Hukuk yolunu gösterenlerin, hukuk arayışları da meşrudur. Lakin bu yolu oyalama, tasfiye, çatıştırma iklimine evirmemek kaydıyla...

Bir taraftan hukukun kararına saygıyı ifade edip, diğer taraftan görmemezlikten gelme teşebbüsü, kaçınılmaz olarak infial doğurur...

İş bu safhaya gelmişse, toyu toplamak farz olmuştur. büyük meşveret çadırının kurulması ne kadar uzarsa, çatışma riski o kadar artar...

Kırıp dökerek, çatıştırarak aileyi bir arada tutmanın mümkün olmayacağını, hem tarihimiz hemde yaşam hepimize öğretmiş olmalı... 

Bazen büyüklük sende kalsın sözü, yaraya merhem olur. Bazen eksiği, hatayı kabullenmek tarihsel bir kimlik inşası için fırsat olabilir...

Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmayacağı gibi, yüreklerin yufkalığınıda  muhafaza etmek, şefkatle sarıp sarmalamak gerekir, buda beye yakışır.

Kaygıları vehme dönüştürmek, bu vehimlerin üzerinden çadırı dağıtmak, beye yakışmaz...

Kardeşliğimizin, yoldaşlığımızın, ülküdaş lığımızın zedelenmesini önlemekle görevli olanların, azami dikkat ve sorumluk içinde olması gerekir...

Son söz;

Yönetenlerin hesabı, yönetilenlerden ağırdır. Kardeşliğimize hela gelirse bunun hesabı yönetenlerin önündedir...

Allah hepimizin akil ve vicdanına mukayyit olsun. Kan evimizden uzak olsun...

Gürcan Dağdaş