Galip Vanlı, yazısında, İmamoğlu'nun sarfettiği "ahmak" kelimesi nedeniyle verilen cezayı yüksek bulduğunu belirterek, İmamoğlu ile şiir okuduğu için cezaevine giren Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kıyaslanmasının da yanlış olduğunu söyledi. Vanlı, "Zorlamayın, Ekrem Beyden Erdoğan çıkmaz." dedi.

İşte Galip Vanlı'nın "Ekrem İmamoğlu: Yaşasın ceza aldım!..." başlıklı yazısı:

Ekrem İmamoğlu, YSK üyelerine ‘AHMAK’ dediği için yargılandı ve yaptığı hakaretten dolayı da ceza aldı.

Cezayı ben de çok yüksek buldum. Biz cezayı yüksek bulurken, Ekrem Bey ve taraftarları, cezayı ödül olarak değerlendirdiler.

Sonuçta Türkiye bir hukuk devletidir.

Bir hukuk devletinde suç işleme özgürlüğü olmaz/olamaz.

Her suçu bir cezası olduğu gibi akaretin de bir cezası vardır.

Hiç kimse, hiç kimseye AHMAK diyerek hakaret etme hakkına sahip değildir.

*

Bu cezanın Ekrem İmamoğlu’nu ortalama bir ay kahraman yapmasını bekliyorum.

Daha sonra durum normale döner.

Çünkü Ekrem İmamoğlu’ndan bir kahraman çıkmaz.

Hele 2. Recep Tayyip Erdoğan hiç çıkmaz.

*

Rio Karnavalı mı, Kandil Karnavalı mı, Saraçhane Karnavalı mı?

Ama bu ceza, 6’lı masa+PKK (HDP) için adeta bir can suyu oldu.

Ekrem Bey ve taraftarları olayı RİO-Saraçhane-Kandil Karnavalı’na dönüştürdüler.

Dünyanın hiçbir yerinde ‘yaşasın ceza aldım, haydi kutlayalım!’ etkinlikleri yapılmaz.

Ama Türkiye’de bu da oldu.

Ekrem İmamoğlu Saraçhane Karnavalı düzenledi.

Bütün ağır toplar karnavala koştu.

Meral Akşener Ankara’dan yola çıkıp Saraçhane’ye koştu.

Kemal Kılıçdaroğlu Almanya ziyaretini yarıda kesmek zorunda kaldı ve karnavala son anda yetişti.

HDP (PKK) sahnede görünmedi ama FETÖ yöntemleriyle CHP’ye sızdığı gibi seyircilerin arasına sızdı. Ali Babacan, (PKK’lı) Selahattin Demirtaş deyince, PKK buradayım dedi. HDP de Saraçhane Karnavalı’nı Kandil Karnavalı’na dönüştürmeye çalıştı.

Temel Karamollaoğlu karnavala katılmaktan utandığı için, sahneye temsilcisini gönderdi.

Ahmet Davutoğlu bu fırsatı kaçırır mı? Hemen Saraçhane Sahnesine çıktı. Esti gürledi. Karnavala renk kattı.

Gültekin Uysal da karnavalı fırsata çevirdi. Tiyatronun küçük oyuncusuydu.

En komik olanı ise Abdullah Gül ve Ali Babacan’dı.

Abdullah Gül mesaj yayınladı, Ali Babacan ise sapla samanı birbirine karıştırıp bir devrim konuşması yaptı.

*

Ali Babacan, CHP tarafından çeşitli zulümlere uğrayan Nazım Hikmet, Ahmet Kaya, Necip Fazıl ve Halide Edip Adıvar için “Bu millet 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat, 15 Temmuz'da silah, topla, tüfekle demokrasiye kast edenleri tarihin tozlu sayfalarına gömmüş millettir. Nazım Hikmetlere, Ahmet Kayalara, Necip Fazıllara, Halide Ediplere zulmedenleri tarihin tozlu sayfalarına gömen millettir.” dedi. Babacan’ın sözlerine CHP’lilerden büyük alkış geldi. Tam bir komedi.

*

CHP, Deniz Gezmiş’i idam etti, her yıl bir kahraman gibi anıyor.

PKK, Tahir Elçi’yi öldürdü, her yıl bir kahraman gibi anıyor.

Önce öldürüyorlar, sonra kahramanlaştırıp sanki başkası öldürmüş, başkası zulüm yapmış, … gibi hareket ediyorlar. Kendi yaptıklarını başkalarının üzerine atıyorlar.

*

Ali Babacan, “Bu haksızlığı reddediyorum. Ekrem İmamoğlu kardeşime yapılan bu hukuksuzluğu reddediyorum. Daha birkaç ay evvel Canan Hanım’a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Demirtaş’a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. İktidarın seçimi kaybettiği belediyelerle kayyum atamasını reddediyorum. Onun için buradayım isyanımızı feryadımız tüm İstanbul duysun tüm Türkiye duysun diye buradayım.” dedi.

*

Ali Babacan, kayyum atanan belediyelerin PKK’ya elaman gönderdiğini, PKK’ya lojistik destek sağladığını bilmiyor mu?

Ali Babacan PKK’lı Selahattin Demirtaş’ın PKK’lı olduğunu bilmiyor mu?

Tabi ki biliyor.

Peki neden PKK’lı Selahattin Demirtaş’ın suçsuz olduğunu söylüyor?

Çünkü PKK’lı Selahattin Demirtaş’ın adamları (PKK elemanları), Ali Babacan’ın çocuklarını öldürmüyor da ondan.

Oy alma uğruna, suç işleme özgürlüğü istiyor PKK’lı Selahattin Demirtaş için.

*

Zorlamayın, Ekrem Beyden Erdoğan çıkmaz.

Ekrem İmamoğlu’nu ceza aldığı için kahramanlaştırıyorlar.

Erdoğan ile kıyaslıyorlar.

Halbuki Erdoğan bir şiir okuduğu için ceza aldı.

İmamoğlu ise AHMAK diyerek hakaret ettiği için ceza aldı.

Şiir ile AHMAK aynı şey mi?

Ahmak diyen adam kahraman olur mu?

O zaman herkes herkese AHMAK desin, sonra da ceza alıp kahraman olsun?

Ahmak diyerek hakaret edenin kahraman olmasını beklemek, başlıbaşına bir AHMAKLIK değil mi?

***

Dönerli Cumhurbaşkanı Yönetme Kurulu (DCYK)

Cumhurbaşkanını her hafta biri yönetecek

Rio Saraçhane karnavalı ile zaman kaybeden 6’lı masa ve HDP (PKK), hala cumhurbaşkanını adaylarını gösteremedi.

Gösterecekleri adayı (kazandığında) nasıl yöneteceklerini bile kararlaştıramıyorlar.

6’lı masanın 6 lideri + PKK (HDP) aynı anda cumhurbaşkanını yönetemeyeceklerine göre, muhtemelen haftada ya da ayda bir, sırası gelen (şimdilik 7 baş) Cumhurbaşkanını yönetecek.

Dönerli cumhurbaşkanını yönetme sistemi.

Liderler sırasıyla “gel bakalım buraya cumhurbaşkanı” diyerek Cumhurbaşkanını yönetecek. Direktiflerini ona verecek.

Kemal Kılıçdaroğlu, “gel bakalım buraya cumhurbaşkanı” diyecek.

Meral Akşener, “gel bakalım buraya cumhurbaşkanı” diyecek.

Ali babacan, “gel bakalım buraya cumhurbaşkanı” diyecek.

Gültekin Uysal, “gel bakalım buraya cumhurbaşkanı” diyecek.

Ahmet Davutoğlu, “gel bakalım buraya cumhurbaşkanı” diyecek.

Temel Karamollaoğlu, “gel bakalım buraya cumhurbaşkanı” diyecek.

Pervin Buldan (Cemil bayık), “gel bakalım buraya cumhurbaşkanı” diyecek.

Sıra, Cemil Bayık’ın astı olan Pervin Buldan’a geldiğinde ne olacak acaba?

Pervin Buldan, “gel bakalım buraya cumhurbaşkanı” diyerek, Cemil Bayık’ın hangi talimatlarını cumhurbaşkanına verecek acaba?

***

Erdoğan şeriat devleti kuracak

Hüsamettin Cindoruk, “Erdoğan şeriat devleti kuracak” diyor.

Cumhuriyet gazetesine konuşan TBMM eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk, bu seçimin 'rejim referandumu' olduğunu iddia ediyor.

Hüsamettin Cindoruk, “Yürürlükteki anayasa yerine şeri anayasa isteniyor. Bu seçimi yine şeriat yanlıları kazanırsa Türkiye sıkıntıya düşer.”, ‘Merkez sağ veya merkez sol diye bir şey olmadığını’ öne süren Cindoruk, “Laiklerle şeriatı savunanlar arasında bir siyasal kavga var” diyor.

*

Cindoruk, “Hâlâ Türk seçmeninin tabanında Osmanlı kültürü ezgisini sürdürüyor. Bunu doğal karşılarım ama siyasal otorite olmasını doğal karşılamıyorum. Herkes görüyor ki Cumhuriyet devrimiyle karşıdevrimciler arasında siyasi bir mücadele var.” İmam hatipleri ve din eğitimini halkın desteklediğini söyleyen Cindoruk, ‘demokrasi’den bahsederek “Cumhuriyet ve laik demokrasi çok mesafe kazanmıştır ancak karşıtları da kuvvetlidir. Bu kadar imam hatip açılması, Cumhuriyet eğitiminin dışında bir dini eğitimin sonuç alması halkın bir kısmında destek bulduğu olgusunu doğruluyor. Ama bunu aşacağız.” diyor.

*

Cindoruk, “Türkiye kadınların saçını tartışıyor” diyerek, “Başörtüsüyle ilgili tartışma yalnızca şeriatla yönetilen İran ile laik olduğunu söyleyen Türkiye’de var. Katar’da bile yok. Son maçlar onu gösterdi. Demokratik bir turnuva yaptı. Seyirciye dikkat ettim, herkes istediğini giydi, istediği gösteriyi yaptı. Hâlâ Türkiye kadının saçını tartışıyor. Tabanda da bunun taraftarı var. Karşıdevrimciler var. Siyasal İslam Türkiye için bir tehlikedir.” diyor.

*

Cumhuriyet’in son 20 yılda taarruza uğradığını iddia eden Cindoruk, AK Parti’nin şeriat devleti kurmak istediğini söyleyerek “AK Parti çok iddialı biçimde bir şeriat devleti kurmak istedi.” diyor.

*

Hüsamettin Beyin Türkiye’nin %99’unun Müslüman olduğundan haberi yok.

Türkiye’nin bir İSLAM (Şeriat) ülkesi olduğundan da haberi yok.

Türkiye zaten bir Şeriat (Hukuk) devletidir.

Hüsamettin Cindoruk ile 31 Mart Vakası’nda

(Şeriat ile yönetilen Devlet-i Aliyye -Osmanlı İmparatorluğu’nda)

‘Şeriat İstiyoruz!...’ diyerek ayaklananlar aynı zihniyette.

Türkiye zaten bir Şeriat (İslam) devleti ve bir Müslüman ülkesidir.

Dünyanın en İslam ülkesi Türkiye’dir.

Dileyen dinini istediği gibi yaşıyor.

Lâ ikrâhe fî-ddîn: Dinde zorlama yoktur. (Bakara Suresi, 256. Ayet)

AK Parti 20 yıldır Türkiye’yi yönetiyor.

Kimi zorla Müslümanlaştırmış?

Kime zorla namaz kıldırmış?

Kime zorla başörtüsü taktırmış?

Kime zorla namaz kıldırmış?

Dileyen İSLAM Dinini yaşar, dilemeyen günah işleyerek günaha girer.

Müslümanın vazifesi tebliğdir.

Erdoğan da AK Parti de İSLAM Dinini tebliğ ediyor.

İsteyen İslam içinde yaşar, istemeyen yaşamaz.

Önemli olan Müslümanların dini vecibelerini yaşarken bir engelle karşılaşmamalarıdır.

AK Parti ve Erdoğan Müslümanların karşılaştığı bütün engelleri (büyük bir mücadele vererek), vesayet kurumları ile iç ve dış odaklarla mücadele ederek kaldırdı.

Editör: Yadigar Hanım