Yakarsa dünyayı garipler yakar, yıkarsa Tayyib’i emekliler yıkar sözlerini sıkça duyduk bu aralar.
Bu tip kavramları güzel zemine oturtuldu.
Ama en etkilisi de rahmetli Demirel’in boş tencerenin yıkmayacağı iktidar yoktur sözü yerini bulmuştur.
Ülkemiz zor bir coğrafyanın koordinatlarında bulunuyor.
Bu seçimi iyi okumamız gerekiyor.
Aç ayı oynamaz deniyor da haritaya bakınca daha fazla keyif ve çok daha konforun önde olduğunun ama bu gerçekliği gizlediği gerçeğini barındırmasıdır aslında.
Yani açlık değil konfor ve keyif alanları seçmenin tercihi olmuştur.
Evet, insanımız yerel bazda neleri, kimlerle değerlendirdi onu da hesaba katmak gerekiyor.
İnsanımız ne istiyor onu mu vermek gerekiyor?
Kentin geleceğine, ülkeye, millete yatırım mı yapmak gerekiyor?

Kafamda birçok eleştiri birbirine girmiş rahat vermiyor.
Teknoloji çağında ulaşıma yatırım yapılmamalı mıydı?
Neden bu kadar zamanı yollarda harcadık diye yakınmaya hak sayacak mıydık?
Güvenliğimiz hiçe sayıp, iç ve dış terör etkilerini evimizin içinde bulsak mıydı?
Atatürk'ün istikbal göklerdedir deyişini unutup, bu alana yapılan yatırımları geçmişteki yaptığımız uçaklardan yapılan düdüklü tencerelerde çorba mı yapılsaydı?
Madenlerimizi kullanmaya başlamasak mıydı?
Avrupa’nın birçok ülkesinde yasaklanan cinsiyet özgürlüğüne kırmızı halı mı döşenseydi?
Teknolojik gelişmeleri boş verip, başka ülkelerin teknolojisini almak için kapılarında yatıp, onların yaptırımlarına boyun mu eğmek gerekiyordu?

***
Bu iktidarın en büyük yanlışlığı her eve uyumlandırılan sosyal yardımlar olmuştur.
Hastası olana bakımı için maaş,
Anasına, babasına, hasta evladına bakması için maaş, engelli evladına alıp kendi bakması.
Yani aile içi dayanışmayı ve bağı maddiyata bağladı.
Birçok kalemde aile içine yardım ulaştırdı.
İhtiyacı olana eyvallah, tatbikî yapacaksın bu senin görevin.
İnsan beşer konfora ve hazıra çabuk alışır.
Devlet eliyle yapılan yardımlara belediyelerde bir ucundan tuttu ve keyif ve konfor alanına katkı sağladı.
Gereksinim diyerek konserlerle eğlence, kondom dağıtarak keyif alanına katkı sağladı.
Çorba kaynattı, hastasına hizmet götürdü, cenazesini yıkattı, ucuza yemek pişirdi.
Yandaş evlere servis yapan belediye görevlileri çoğu kez maddi durumuna bile bakmadan gönlünce yandaş gönüllerine girdi.
Çünkü devlet de hazıra alıştırdı, kolayı sevdirdi.
Halk da hazırı sevdi. Konfora alıştı.
Bunun farkına varanlar da bu kolaya sarıldı, adına da sosyal belediyecilik diye övünerek halka ilan etti.
Yani geleceğe yapılan yatırımlar değil, anlık ihtiyaçları nefse yapılan yatırımlar kazanmıştır.  
Nefis dedik ya iktidardakilerin benliklerini aşamaması da büyük etken oldu.
Aday olamayanlar ben olmazsam sende kazanma diye kendi partilerine oy vermemesi ve verdirmemesini de ekleyip nefis tatmin etmelerini de göz ardı etmemek gerek.

***
Seçeneğin, belediyenin olması gereken asli görevlerine YATIRIM ve PROJEYE, HİZMETE yönelik çalışmalara, halkın geleceğine, içinde yaşayacağı kentin düzeninin kurulmasına olduğu gerçeği hesaba hiç katılmamış. Görünen o.
Yani iktidar önceki dönemlerde yaptığı seçim çalışmasının bir kısmından vaz geçmiş. Ama muhalefet bu yolu seçmiş ve sosyal belediyecilik diye tencereye çorba dökmüştür.

***

Hani emekliler iktidara ders verdiler deniyor ya.
Emekli olmayı hayal bile edemeyen milyonlarca insanımızı emekli ettiler. (Gerçekten emekliliği hakkıyla kazananlara haksızlık yapıldı) Bütün sağlık hizmetini de hak etmiş oldular.
Eskiden sigortam yok deyip, hastaneye gidemeyen insanımıza ne yaparsan yap mı demek gerekiyordu acaba?
Çalışandan çok emekli oldu.
Gerçekten geçinmek için yeterli gelirleri yoktur. Ama önce bu aylıkları da yoktu. Emekli yapma samıydınız?
Bu açılımda EYT denen ucube sistemin nimetlerinden çifte maaşlarla faydalananların hangi dersi verdiği de belirsiz değil mi?.

Kafamda dünya kadar deli eleştiri var.
Yoksul kesim muhalefeti destekledi emekli de dersini ezberletti deniyor. Coğrafya hiç onu göstermiyor.
Ama Demirel 'in bu sözü çakılıyor aklıma(seçim tencereden geçer).
Yatırıma, hizmete, geleceğe değil boğaza ve anlık ihtiyaçlara yatırım yapmak gerekiyor muş?
Türibüne oynamak budur adamım ve kazanman için var olursun, çabalar da bunun iççindir.
Daha fazla konfor, daha fazla keyif.
Gerçeklere ve sorunları çözmeye gelince, canı yananın yanında olacağını da asla sanmayın.
Gelecek değil an kazandı. Biraz da köpürtülen öfke ve kin.

Kalın Sağlıcakla__Keyfiniz Bol Olsun(Nereye Kadar)__Meyrem’ce