
Alparslan Türkoğlu
Zangezur Koridoru Abu Dabi de çözüldü mü?
Stratejik açıdan son derece ehemmiyetli olan Zangezur Koridorunda büyük güçler, bölge devletler ve uluslararası şirketler etkili olmaya çalışıyor. Herkesin planı ve hedefi farklı olduğundan devletler arasındaki ilişkilere de yansıyan, kazananın çok güçleneceği, kaybedenin zayıflayacağı sert bir mücadele yaşanıyor.
Azerbaycan ile Ermenistan arasında imzalanan ateşkes anlaşmasında yer alan iki koridorun da kontrolü Rusya’da olacaktı. Azerbaycan ordusunun Karabağ’ın tamamını ele geçirmesinden sonra Ermeniler göç ettiğinden Laçin Koridoruna ihtiyaç kalmadı. Erivan ‘’Zangezur, Laçin’in karşılığıydı artık Laçin’e ihtiyaç kalmadığına göre Zangezur’da iptal edilmeli’’ tezini savunmaya başladı.
Erivan özetle ‘’Nasıl ki şu an Türk tırları Azerbaycan’a Gürcistan veya İran üzerinden gidiyorlar. Bundan sonra Zangezur üzerinden de gidebilirler. Otoban, demiryolu, enerji nakil hattı ne lazımsa yapılsın. Ama Rus kontrolü olmasın. Bizim toprağımız bizim kontrolümüzde olsun’’ diyor. Azerbaycan ise ‘’Bu güzergaha devasa tutarlarda yatırım yapılacak. Erivan’ın kuru sözüne güvenemeyiz. İktidar değişirse ne olacak?’’ diye soruyor. Aslında hiçbir egemen ülke topraklarında ki yolların kontrolünü başka devlete vermez. Ama Azerbaycan’da husumetli olduğu bir devlete güvenmemekte haklı.
Rusya, koridoru kontrol etmekte ısrarlı. Bunu sadece ticareti ve enerji naklini uhdesine almak için istemiyor. Kafkasya’dan askeri varlığını sürdürmek istiyor. Koridor Rusya’nın kontrolünde olmazsa Kafkasya’da Rus askeri kalmayacak. Çin, Rusya’ya açık destek veriyor. İran ‘’savaş sebebi olarak’’ gördüğü koridora ilk günden beri karşı. Öyle ki koridor planı gündeme geldikten sonra Ermeni sınırına bitişik olan Aras yolunu genişletti, yeniledi, zorunlu olmadıkça geçiş yapan vasıtalara müdahale etmeyi bıraktı. İran ’’Zangezur’a gerek yok, Aras’ı kullanın’’ diyor. Böylece ticaret ve enerji Tahran’ın kontrolünde olacak. İran, Zangezur’u gündemden düşürmek için elinden geleni yapar. Bunu sağlayamazsa koridorun Rusya’nın yönetiminde olmasını ister.
ABD ve AB koridoru istiyorlar ama Rusya’nın kontrolünde olmasına karşılar. Bu pozisyonları dikkate alan Paşinyan yeni bir formül geliştirmiş. (Bu planı ABD empoze etmiştir) Aliyev’e ‘’Ermenistan ile ABD’nin %50-%50 ortak olduğu bir şirket kuralım. Koridorun işletmesini dolayısıyla kontrolünü bu şirkette verelim. Bu şirketin hisselerini satması Bakü ve Erivan’ın iznine bağlı olsun’’ önerisini getirmiş.
Aliyev bu formülü ‘’Sorun bu şekilde çözülmüyor. Demiryollarınızın sahibi Rus şirketi. Elektrik ve doğalgazda öyle. Bunlar Rusya’nın olmaya devam ederse bu koridoru çalıştırtmazlar. Kamulaştırma yapmalısınız’’ tespitinde bulunarak kabul etmiş. Formüle Ankara’nın da onayı alınmış. Amerika’nın sürece dahil edilmesi koridora ilk günden beri karşı çıkan Ermeni diasporasının muhalefetini kırmak açısından da akıllıca.
Tabii bu tablo, Rusya, İran ve Çin için olabilecek en kötü tablo. Putin ‘’Kafkasya’yı terk etmek zorunda olduğu’’ gerçeğini kabul edememişken, Amerika’nın Kafkasya’ya yerleşmesini seyretmek zorunda kalacak. ABD askerleri İran’ın hemen kuzeyine konuşlanacak. Yani Amerika hem Rusya ile hem de İran ile komşu olacak.
Perşembe günü Abu Dabi’de yapılan görüşmelerde Zangezur konusunda bu formül çerçevesinde anlaşılmış. Ankara ve Bakü, Putin’in Ukrayna savaşı nedeniyle Trump’la ipleri atamayacağını yani koridorun kontrolünün ABD’de olmasına çok sert tepki gösteremeyeceğini düşünüyor.
ABD ile anlaşmak isteyen ve sadece Amerika’nın İsrail’i dizginleyebileceğini düşünen İran içinde kanaat aynı. Yani koridor, iki savaşın şekillendirdiği konjonktürden istifade edilerek Rusya olmadan hayata geçirilecek. Hayal gibi bir şey: Hür Kafkasya’da Rus askeri kalmamış ve Zangezur koridoru açılmış. Darısı Şeyh Şamilin memleketinin başına.
Daha önce kaleme aldığım makalelerde de ifade etmiştim: Türk dünyasının entegrasyonu için Zangezur şart ama yeterli değil. Bugünde Türk tırları İran ve Gürcistan üzerinden Bakü’ye ulaşabiliyor, Bakü’den gemilerle Aktav ve Türkmenbaşı’na geçebiliyorlar. Ama nakliyecilerin %95’i bu güzergahı tercih etmiyor. Zangezur açıldığında yol biraz kısalacak. Yani maliyet biraz azalacak. Sadece bu nedenle koridora akın olmaz.
Kaldı ki Rusya ve İran’da tırları kaybetmemek için aldıkları harçları ve kontrolleri azaltabileceğinden maliyet avantajı olmayabilir. Türkistan’a ulaşmamızın iki rakibimizin insafından kurtarılmasının büyük bir kazanım olduğunun farkındayım. Artık güzergahları Türkiye ve Türk devletlerine karşı koz olarak kullanamayacaklar.
Sorunsuz ve tam bir entegrasyon istiyorsak Hazar’ın iki yakasını köprü ile birleştirmeliyiz. Uzmanlar AB’nin hazırlattığı köprü projesini nakil hatları da içerdiği için riskli buluyorlar. Bu nedenle nakil hatları yüksek maliyetli olsa da Hazar’ın altından geçmeli. Hazar Köprüsü otoyol ve demiryolu içermeli.
Zangezur koridoru ve Hazar köprüsü Türk dünyasının entegrasyonunu sağlar ama sadece kara ve demiryollarıyla. Oysa uluslararası ticarette en ucuz ve hızlı alternatif denizyoludur. Türk devletlerinin rekabetçi olamamaları sorunu Don ve Volga kanalının aktif kullanılmasıyla çözülebilir. Böylece Hazardaki limanlardan yüklenecek nehir gemileri, Hazar-Don-Volga-Karadeniz-Marmara-Ege yoluyla Akdeniz limanlarına ve Hazar-Don-Volga-Karadeniz-Tuna-Ren yoluyla neredeyse Avrupa’nın bütün şehirlerine ve Atlas Okyanusuna yani İngiltere’ye ulaşabilir. Türk ülkeleri dünya ile bütünleşir. Avrupa-Akdeniz-Karadeniz-Hazar- Kafkasya ve Türkistan ekonomik açıdan entegre olarak tek havzaya dönüşür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.