2.Tur sonrası Sn. Sinan Oğan’ın şahsında “Milliyetçi İttifak” adı altında birleşen ve temelini de “kırklar gruplarının” oluşturduğu Türk milliyetçilerinin, “Cumhur İttifakını” destekleme kararına karşı bazı arkadaşlarımız ve sayfa takipçisi dostlar büyük infial ve tepki gösterdiler.

Hakarete varan yazılı saldırılara ben ve arkadaşlarım mazur kaldık.

Bu arada telefonla arayarak itiraz eden ve sözlü karşı duruş bildiren sadece üç arkadaşım oldu.

İtiraz eden tüm arkadaşlarımın tek bir ortak paydası var: 21 yıllık ERDOĞAN ve AKP iktidarının yaptıklarına duyulan, siyasi karşıtlık duruşunu aşan nefret ötesi kin ve düşmanlık.

Yıllardır hepimizin yakından bildiği milletimiz adına devletimiz adına yüreğimizi yakan kirli ve yanlış işler yapıldığını hiçbirimiz inkar edemez.

Bu sebeple yapılan hakarete varan ağır eleştirilere karşı sabırla beklemeyi uygun gördüm ve önümüzde ki zaman diliminde gelişecek siyasi olayların sonuçlarının ortaya çıkması ile daha doğru ve düzgün tartışma ortamı bulacağımıza inanarak yorumlara cevap vermedim. Yoksa sadece içi boş reddiye ve karşıtlık içiren yorumlara aynı seviye ve politik demagoji ile cevap vermek hiçte zor değildi. 

Benim gerek iç ve gerekse dış politik gelişmeleri yorumlamaya çalışan yazılarımı takip eden arkadaşlarım bugüne kadar, “şu tespitlerin doğru değil, gelişmeler dediğin gibi olmadı, yanlış bakış açısı ve stratejik hatalar yaptın” diye tek bir yorum ve tenkit bu zamana kadar yapmadılar.

Sayfamdan on yıldır ne bir yazı ne de bir yorum silmedim. Birkaç sildiğim yorum oldu. O yorumlarda bana karşı değil sayfa arkadaşlarımın benim yazım üzerine birbirleri ile hakarete varan tartışmalı yorumları idi.

Bazı “menfaat ve maddi çıkar için satıldın, satıldınız” suçlama ve iftiralarının beni yakından tanımayan, şahsi dostluğum olmayan, yaşadığım siyasi dik duruşlar sebebi ile uğradığım maddi ve manevi kayıpları bilmeyen sadece feys ortamında beni yazdıklarım ile bilen insanlar olduğunun elbet bilincindeyim.

Onlara kızmam doğru olmaz. Onlar adına sadece üzülürüm. Çünkü algıya ve tahmine dayalı zan ile verilen hükümler ile atılan iftira ve suçlamalar omuzlarına binen bir ahiret yükü ve de vebalidir.

Benim 2016 FETÖ darbesi öncesi “Hizmet hareketi (!), FETÖ okulları ve “dinler arası diyalog” tuzağı üzerine yazdığım yazılar ile ailemle beraber uğradığım maddi zararın ve kaybettiğim yatırımlarımı miktarını; paraya, maddi çıkara satıldın diyen arkadaşlar bilseler inanırım ki çok utanacaklardır.

Bu yazdığım yazılar hala sayfamda durmaktadır.

Ben, 22 yaşımda şehit GÜN SAZAK ağabeyimizin kaçakçılık, vurgun, rüşvet çetelerine karşı mücadele veren özel seçilmiş kadrolarının arasında olmanın şeref, haysiyet ve gururunu 55 yıldır taşımaya çalışan bir arkadaşınızım.

Verilen siyasi kararımızın siyaseten yanlışlığı ve isabetsizliği üzerinden yapılacak her eleştiri düşünce dünyamızı zenginleştirecek ve gelecekte adımlarımızı daha doğru atmamızı sağlayacaktır. Ama maddi çıkar için satılma iddiası ağır bir iftiradır.

İkinci üzüldüğüm haksız itiraz ve hakaret konusu ise şudur:

Türk milliyetçilerini kandırarak topluca satmak geleceğe ait ümit ve samimi heyecanları öldürmek!

Bu iddiaları ve haksız suçlamaları yapan arkadaşlar şu gerçeği niçin göremiyorlar hayret ediyorum.

Bugün her iki ittifak kanadında ve son 15 gündür medyada hangi fikrin sahipleri konuşuluyor?

Siyasi İslamcılar mı? Sol ve sosyalistler mi?

Bölücü siyaset unsurları mı? Tarikatlar ve cemaatler mi?

Hangi fikrin oyunu bozduğu ve gelecek siyasi dönemde inkarı mümkün olmayan bir ağırlık koyduğu, koyacağı konuşuluyor?

Eğer Türk milliyetçisi bir aday çıkarmasaydık bütün bu konuşulanlar ve kazanımlar ortaya çıkabilecek miydi?

Her iki ittifakın kazanında hesaba katılmayan bir güç kaynayıp eriyecek ve gündemde tek bir satırla bile yer almayacaktık.

HDP ve bölücü siyaset oyundan düşebilecek miydi?

Ama artık bugün Türk milliyetçilerinin oylarının tabi sınırının %25, potansiyel sınırının % 35-40 olduğu rahatlıkla konuşuluyor.

“Milliyetçi ligin” kurulmasından bahseden yazılar yazılıyor.

Bu gelişmeler geleceğe ait ümitleri satmak, istismar etmek ve öldürmek mi?

Millet ittifakını destekleyen Türk milliyetçileri 2. Turda niçin Cumhur İttifakını desteklediniz diye bizlere saldırırken, kendilerinin nerede durduğuna bakmayı unutmamalıdırlar. Ve Tük milliyetçilerinin dağılan siyasi iradesinin seçim öncesi toparlanması için niçin bir adım atmadıklarını sorgulamalıdırlar.

Vakit geç değil.

Hemen bugünden tezi yok harekete geçmeliler.

Gelecek seçimlere çok uzun bir zaman yok.

Yeni bir strateji ile güvendikleri “satılmayacak” kadroları bir araya getirerek, Türk milliyetçilerinin birliğinden doğacak muhteşem siyasi gücü ortaya çıkarmak için ellerini taşın altına koymalıdırlar.

Karar versinler.

CHP ile mi?

İYİ Parti ile mi?

Ya da bağımsız yeni bir oluşum ile mi?

Yeni bir parti ile mi?

Bizlere günlerce, aylarca tenkit ederek ve hakaret ederek Türk milliyetçilerinin birliğini sağlayacağınıza inanıyorsanız, sizler başarılı adımlar atmaya başlayın, bizler Türk milliyetçilerinin birliğini sağlayacak yolda çiğnenmeye, ezilmeye dünden razıyız.

Ama harekete geçin bir şeyler yapın.

“Milliyetçi İttifak” yayınladığı manifestonun ilk üç hedefine ulaştı.

Dördüncü hedef için güç birliği ile çalışmaya devam edecek.

Ve her zaman Türk milliyetçilerinin birleşeceği güne olan inancını kaybetmeden rütbesiz, makamsız o büyük gücün içinde eriyerek yerini alacaktır.

Bugünden sonra her Türk milliyetçisi ve ülkücü akşam yatarken, yastığa başını koyarken “Bugün Türk milliyetçilerinin birliği için ne yaptım” sorusunu sormaya başlamalı.