
Sayın Genel Başkan Devlet Bahçeli
~~Herkesten ve her şeyden kuşkulanarak MHP yi yönetebilmek nereye kadar mümkün?
Son 18 yıldır MHP üst yönetiminde yer alan her kim var ise; “hiçbir toplantıda ne söz almak veya ne de söz verilmesi söz konusu” diye yakınan, hemen hemen herkesin; bugünkü başarısızlığın mimarı bir MHP yönetiminin arkasında durmaya çalışmasını anlamak mümkün değil!
Açıklamalara baktığımızda ülkücü veya değil, MHP ye ilgi duyan her kişinin zekâsı ile alay edildiği çok açık belli oluyor. Fakat bundan ders alması gerekenlerin, adeta “zekâsı yok” sayanlara destek vermesi “galiba bu açıklama bu arkadaşların zekâsı seviyesinde göre yapılıyor” kuşkusuna yol açıyor!
Bugün adaylığını açıklamış olan çok değerli adaylarımızın üstünde kuşku yaratmaya çalışanların, bu adaylarımızın MHP de görev aldıklarında ve sonrasında, adaylıklarını açıklayasıya kadar;
neden hiçbir ilişkileri kuşku ile ülke gündemine taşınmadı?
Ülkücülük: öncelikle cesaret ve mertlik işidir.
Ülkücü; düşmanın bile takdirini kazanacak bir hayatın mimarı olmalıdır.
Ülkücülükten bahsedip, iftiraya başvuracak hafifliğe MHP yi kimse alet etmemelidir.
Bu hareket çok ciddi bedelleri öder iken dahi, ne arkadaşını sattı, ne de düşmanına iftira attı.
Bir gün yollar ayrıldığında, gittiğiniz yolu değil, yolcuyu itham etmek ile kendi gittiğiniz yoldan kuşku duyulmaya başlayacağını biliniz. Kendi gittiği yoldan emin olanlar yolcuya değil; yola laf eder…
Bugün Sayın Genel Başkanın kabulü ile oluşan parti yönetimlerinin “ liyakat “ esaslı değil, “ lütuf” esaslı oluşmasının sebebini sorgulamanın zamanı gelmiş olmalıdır. Liyakati olmayan makamların “lütuf “ ile oluşmasının hesabı; kimin ne hesabıdır?
Bu hesaptan istifade edip dava ve ihanet duyurusu yapanların duyuruları kimseyi değil kendilerini alakadar etmelidir! Ki bu lütfun karşılığında “ sadakat “ bu kişilerin asgari zorunluluklarındandır!
…
“Sokaktan çekilen bir hareket” retoriği, muhalefet için sokağa çıkmaya engel değil demek ki!
Sokaktan çekildiği! İçin övülmeyi sorun yapmayanların, yarınlar için derdi olanları sindirmek için, sokaklarda sabahlayacak kadar öfke kusmalarını anlamak mümkün değil. Hatta bunların muhalefeti yok etmesi için her türlü tehdit ve çabası nerede ise “sokaktan çekilenleri övenlerce” alkışlanacak durumda mıdır?
“1 Kasım da MHP ye kurulan bütün tuzakları bozduk” açıklaması ile yönetilen bir MHP; kesin ve net bir şekilde; ülkücü irade ve ülkücü zekâyı temsil etme vasfını kaybetmiştir.
Bugün kendine tuzak kurduğunu ifade ettiği Ak Parti camiası ve basın yayın organlarının her dakika övgüsünü kazanmak, hangi tuzağın habercisidir?
Caddesinde, sokağında, mahallesinde, şehrinde bu ülkenin cesareti ve gelecek vizyonu Ülkücülük yok ise; hiç birimiz ve MHP yoktur.
7 haziran akşamı erken seçimden bahseder iken, 1 kasımdan sonraki hüzünlü hezimetten sonra; 18 mart 2018 öncesi kongre yok denmesinin MHP misyonuna, ciddiyetine, vakarına yakışmadığını ifade etmek, burada 1 günlük bile bizle mazi birlikteliği yaşayan herkesin; hissine tercüman olmak demektir.
18 yıldır hiçbir söz hakkı vermeden yönettiğiniz MHP de, sizin oluşturduğunuz delege ile seçim yapmaktan korkmak “ülkücü irade “ değildir.
Mazisinde bir tek gün bu harekete emek ve zahmet veren herkesin bu gidişten rahatsızlık duymasını anlamak yerine “ itham “ etmek, MHP yi yarına taşımak isteyenlerin tavrı değildir.
Tavırları gözden geçirip, bu hareketi ait olduğu milletin vicdanına ve kalbine yerleştirmek: her bir ülkücünün görevidir.
Her zaman Allah’a emanet olun
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.