Urfa'da daha dört ay önce 2022 aralık ayında yapılan alt geçit açılışında AKP’nin Genel Başkanı ve hükümetin başı R. T. Erdoğan “Biz 20 yıllık eserlerimizle konuşuyoruz, hizmetlerimizi konuşuyoruz. Onlar ne yapıyor? Bay Kemal musluk açıp/kapıyor” dedi.

-Bir defa bu üslup devletin üslubu olamaz!  Asla olmamalı!

Kamunun ifade tarzı bu olamaz! Ve olmamalı da!

Onlar dediğiniz muhalefet! 

Bay Kemal dediğiniz isim de iktidarın başında değil!

Muhalefetin ve Lideri K. Kılıçdaroğlu'nun görevi TÜRK Milleti adına iktidarı TBMM'de denetlemektir!

-Devlet adamları bu tür açılışlarda proje hakkında, projenin maliyeti, yaraları, hizmeti ve yapım süresi hakkında bilgi vermelidir!

Bu tür konuşma yerlerinde Muhalefete saldırılmaz! Bu üslup devletin, kamunun üslubu olamamalı!

-Pekiyi bu açılışta muhalefete gerine gerine laf attınız! Hakaret ettiniz! Aşağıladınız!

Sonuç ne oldu?

- Babanızın parasıyla yapmış gibi kendinizi övdüğünüz ve muhalefeti yerdiğiniz bu proje, bu alt yapı dört ay sonra bir yağmur sonucu bir proje olmaktan çıktı!

Sizin bir eseriniz olmaktan çıktı!

Bir hizmetiniz olmadığı gibi bir ölüm çukuru oldu! 

Eser diye açtığınız çukur 17 insanımızın canını aldı!

-Neden böyle oldu? sorusunun cevabını da beraberce aramaya ve bulmaya çalışalım!

-Eveeet, asıl işin esası da burası olsa gerek! Bunun çok önemli iki ayağı var.

1- Zihniyetinizin ve partinizin TÜRK'LÜK ve TÜRK isminin karşıtlığı içinde olması ve TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİ ayaklarınız altına almış olmanızdır!  Karşı olduğunuz ve Milliyetçiliğini ayaklar altına aldığınız TÜRK Halkı için eser vermek ve hizmet etmek pek kolay olmasa gerek! 

2-Bu tür projelerin bir eser ve hizmet amaçlanarak yapılıyor olmamasıdır! Ayrıca; bu projeler yapılırken sadece ve özellikle rant için, bir yerlere sermaye aktarmak için yapılıyor olmasıdır!  Çünkü bu projeler yapılırken Kamu ihale kanununun 197 defa değiştirilmiş olması ve bu kanunun başka maddesi yokmuş gibi büyük projelerde sadece 21/B maddesinin işletilmesi hususu bu görüşlerimizi kuvvetlendirmek tedbir!

Bir diğer husus da; Bu tür proje ve altyapıların yapıldıktan sonra ya kullanılmıyor olması (Zafer Hava limanı gibi) yada çökmesi (Orta ve Doğu Karadeniz bölgesinde yaptığınız yollar da olduğu gibi) veyahut ta  Urfa'da ki alt-üst geçitte olduğu gibi selin yatağı haline, bir dere yatağı haline geliyor olmasıdır! Bunlar bizi doğrulayan sonuçlardır! Bunun nedeni de bu tür yapıların bilgi, bilim, hukuk teknik, teknolojik ve mühendislikten yoksun bir şekilde yapılıyor olmasıdır!

- Bu tür yapıların inşası, kamu hizmetinin yapılması; öncelikle iyi niyet, kimliğini taşıdığın TÜRK Milleti ve devletine sevgi, samimiyet, işi yapacak ekipte/ kadroda yetenek, liyakat ve ehil olmasını gerektirir!

 Yani sizin bugüne kadar ki performansınız, idari siciliniz, pek eser yapmak ve hizmet vermek yönünde olunduğunu söylemiyor!

-Çünkü sizin yönetim/ yönetişim literatürünüzde; hukuk, bilim, ahlak, bilimsel akıl, çevre, şehircilik, planlama, yeşil alan, orman, mera, tarım yapılabilirlik, yerleşim yerlerinde bir felaket anında toplanma yerleri diye bir düşünce ve bir planlama yok! Deprem öncesi ve sonrası yapılan/ yapılamayanlar ile diğer altyapılar sonucu bunu açık açık ortaya koymuştur.

-Sizin 22 yıllık yönetim/yönetişim sicilinizde; yönetemediğinizden dolayı Soma maden faciasında 301, Ermenek maden faciasında 18, Amasra maden faciasında 42, Pamukova tren kazası faciasında 38, Ankara Behiçbey tren kazası faciasında 9, Çorlu tren kazası faciasında 25 insanımız hayatını kaybetti! Bunca canlarımız yok olup gitti!

-Bunların tamamı yönetim/yönetişim hatası/kusuru/ yanlışından kaynaklanmaktadır! Aslında hata ve kusur da diyemeyiz! Nitekim değildir de!

-Bunun adı Yönetememektir! Tamamı yanlış yapmaktan kaynaklanmıştır!

-Yanlış yönetim / yönetilememek sonucunda meydana gelen bu faciaların akabinde tek bir tane idari ve siyasi sorumlu bulunamamış ve bir tane istifa dahi olmamıştır! Aynı zamanda yargılamalar sonucunda da vicdanları rahatlatacak gelişmeler olmamıştır.

-Halbuki Yunanistan'da daha yakınlarda olan bir tren kazası sonucunda Yunan ulaştırma bakanı K. Karamanlis siyasi ve idari sorumluluğu üstlenerek istifa etmiştir.

-Burada ifade etmeye çalıştığım hususlar, aslında TÜRK Devleti yönetiminin; Kamu hukuku, kamu ahlakı, kamu menfaati ve kamu mahremiyeti zeminine oturmasına ne kadar muhtaç olduğuna işaret etmektedir. Devlet Bunları harfiyen uygulayacak yetenek, donanım, ehliyet ve liyakatli kadroya da ihtiyaç duymaktadır.

Bunun temeli de bilimsel akıl ile stratejik düşünmek gerekliliğini/zorunluluğunu işaret etmektedir.

- TÜRK Devleti bilimsellikten, reel düşünmekten ve gerçekçi bir planlama yapmaktan uzaklaştırılmıştır.

Bilimsel akıl ile stratejik düşünme hususunu çok önemsiyorum! Bir sonraki yazımda, bilimsel akıl ile stratejik düşünme konusunu bilgilerinize arz edeceğim.