Söylemleriniz, duruşunuz hayata insanlara gelişen ve değişen olaylara bakışınız, etrafınızda ilişki içinde olduklarınız ve beraber yürüdükleriniz: kim ve ne olduğunuzu belirler.

İçinde yaşadığınız toplumun kıymet ve değerleri ile benzerlikleriniz bu benzerliklerinizi siyaset sahnesinde ortaya koyabildiğiniz ölçüsünde toplumda kabul görürsünüz. Yüklendiğinizi iddia ettiğiniz Misyona uygun bir Vizyon oluşturmanız gerekmektedir. Mesela sosyalist bir düzeni Marksist gelenekte yetişmiş beyinlerle kurabileceğiniz gibi, Liberal politik bir düzeni, kapitalist düşünce ve fikir adamları ile kurabilirsiniz. Her iki düzeni kurarken küresel norm ve değerlerden fikir ve düşüncelerden faydalanma imkânına sahip olabilirsiniz. Oysa Milliyetçi toplumcu düzeni, milli ve yerel düşünen, idealleri toplumun idealleri ile benzeşen, hayata ve geleceğe millilik ekseninden bakan kafa ve gönül adamlarının dışındakilerle asla kuramasınız. Milliyetçi söylem geliştirip, doktrin er metin ortaya koyduktan sonra amaca uygun olmayan misyondan bahsedip bahse konu misyona vizyon oluşturarak kalabalıklarda kabul göremezsiniz.

Siyasette ortaya konulan fikirler ve vaat edilenleri önce teşkilat mensuplarına inandırmak, kabullendirmek gerekmektedir. Vitrini oluşturan siyasi teşkilat inandıklarına kalabalıkları inandırmak için topyekûn “Gönül seferberliğini” başlatmalıdır. Dolayısıyla kalabalıklar “Bu ekip bu işi yapar.” Algısında harekete geçer ve kitleler hareketli siyaset zemininde iktidar yürüyüşünü başlatmış olurlar.

Bütün bu hareketleri özü sözü bir menfaatlerini toplum ve millet için ertelemiş, davasına aşk ile bağlı, ülkücü kadrolarla yapabilirsiniz. Siyasette ve kalabalıklarda kabul görme ve iktidara yürümenin birçok yönü vardır. Ancak milliyetçi toplumcu düzeni kurabilmenin kalabalıklarda kabul görmenin başka bir yolu yoktur.

HÜSEYİN ÖZCİHAN