Yargıtay Onursal Daire Başkanı Hamdi Yaver Aktan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilen ceza ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Kararın önce istinaf, ardından onandığı takdirde Yargıtay'daki temyiz aşamasında öne alınabileceğini belirten Aktan, "Çok acil durumlarda da mazeret dilekçesi verilerek, dosyaların öne alındığı oluyor" dedi. 

Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk'ün haberine göre, Aktan, İmamoğlu'nun dava sonuçlanmadan cumhurbaşkanı ya da milletvekili seçilmesi halinde "Yargıtay, dokunulmazlığı tekrar kalkana kadar hükmün bozulmasına karar verir" tespitini yaptı.

Aktan, karar kesinleşmediği sürece İmamoğlu'nun belediye başkanlığı görevine devam etmesine hiçbir engel bulunmadığına dikkati çekti; adaylıkla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: 

"Dava Yargıtay tarafından onanmadıkça, görev suçu değildir. Ceza kesinleşmeden aday olunur, adaylık devam ederken listelerin kesinleşip kesinleşmediği tarihe bakmak gerekecektir. Listeler kesinleşmeden önce hüküm verilirse İmamoğlu'nun yerine yeni bir aday gösterilebilir. Ancak aday listeleri kesinleştikten sonra cezanın kesinleşmesi halinde artık yeni bir aday gösterebilme imkânı yoktur.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı ise biraz farklıdır. Adaylık boşalırsa 2'inci turda,  3'üncü sıraya gelen adayla, 1'inci sıraya gelen aday yarışır. 2 aday varsa birisi bir şekilde seçime giremezse, 1'inci turdan sonra artık tek kişi referandumuna gidilmiş olunuyor. Onun da yüzde 50 artı 1 alması gerekecek."

'DAVANIN BOZULMASI İÇİN ÇOK GEREKÇE VAR'

Yargıtay'da genelde hakaret suçlarında ifadenin tümüne bakıldığına dikkat çeken Aktan, şöyle devam etti:

"Tek bir sözcüğü alarak sonuca gidilmez. Bu evrensel bir uygulamadır. Örneğin Yargıtay 'Sen insan değilsin', 'Terbiyesizlik yapma', 'kes lan', 'siz kim oluyorsunuz?' gibi sözcükleri 'kaba dil' olarak kabul ediyor ve hakaret suçu unsurlarının oluşmadığını belirtiyor. Bazı sözcükler için Yargıtay, ‘beddua' diyor. Hakaret suçu genel kasıtla işlenir. 'Ahmak' sözcüğünün hakaret olup olmadığının nasıl kabul edilecek? Sadece o sözcük alınmaz. Davanın bozulması için çok gerekçe var. Her şeyden önce 'Ahmak' sözcüğünün kimin için söylendiği aydınlatılmalı. İfadeye bakıyorsun, bunun hangi söze karşılık söylendiği bellidir."

NE OLMUŞTU?
Ekrem İmamoğlu, 30 Ekim 2019 tarihinde Fransa’nın Strasbourg kentinde düzenlenen kongrede 31 Mart seçimlerinin iptal edilmesine değinerek siyasi eleştirilerde bulundu. 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 4 Kasım 2019 tarihinde bir açıklama yaparak "Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum; bunun bedelini bu millet sana ödetecek" ifadesini kullandı.

İmamoğlu da bunun üzerine "31 Mart’ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa’da onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan biten şeylere baktığımızda, tam da 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce oraya bir odaklansın" yanıtı verdi. Bu sözler üzerine YSK üyelerine hakaret suçlamasıyla dava açıldı.

Bu süreçte İmamoğlu cephesi mahkemede 'ahmak' ifadesinin YSK üyelerine değil, Soylu'ya söylendiğini net bir biçimde ortaya koydu. Öyle ki davanın hakimi dahi, "Soylu’ya söylenmediğini söyleyen varsa buraya gelsin. Biraz da gülelim. Herhangi bir çözümleme yapmaya gerek yok. Bu sözü kime söylediği belli. Süleyman Soylu’ya söylemiştir. Ben de o şekilde düşünüyorum" ifadesini kullandı.

Ancak hakimin 'tespitine' rağmen İmamoğlu'na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verildi. Mahkeme ayrıca 'belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına' hükmetti. Karar kesinleşirse İmamoğlu, 'siyasi yasaklı' olacak ve belediye başkanlığı görevinden alınacak.

Editör: Yadigar Hanım