıdır. Örgüte yönelik operasyonların seçime endeksli olduğunun anlaşılması halinde bu silah geri tepecek, dönüp bu planı yapanları vuracaktır. Seçim kazanmak için vatan çocuklarının hayatları üzerinde kumar oynamak,hiç bir toplumda alkışla karşılanmaz.

Bu gerçeğe rağmen iktidarın elindeki medya gücü ve toplumu etkileme imkanları göz ardı edilmemelidir. 7 haziran seçimleri sandıktan toplumu ika edecek bir sonuç çıkarmamıştır. Yüzde kırka yüzde altmışlık blok şeklindeki tasnif doğru bir tasnif değil. Yüzde kırklık bir blokun var olduğu doğru ama bunun karşısında yüzde altmışlık tek parça bir blok yok. MHP ile HDP arasında kapanması muhal bir mesafe var. Özellikle terör konusunda CHP ile MHP arasında da ciddi fikir ayrılıkları var. Bu farklar, partilerin temel görüşleri, hatta varlık sebepleri olduğu için görmezden gelmeleri beklenemez.Onun için yüzde altmışlık muhalefet cephesinden AKP'siz bir iktidar çıkarabilme imkanı mevcut değil.

Saray birinci günden itibaren seçim planını tıkır tıkır yürütüyor.Çok partili her iktidar Sarayın sonu demek.Yargı'nın kodlarıyla oynanarak kapatılan dosyaların bir bir açılacağını biliyor.Bunun için PKK üzerinden nefsi savunma yapıyor.Muhaliflerini, karşıtlarını terör örgütü ve onun siyasi uzantılarıyla özdeşleştirerek itibarsızlaştırmaya, etkisizleştirmeye çalışıyor.Kendince tehlikeli gördüğü grupları HDP'nin yanına iterek ana kitle ile bağını koparıyor.Muhaliflerine ya HDP'yi yalnızlaştırmak, yahut onunla birlikte anılmaktan başka yol bırakmıyor.Her iki halde de kazanacağını hesaplıyor; HDP'nin yanına gidenlerin itibar kaybına uğrayacağını, artık kendi kitlesini etkileyemeyeceğini,gitmeyenlerin ise onu zayıflatarak kendine bir kaç puanlık katkı sağlayabileceğini düşünüyor. Bunu Gülerce'nin son bir kaç gündür yoğunlaşan açıklamalarında da okumak mümkün. Gülerce içinden çıktığı cemaati HDP ile fikir ve eylem birliği içinde olmakla suçlayarak bu planı deşifre ediyor. Yazık ki bazıları bu çıplak gerçeği görmemekte direnerek, şu veya bu gurubu HDP'nin kuyruğuna takmaya çalışarak bu projeye destek oluyor.Oyun açık, Sarayın bir seçim planı var,muhalefetin ise bir planının olup olmadığı meçhul.Mevcut konjuktörde bu planı bozacak tek parti var;MHP. 7 Haziran öncesi yapamadığı ittifakları muhtemel bir erken seçimde yaparsa bu saray için de AKP için de 7 Haziran seçimlerinden daha yıkıcı olur. Aksi takdirde el birliği ile sarayın iktidarına hizmet etmiş olurlar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi