
Alparslan Güler
Türk ordularının diğer ordularla karşılaştırılması
Askeriyeyle ilgili uluslararası strateji kuruluşları her yıl dünyanın en güçlü ordularıyla ilgili listeler yayınlarlar. Son yıllarda yaşanan savaşlar nedeniyle yayınladıkları listeleri yıl içinde revize etmek zorunda kalıyorlar. Aslında bu revizeler strateji kuruluşlarının yanlış yaptıklarının kabulü. Bir nevi itirafı. Yıllardır vurguladığım, listeleme yapılırken beşeri unsurunun ihmal edildiğinin, askerlerin sadece rakam olarak görüldüğü iddiamın ispatı.
İkinci Karabağ Savaşından önce Azerbaycan ordusu 50’li sıralardaydı. Zaferden sonra hemen 20’li sıralara, Karabağ’ın tamamının kurtarılmasından sonra 15 ile 20 arasına yükseltildi. Türk ordusu 20’li sıraların sonundaydı. Hatta 15 Temmuz’dan sonra muhtemelen daha alt sıralara düşürülecekti. Fakat artarda yapılan sınır ötesi operasyonlar ve Libya’da Hafter’i destekleyen güçlü koalisyona karşı elde edilen zafer, Türkiye’yi listenin ilk 15’ine yükseltti.
Karabağ zaferi de Türk ordusunun prestijini yükseltti. Fiilen katılmadığı Libya ve Karabağ zaferlerinin Türk ordusunun prestijini yükseltmesinin nedeni, Türkiye’nin geliştirdiği İHA ve SİHA’ların savaşın mantığını değiştirmesi. Türk subayları tarafından eğitilen grupların askeri kabiliyetlerinin kısa sürede artması.
Rusya-Ukrayna savaşından önce Kızıl Ordu, en güçlü ikinci ordu olarak kabul ediliyordu. Bu savaşa ilaveten Libya, Suriye ve Sudan’da arka arkaya yaşanan başarısızlıklar Kızıl Ordunun prestijini yerle bir etti. Rusya’nın müttefikleri olan ve Rus yapımı silahlar kullanan Hindistan ve İran’ın savaşlarda gösterdikleri düşük performans, Kızıl Orduyu daha da geriletti. Ukrayna savaşında verilen zayiatlar ve paralel ordu şeklinde yapılandırılan Wagner’in önce isyan etmesi akabinde tasfiye edilmesi Rusya’yı zaten zayıflatmıştı.
Amerika’nın en itibarlı askeri strateji kuruluşlarından Global Firepower’ın 2024 yılı için hazırladığı listede Türk ordusu, global sıralamada sekizinci, Ortadoğu’da birinci ve Avrupa’da ikinci sıradaydı. Diğer kuruluşların değerlendirmeleri de benzer minvalde. 2024 yılı listeleri hazırlanırken, 2024 yılının aralık ayında Suriye’de yaşanan gelişmeler neticelenmiş ve hakkıyla değerlendirilmiş değildi.
Bu listeleri değerlendirmek üzere kaleme aldığım makalede ‘’Oysa ordularda insan unsuru çok önemlidir. Neticede savaşan insan. Türk ordusundan daha güçlü gösterilen Japon, Güney Kore ve Hindistan ordularının insan unsuru çok zayıf. Japon ordusu İkinci Dünya Savaşından sonra tasfiye edildi. Çin’in çok güçlenmesi üzerine son on yıldır bir ordu kurulmaya çalışılıyor. Fakat, İsrail dışında, savaşma kabiliyetini kaybeden milletlerden bu özelliği yeniden kazanabilen bir örnek yok. Kaldı ki Kore ve Japonya’nın nüfusu hızla azalıyor. Maddi nedenlerle asker olmak zorunda kalanlar dışında hiç kimse orduda görev almak istemiyor. Ayrıca gençlerin hayat tarzları, inançları ve değerleri atalarından çok farklı. Kore ordusu daha önce teşkil edilmiş olsa da aynı nedenlerle beşeri olarak çok zayıf.
Hindistan ordusunun da en büyük problemi insan unsuru. Ordunun önemli bir kesimini teşkil eden Sihler, Müslümanlar ve Hıristiyanlar Hindistan’ı içselleştirmiş değiller. Modi hükümetinin izlediği şovenist politikalar azınlıkların duygusal kopuşunu hızlandırıyor. Hinduların, özellikle iktidarı destekleyen dindarların büyük çoğunluğu, bırakın insan öldürmeyi, haşeratı yok etmeyi dahi büyük günah kabul ediyor. Nitekim Hint ordusu geçmişte Çin ve Pakistan ordularıyla karşı karşıya geldiğinde zayıf performans gösterdi.’’ tespitini yapmıştım.
Nitekim Global Firepower’ın uzmanları da makalelerinde Hindistan ve Rus ordularını olduklarından güçlü, Türk ordusunu olduğundan zayıf değerlendirdiklerini kabul ediyorlar. Hint ordusundan çok daha zayıf kabul edilen Pakistan ordusunun Türk menşeili silahlar kullanarak elde ettiği başarı onları da çok etkilemiş.
İran-İsrail savaşında S-400’lerin devreye girmemesi ve F-35’lerin performansları Rusya’nın eksi, ABD’nin artı hanesine yazıldı. Efsaneye dönüştürülen Demir Kubbenin sürekli delinmesi ise İsrail’in en zayıf yönü. Hava sahasını iki günde İsrail’e teslim eden, en yeni uçakları Şah döneminden kalan F-14’ler olan ve onları da havalandıramayan İran’ın yerleştirildiği 16. sıranın çok çok altında olduğu genel kabul görüyor.
2025 yılının haziran sonu itibariyle yapılan objektif değerlendirmelere göre; Türk ordusu ABD, Çin ve İngiltere’den sonra dördüncü en kuvvetli ordu. PKK ile farklı coğrafyalarda yani değişik koşullarda yürütülen savaş Türk ordusunu diri tuttu. Hava kuvvetlerimizdeki kronik savaş uçağı sorunu çözüldüğünde Türk ordusu üçüncü sıraya yükselecek. Zira kara kuvvetlerinde İngiltere’den çok güçlüyüz. Deniz kuvvetlerinde farkı hızla kapatıyoruz. Hava kuvvetlerinde İHA segmentinde çok daha güçlüyken savaş uçaklarında ve füzesavarlarda karşılaştırılamayacak kadar geriyiz.
Azerbaycan ordusunun kısa ve orta vadede listelerde daha üst sıralara çıkması mümkün değil. Zira hem nüfusu az hem de değerlendirmelerde savunma sanayiindeki yerlilik payı ve teknoloji geliştirme kabiliyeti çok önemli. Türkiye’nin yirmi yılda, yirmili sıralardan bugünkü pozisyonuna gelmesinde bu kıstaslar da etkili oldu. Başta Azerbaycan olmak üzere Türk orduları, Türkiye’nin kabiliyetlerini kullanabildiklerinden her geçen gün güçlenecekler ama listelerde gerçek güçlerinden daha zayıf gözükecekler.
Bağımsızlıklarını kazanan Türk devletlerinin ordularını kurarken; Türk ordusunu model olarak almaları, Türk subayları tarafından eğitilmeli, askeri öğrencilerin Türkiye’de eğitim almaları ve Türk ordusuyla ortak tatbikatlar düzenlemeleri çok stratejik kararlardı. Kızıl Orduda görev alan komutan, asker ve subayların katılmaları da Türk ordularını kuvvetlendirdi. Zira onlarda mensup oldukları ordulara Kızıl Ordudan edindikleri birikimleri aktardılar.
Özbek ve Kazak orduları, Türk ordusuyla ilişkileri geliştikçe ve modernize oldukça listelerde daha üst sıralara çıkarak Azerbaycan ordusuna yaklaşacaklar. Türk ordularının güçlenmeleri ve Türk ordusuyla eşgüdüm içinde hareket etmeleri Türk devletlerinin ayrı ayrı güçlenmesi ve caydırıcı olması demektir. En büyük sorunumuz Kırgız, Türkmen ve Tacik ordularının çok zayıf olmaları.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.