Yeniçağ’dan Tolga Şahin’in yayınlanan yazısına göre, Türkiye’de sayısız şubesi bulunan bir kahve zincirinde “Türkiye Kahvesi” terimi kullanılıyor.

“Bu kavramların çıkış noktası ise fonlu medya, kafaları dışarıda ayakları Türkiye’de!” diyen Şahin, “Bu “liberal” arkadaşlar, Türkiye’de birçok etnik grubun varlığına atıfta bulunarak “Ülkede herkese Türk diyemezsiniz" diye çıkışıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayanlara “Türkiyeli” diyelim diye tutturuyorlar. İyi de biz kimseye zaten zorla “Bütün etnisiteleri reddediyoruz. İlle de Türk’sünüz” demiyoruz ki! Kürt’sen Kürdüm dersin, Laz’san Laz, Çerkez’sen Çerkez veya hangi ırka mensupsan o.” açıklamasında bulundu.

Yazısının devamında Tolga Şahin şunları dile getirdi:

Bu arkadaşlar Amerika örneğini öne sürüyorlar bir de. Neymiş efendim orada da birçok etnik kimliğe mensup vatandaş varmış, bu nedenle onlara “Amerikalı” deniliyormuş.

Bu arkadaşların ırk kavramından da haberi yok anlaşılan.

Yahu Amerika, Avrupalılar tarafından yerlileri katledilerek işgal edilen bir kıta ve dünyada böyle bir etnik kimlik yok!

Ancak dünyada Türk, Alman, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Rus gibi pek çok ırk var.

Bu arkadaşlara göre Alman derken bir sorun yok, İngiliz derken bir sorun yok, Fransız derken bir sorun yok ama Türk deyince biz ırkçıyız!

İngiltere’de de, Almanya’da da, Rusya’da da, Fransa’da da pek çok ırka mensup insan yaşamakta ancak bu ülkelerin hiç birinde biri de çıkıp Almanyalı, Rusyalı, Fransalı kavramlarını kullanalım diyemiyor!

Bize özgürlük dersi vermeye kalkan bu ülkelerde buna yeltenmeye kalkanlar toplumdan öyle bir dışlanıyor ki izole bir hayat sürmek zorunda kalıyor!

Ancak bizim ülkemizde bu zamana kadar kimse ırkından, etnisitesinden dolayı bir ayrıma maruz kalmamıştır

Türkiye’de hangi Kürt, Çerkez veya Laz, ırkından dolayı eğitim, sağlık veya siyaset gibi alanlarda herhangi bir engelle karşılaşmış?

Kürt kökenli cumhurbaşkanı bile seçilmedi mi bu ülkede yahu?

Kimse de ona “Sen Kürt’sün” diyerek oy vermemezlik yapmadı.

Ancak ülkemizde belli bir grup var ki bu ithal kavram ve düşünceleri sahiplenen, yaptıklarıyla söyledikleri birbiriyle çelişiyor sürekli.

Türkiye’nin saygın üniversitelerinden birinde kitap stantlarında Alman Edebiyatı, Rus Edebiyatı, İngiliz Edebiyatı yazarken Türk Edebiyatı için Türkiyeli Edebiyatı tanımı kullanılıyor.

Heee bir de Kürt Edebiyatı standı var ayrıca

Türk Edebiyatı kavramını ırkçılık nedeniyle söyleyemeyenler Kürt Edebiyatı kavramını rahatlıkla ifade edebiliyor.

Asıl faşistlik, ayrımcılık bu değil de nedir?

Bunun adı Türk alerjisi değil de nedir?

Geçtiğimiz günlerde çok bilinen bir kahve zincirine gidip kendime “Türk kahvesi” sipariş ettim.

Siparişi alan garson kahveyi yapacak olan arkadaşına “Bir Türkiye kahvesi” diyerek siparişi iletti.

Türkiye Kahvesi mi?

Pardon ama yüzyıllardır Türk Kahvesi olarak bilinen bir içeceği kendi ithal literatürünüze entegre etmenize asla göz yumamayız

Türk gelenek, görenek ve yiyeceklerine kendilerininmiş gibi sahip çıkan Yunan’dan ne farkınız kaldı.

Onlar da Türk kahvesine Yunan kahvesi, Türk lokumuna Yunan lokumu demiyor mu?

Hatta Hacivat ve Karagöz’ü bile sahipleniyorlar, Karagöz ve Hacivatı .

Ege Denizi’nin serin sularında boğulmalarını hala hazmedemeyen ve Türk’ün adını tarihten silmeyen çalışan bu arkadaşlara katkı sağlamıyor mu sizin bu söylemleriniz?

Birlikte aynı topraklar üzerinde beraber yaşadığınız insanlara ihanet değil mi binlerce kilometre uzaktaki yabancılarla aynı safta yer almak?

Tarihi milattan öncesine dayanan, bin yıldır Anadolu’da yaşayan Türklerin adını tarihten silmeye kimsenin gücü yetmeyecek

Bu tipler geçmişte de vardı ancak azınlıkta kaldı ve öyle olmaya devam edecek!

Türkiyeli kavramı Türk Milleti’ni yıkmak için ithal edilmiş bir kavramdır.

Bu ve bunun gibi zihniyetlerle mücadelemiz yılmadan, yorulmadan devam edecek!”

Editör: Habererk Habererk