SEÇİM HÜKÜMETİ,MHP,TÜRKEŞ

 Cumhurbaşkanı anayasanın kendisine verdiği yetkiyi kullanarak 1 Kasımda erken seçime gitme kararı aldı.Aslında bu kararın çok önceden alındığını söylemeye gerek yok. Davutoğlu'nun liderlerle yaptığı görüşmeler nafile turlardı. Daha 7 Haziran'ın üzerinden bir hafta bile geçmeden iktidar partisi il teşkilatlarını uyararak erken seçime hazırlanmalarını ihtar etmişti. Davutoğlu kendisine verilen işi yokuşa sürme görevini bihakkın yerine getirerek 45 günlük süreyi yeni bir görevlendirmeye imkan bırakmayacak şekilde tüketti.

Anayasa gereği 1 Kasım seçimlerine ülkeyi götürecek bir seçim hükümetinin kurulması gerekiyor. Davutoğlu partilerin tüzel kişiliklerini hedef almak yerine, nokta isimleri muhatap almayı tercih etti.Bu yöntemin bile uzun zaman önce planlandığı belliydi. Hedef partilerin içine fitne tohumları serpmek,menfaat çatışması çıkararak zayıflatmak.Nitekim, bunda muvaffak da olundu. MHP seçim hükümetine girmeme kararı almasına rağmen, Tuğrul Türkeş bu daveti kabul etti.

Türkeş'in bu tercihi uzun süre konuşulacaktır.Gidenlerin arkasında sövgüler dizmekten daha faydalı olan insanları niçin burada tutamıyoruz sorusunu sormaktır. İdeolojik partilerde en zor şey özeleştiridir.İyiye,doğruya, başarıya yönelik eleştiriler bile düşmanca bir tepki ile karşılanır.Kişilik hakları ayaklar altına alınarak insanlar konuşamaz hale getirilir. Böylece hiç bir yanlışı düzeltme imkanı olmaz.Donan,kendini yenilemeyen bir yapı zamanla eskir,toplumun gerisinde kalır.Hiç bir sosyal probleme cevap veremez.Umut olma,yeni bir alternatif oluşturma imkanını kaybeder. Susmak hiç bir meseleyi çözmez. Siz sustunuz diye bir partinin zaafları,eksikleri yok olmaz.Üstelik sustuğunuz,müdahale etmediğiniz için büyümeye devam eder. Şartlar bazen susmayı gerektirecek kadar naziktir, susarsınız.Bazen de konuşmanızı icbar edecek kadar vahimdir,konuşmak zorunda kalırsınız.

MHP isteseydi bugün çok farklı bir tablo ile karşılaşabilirdik. O zaman da yazdım BBP'nin yüzde biri için değil,yaratacağı hava, oluşturacağı rüzgar için bir ittifak yapılmalıydı.BBP bunu çok istedi. Taban da buna hazırdı. Ama MHP yönetimi tabanın bu ortak arzusunu gündemine bile almadı. Sağda solda çok milletvekili istediler diyerek meselenin üstü örtüldü. Oysa MHP ile BBP arasında bırakınız vekil pazarlığını, hiç bir görüşme bile olmadı.BBP'nin çağrılarını Bahçeli hiç duymadı.Şu son Ramazan Bayramında bayram tebriği için arayan Destici'nin telefonuna bile dönülmedi. Seçimden önce bütün anketlerde MHP/BBP ittifakı yüzde 22-24 aralığında görülüyordu.(dileyen gezici şirketinin anketlerine bakabilir) Bu ittifaktan en çok korkan Saray'dı. Olmaması için bütün imkanlarını seferber etti. Paralel dedi,MHP ye sızacaklar dedi, bazılarının vehimlerini harekete geçirdi, neticede bu hayırlı teşebbüs akim kaldı.(Türkeş'te paralel bize sızmaya çalıştı demişti, bu ağız birliği dikkat çekici değil mi) Şimdi de saray en çok MHP'nin bu yönüne güveniyor. Seçime giderken kendisi her türlü ittifakı yaparken rakiplerinin yalnız yarışması,bu tür iş birliklerine girmemesi için elinden geleni yapıyor. Listeler açıklandığında AKP ve Saray'ın MHP/BBP tabanı için önem taşıyan başka isimleri de listeye aldığı görülecektir.Belki, SP ile de anlaşacak(Çünkü görüşmeler devam ediyor). HDP neredeyse bütün sol Marksist partilerle iş birliği yaptı. CHP listelerine sağdan isimler kattı.Siyaset biraz da budur.Hedef kitle sadece toplumun bir kesimi değil,tamamıdır.Muhalefeti hedefleyen bir siyasetin başarı şansı yoktur.

Türkiye'yi çok kritik günler bekliyor. HDP seçim hükümetine üye vereceğini söyleyerek önemli bir hamle yaptı. iki ay boyunca her gün HDP'li bakanlar TV ekranlarında olacak.Toplumda var olan kaygılar iki ay boyunca izlenecek siyasetle silinecek.HDP'li bir koalisyona bizi alıştıracaklar. Toplum korktuğumuz kadar yokmuş noktasına getirilecek.O havayla belki seçimden sonra bir HDP/AKP koalisyonunun temelleri atılacak.Ondan sonrası ise Oslo/İmralı görüşmelerinde yarım kalan sürecin tamamlanması olacak.

Ülke bu kadar önemli bir dönemeçteyken buna engel olacak estrümanları kullanmamak,sorumluluk almaktan kaçmaktır. MHP bütün tahminleri aşacak imkanlara maliktir. Bütün mesele bu imkanları kullanıp,kullanmayacağında. Menfaatleri farklılaşanlar,sağa sola gidenler olabilir.Bu tip ayrılıklar sanılanın aksine ideoloji partilerine hareketlilik getirir.Tabanı partiye sahip çıkmaya zorlar, uyuyan enerjisini harekete geçirir.Telafi mekanizmalarını devreye sokar.Ama bu sahiplenme duygusu iktidar olmaya yetmez.Gücü kıblesine alanlar için de tercih edilebilir bir parti olmak lazım. Bunun yolu da MHP'yi büyütecek,kafalarda ki sınırları patlatacak ittifaklar ve birliklerdir. Bu iktidardan kurtulmayı gerçekten isteyenler için bunun yolu vardır. Yeter ki öyle bir kaygımız olsun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi