Gerçek Anma: Hatırlamak Değil, Yaşatmak

Bu topraklarda milletine hizmet etmiş, düşünceyle, mücadeleyle, yazıyla, siyasetle toplumun yönünü tayin etmeye çalışan insanlar ne yazık ki genellikle öldükten sonra kıymet görür. O da çoğu zaman “adetten” bir şekilde olur. Ölüm yıldönümlerinde bir iki paylaşım, bir iki nostaljik cümle… Sonra yeniden unutulmaya terk edilirler.

Oysa mesele sadece hatırlamak değil, yaşatmak olmalıdır.

Bir kanaat önderini anmak; onun fikirlerini, mücadelesini, hedeflerini yeniden anlamak ve genç kuşaklara anlatmakla anlam kazanır. Bu insanların varoluş gerekçesi, inandıkları dava, hayatlarını adadıkları ülküler ve ilkeler; günümüz nesilleri için büyük birer tecrübe ve ilham kaynağıdır.

Öyleyse neden onların adlarını bir yılda sadece bir gün, birkaç saatlik törende anarız da; düşüncelerini, mücadele biçimlerini, hayattayken verdikleri dersleri, fikirlerini yıl boyunca tartışmaya açmayız?

Paneller, Sempozyumlar, Atölyeler: Anmanın Gerçek Yolu

Bugün Gaspıralı İsmail’i, Ziya Gökalp’i, Hüseyin Nihal Atsız’ı, Erol Güngör’ü ya da daha yakın dönemden Galip Erdem’i, Cemil Meriç’i, Mehmet Akif’i, Muhsin Yazıcıoğlu’nu, Alparslan Türkeş’i gerçekten anmak istiyorsak; onlara birer figür gibi değil, birer fikir gibi bakmalıyız.

Bunun yolu da bellidir:
• Üniversitelerde paneller,
• Kültür merkezlerinde sempozyumlar,
• Gençlik kitleleriyle atölye çalışmaları,
• Medyada belgesel ve söyleşilerle düşünce aktarımı yapılmalıdır.

Bu tür organizasyonlarla hem bir neslin fikri temelleri sağlamlaştırılır hem de değerli şahsiyetlerin unutulması engellenir.

Anmak Değil, Devam Etmek

Unutmayalım: Ölüm yıldönümleri bir sona değil, bir başlangıca vesile olmalıdır. Eğer bir liderin, bir aydının, bir kanaat önderinin ölümünden sonra ortaya koyduğu fikirlerin izinden yürünmüyorsa, anmak sadece vicdan rahatlatmaya dönüşür.

Bugün, fikir hayatımızda ve siyasette yaşanan sığlık, kısmen bu yüzeyselliğin sonucudur. Değerli insanların mirası sadece isimleriyle değil, ürettikleriyle, inandıklarıyla yaşatılmalıdır.

O halde şunu yüksek sesle söylemenin vaktidir:
Fikir insanlarını anmak, sadece bir fotoğraf paylaşımıyla değil; düşüncelerini konuşarak, yayarak ve üzerine bir şey koyarak olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Türk Arşivi

Bu mudur silah bırakma!

13 Temmuz 2025 Pazar 10:13

Aday Enflasyonu Yasası mı Geliyor?

08 Temmuz 2025 Salı 12:41

“Türkiyeli” Ne Demek?

07 Temmuz 2025 Pazartesi 09:39