Yasalar geneldir, toplumun tamamı için çıkarılır. Gelişmiş ülkelerde kişiler, gruplar için yasa çıkarılmaz. Hukuk devleti imtiyazlı kişi ve sınıfları kabul etmez.

Rıza sarraf yakalanır yakalanmaz meclis alelacele kişisel verilerin yurt dışına çıkarılmayacağına dair bir yasa çıkardı. Yasa umumilik vasfı taşısa da çıkarılış amacının kişisel olduğu açık. Yeni düzenleme ile  yasayı çıkaranlara göre Sarraf için ABD mahkemelerinin bilgi ve belge talebinin önü tıkanmış oldu. Basında olay sadece Sarraf ismi ile ilişkilendirilmesine rağmen Sarraf’la ilişkisi olan öteki kişileri de kapsıyor.E.Bağış,Z.Çağlayan gibi isimler çıkarılan yasayla güya muhtemel bir soruşturmaya karşı koruma altına alındılar.

Ama kazın ayağı hiç de öyle değil. Türkiye’nin çeşitli ülkelerle suçluların iadesi ve ulus aşırı suçlarla ilgili bilgi ve belge paylaşımı için antlaşmaları var. Günümüzde örgütlü suçlar ulusal sınırları aşan bir ilişkiler ağına sahip. Dış bağlantıları olan bir suç örgütü ile uluslararası iş birliği olmadan mücadele etmek kolay değil. Bu maksatla Avrupa Birliği, Avrupa Polis Ofisi ile Avrupa Yargı Ağı’nı oluşturdu. AB ülkeleri arasında oluşturulan ortak bir veri tabanı ile suç örgütleri ile suçluları aynı anda bütün AB ülkelerinde takip etmek mümkün hale geldi.

Günümüz dünyasında polis birimleri ile Yargı mercileri arasında iş birliği olmadan uluslararası terörizm ve sınır aşan suçlarla mücadele mümkün değil. Anayasanın 90. maddesine göre ''Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 5170 - 7.5.2004 / m.7) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır.” Anayasa’nın bu hükmü uluslararası antlaşmaları herhangi bir kanun hükmünden daha önemli ve öncelikli hale getirmiştir. Bu hüküm Anayasa’da durdukça antlaşmalı ülkelerin bilgi taleplerini iç hukuktaki bir yasaya dayanarak ret etmek mümkün değildir. 

Terör ve sınır aşan suçlara en fazla muhatap olan ülkelerden biri Türkiye’dir. Dolayısıyla bu konuda en fazla bilgi paylaşımına ihtiyaç duyan ülke de Türkiye’dir.Sarraf ve arkasındaki birkaç kişiyi korumak için antlaşmalara aykırı olarak bilgi paylaşımından kaçınmak en çok Türkiye’ye zarar verecek,terörle mücadelesini de menfi yönden etkileyecektir.

Düzenlemeye meşruiyet kazandırmak için basında milliyetçi bir dile sığınıldığı görülmektedir. Suçluyu korumanın milliyetçilikle telif edilebilecek yanı olamaz. Esas olan, kimden ve nereden gelirse gelsin Türk toplumuna karşı işlenen suçlara karşı toplumu korumaktır.Hırsızlık,rüşvet,kara para aklama,çıkar sağlamak için örgüt kurmak milliyetçiliğin korumasından yararlanamaz.Suçluyu korumak milliyetçilik değil tam tersine millete ihanettir.

Sarraf’ın yargılanmasından siyasi dengelerin değişmesi veya iktidarın yıpratılması adına herhangi bir beklenti içinde değilim. Demokrasilerde baş rol oyuncusu halktır. Yargı,siyasetin çerçeve dışına çıkmasını önler, halk siyasetin iş ve eylemlerini değerlendirerek sandıkta son sözü söyler. Önemli olan halkın görevini yapmasıdır.İktidarları getirme,götürme görevi halkın,fert fert suça karışanları ayıklama görevi ise yargınındır. Türkiye’nin kendine karşı işlenen suçlara karşı herhangi bir ülkeden bilgi talep etmesi ne kadar normal ise, bilgi vermesi de o kadar normaldir. Onun için Sarrafı korumanın adı milliyetçilik olmaz, olsa olsa suç ortaklığı olur.