ÜLKÜCÜ İRADE GÖREVE!

ÜLKÜCÜ İRADE GÖREVE!

 

Ülkücülük ile ilgili, bir çok tanım yapılıyor.

 

Bu tanımlardan, tavırlar ortaya konmaya çalışılıyor!

 

racon artık içerde geçiyor! dışarda kimseye racon tutmuyor!


Elimizde ki değer ve kimlik: ülkücülük.

Ben tanımını değil, nasılı kısaca ifade edeyim.

 

Ülkücü: delikanlıdır. 
Zor karşısında vazgeçmez, duruşunu kolaya geçirmeye çalışmaz. 
Zoru zorla geçer.
Merttir. 
Doğru ve mazlum yanında yer alır.
Haklı olduğu her konuda ölümü göze alır. 
Ne Hakk’tan, nede haklılığından vazgeçmez.
Dünya nimetleri karşısında çok hevesi yoktur. Bu yüzden kandırılması çok zordur.
Talimatlara alerjisi vardır, ters komutla çalışır; talimat aldığında!
Hayata sarıldığı değerler adına mücadele eder, bu değerler olmazsa olamazıdır.
Kendini adam yerine koymayanı adam yerine saymaz. Sıfatı durumu ne olursa olsun; karşısında yer almaktan gocunmaz.
Cesaret, onun hayatının en doğru iddiasıdır. Yaşadıkça aman dileyeceği kimse yoktur. 
Düşmanın zulmüne teslim olmaz. Asla kimseden merhamet dilenmez.
Kendi girmediği kavgaları yoktur. Kavgaları yaptırıp karşıdan seyretmez.
Hiçbir kimsenin ne yaptığına aldırmaz. 
Kendi yaptığının, kendisine yakışıp yakışmadığına bakar.

 

Kahramanlık umurunda değildir, yapacaklarında kazanacağı davası olması umurundadır.
Davası, her tanımda değişken olan değil; tarih ve milletin imbiğinde süzülmüş, bugünden yarına ortak karar halini almış değerler silsilesi davasıdır.
Bugünü değil yarını düşünür. 
Hayal bile edilemeyeni yapar, yapma uğruda mücadele eder.

Ülkücü: kötü beklediğinden iyi yapsa da kötülük anlar. 
İyi beklediğinden kötülük görse de iyi anlar. 
Kasıt olmayan her sıkıntıda dostundan vazgeçmez.
Yokluktaki ahlaki değerleri elinin tersiyle iter.
Varlıktaki değerlerin ahlaki olmasını önemser.
Yaptıkları iyileri hatırlamaz. 
Yapamadıkları iyiliklere hayıflanır. 

Gönül iklimi hiç durmaksızın çalışır.
Bu yüzden zeka, akıl ve mantığa çok müracaat etmez!
Tarih kazandığı savaşlardır onun. Kaybettiklerini umursamaz!

 

18 mart 1918 de Çanakkale de yedi düvele kafa tutmuştur. (18 mart 2018! çok ironik bir zaman dilimi)

1919 da İngilizler İstanbul’da! Gam etmez aldırmaz! Tekrar kavgasını başlatır…
“Almanlar yenildi bizde yenik sayıldık” asla anlamaz! 



Evet kısaca ifade ettim!
Ülkücü bu anlamda yönetilmesi zor bir kimliktir.
O yüzden ülkücüleri yönetebilenler büyük lider olur.
Yok sayıp, değişik ifadelerle dışladığınız sandığınız ülkücülük; aslında sizin yeteneklerinizi dışlamıştır.

Her seferinde, ülkücülere verilmeyen krediyi, ülkücülerden alan herhangi bir anlayış; bırakın ülkücüleri yönetebilmeyi, tek bir ülkücü iradeyi bile temsil edemez

Yetenekleri olmayanların, zor olanı bırakıp; kolayında yanında oluşturdukları yandaşlıklar ile kendilerini avutmaları; ülkücüleri yeni yollarlı aramaya sevk etmez.
İçindeki değerlere dönerler.
Ülkücüler yanlışta birleşmezler. 
Ülkücüleri ortaya çıkaran kişiler değil iradedir.
Bu irade: kendine güç veren iradeyi lider kabul eder.

Ortada anlamsız tavır ve tanımlarla Ülkücünün irade avına çıkan kim varsa kendine gelmelidir.
Ülkücülüğü yönetebilen bir büyük lider gitmiş, diğeri de; değeri herkesçe anlaşılamadan aramızdan çok acı bir şekilde ayrılmıştır.
Bu boşluğu doldurabilecek yönetici irade oluşmadan, ülkücüler adına talimatlar üretmek mümkün değildir.
Sizin duruşunuzla ve talimatlarınızla değil, kendi mazisiyle ülkücü olanları; hiçbir siyaset, hiçbir davranış ve talimat alakadar etmemektedir.

Bu anlamda yönetmeye talip olduğunuz irade ülkücülük ise, zor olanı tercih etmedikçe ülkücülük kimseye itaat etmez.

 

Zor olan; tehdit değil, temkin. itham değil, ikna. sorgulamak değil, sorgulanmak. kapalı değil, açık. mahkum değil, makul olmak gibi....

 

Bugün ülkücüler umutsuz ve mutsuz ise yeniden inşaa ve diriliş ülkücüye bir görevdir.

 

Her zaman Allah'a emanet olun

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi