Kıymetli okuyucular; bir milletin tarihi ne denli derin ve başarılarla dolu ise milli duygularımda o nispette yüksek olur. Tarihin en eski, en şerefli ve en kahraman milleti ise hiç şüphesiz aziz Türk milletidir. Bir Milletin karakteristik özellikleri ile mümeyyiz vasıflarını daha çok başka milletlerin aydın ve münevverlerinin nasıl tanımladıkları da son derece önemlidir.

Bugün pek çok dünya devleti Türkiye’yi ve Türk milletini tarih sahnesinden silme gayreti içerisinde olabilirler. Bugün onlara atalarının Türkleri nasıl tanımladıklarını hatırlatmak aynı zamanda Türk olmanın önemini kavrayamamış batı hayranı Türk vatandaşlarına nasıl bir milletin çocukları olduklarını anlatabilmek için; tarihten günümüze dünya devlet adamları ile aydın ve filozoflarının Türkler için sarfettikleri sözlerden derleme yapmaya çalışacağım; çok sayıda taltif ve takdir dolu söz olduğu için siz kıymetli okuyucuları sıkmamak için yazı dizisi biçiminde 2 veya 3 köşe yazısında tamamlamayı düşünüyorum.

"Rusya’da bir söz vardır: Hangi Rus’u kazısanız, altından mutlaka Tatar çıkar”- Rus Devrimci Vladimir Lenin – 1920

“Araplarda bir söz vardır: Mısırlılar Allah’tan başka kimseden korkmaz, Türkler ondan da korkmaz”- Arap Düşünür Semame İbn-i Eşreş

“Dünyada iki bilinmeyen vardır: Biri kutuplar diğeri Türkler”- Fransız Tarihçi Albert Sorel – 1839

“İnsanları yücelten iki büyük meziyet vardır: Erkeğin cesur, kadının namuslu olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği hem kadını şereflendiren bir daha meziyet vardır. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki; Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler”- Fransa İmparatoru Napoleon Bonaparte – 1801

“Eğer bir Türk devleti olmasaydı mutlaka yaratmak gerekirdi”- Fransa İlk Cumhurbaşkanı Adolph Tiers – 1850

“Dağ başındaki haydutlar olarak isimlendirdiğiniz Mustafa Kemal ve ordusundaki Türkler burada olsalardı teker teker hepsinin heykellerini dikerdik”- Fransa Başbakanı Aristide Briande – 1940

“Türkün yüzünü, kuvvetli endamını, pırıltılı kostümünü, zarif tavırlarını, kibar gülüşünü, aslanca kükreyişini fırçayla göstermek mümkündür. Fakat pek güç olan, Türkün özünü göstermektir. Bu öz, ay ışığı gibi görülür fakat gösterilemez”- Fransız Ressam Alexandre G. Decamps – 1830

“Türkçeyi öğrenmek benim için büyük bir mutluluk oldu. Çünkü Türk’ü anlamak için kendisiyle mutlaka tercümansız konuşmalıdır. Tercüman, ışığı örten zevksiz bir perde gibidir” - Fransız Bilgini Antonie Gelland – 1704

“Irk ve millet olarak Türkler; geniş coğrafyalar ve imparatorluklar içinde yaşayan kavimlerin en asili ve başta gelenidir. Sosyal ve örfi faziletleri tarafsız kimseler için birer takdir ve hayranlık kaynağıdır” - Fransız Yazar Devlet Adamı Lamartine

“Bugün Türklerin esiriyim. Demirin, ateşin ve suyun yapamadığını onlar bana yaptılar, esir ettiler. Yalnız ayağımda zincir yok, zindanda da değilim; istediğimi yapıyorum. Fakat bu defa da şefkatin, asaletin, nezaketin esiriyim. Türkler beni işte bu elmas bağa sardılar. Bu kadar alicenap, asil ve bu kadar nazik bir milletin arasında hür bir esir olarak yaşamak ne kadar değerli bir bilseniz”- İsveç Kralı Demirbaş Şarl

“Türklerin yalnız sonsuz bir cesareti değil, iradeleri sersemleştiren bir sihirbaz zekâsı vardır. İşte Türk, bu zekasıyla zafer kazanır, uygarlıklar yaratır ve insanlık dünyasında en şerefli hizmeti başarır. Zaten Avrupanın yarısını yüzyıllarca boyunduruk altına almak başka türlü mümkün olamazdı”- Rus Komutan İvan Çarnayev – 1922

“Rusya tarihinde Türklerin olmadığı herhangi bir dönemden söz etmek mümkün değildir, hangi Rus’u kazısanız altından mutlaka Tatar çıkar deyimi, milli kimlikten ziyade tarihi ve kültürel bir gerçekliği ifade ediyor”- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin – 2010

“Kılıcı insafsız bir beceriyle kullanan Türkün eli, yendiği insanların yarasını sarmakta da ustadır” - İskoç Şair Lord Bayron – 1801

“Türkler, devlet yıkmakta ve devlet kurmakta birinci sınıf üstatlardır”- Avusturyalı Tarihçi Diplomat Joseph von Hammer Purgstall

“Türk kadınlarının en büyük süsü Türk oluşlarıdır. Onlar süslenmek için elmas veya zümrüt takınmıyorlar, belki üzerlerinde taşıdıkları o taşları süslemiş, kıymetlendirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır”- İngiliz Yazar Lady Mary W. Montagu

“Türk’ün ahlâkî seciyesi çocukluğunda aldığı iyilik telkinleriyle ya da farazi ahiret tehdidiyle değil, çevrelerinde fenalık görmemek sureti temelinde oluşur”- Danimarka’lı Filozof Thomas Thorsten

“Türkler kahramandırlar, dostlarına zarar vermezler. Bu yüce millet tuttuğu eli bırakmaz, sözünden dönmez, iyi ve kötü günlerde dostundan ayrılmaz. Böyle bir ulusla el ele vermek yeryüzünde her zorluğu yenmek için sonsuz bir güç ve yetenek kazanmak demektir”- Çek Bilgini Jon Amos Comenuis – 1630

“Türkün şefkat ve insaniyet duygusunu inkâr mümkün değildir. Bu duygu insanı atalete sevk edip teşkilatı düzensiz bir toplumun bir derdine tek çare demektir. Türk ırkının soyluluğunu gösteren diğer duygular, yani en küçük iyiliklere karşı besledikleri minnet ve şükran duygusu, ölmüşlere karşı besledikleri minnet ve şükran duygusu, büyük bir nezaketle yapılan konukseverlik adeti, hayvanlara saygı alışkanlığı gibi faziletlerin inkârı da mümkün değildir”- İtalyan Edebiyatçı Edmondo De Amics – 1900

“Düşmanına saldırırken amansız bir kasırgaya, korkunç bir denize ve insafsız bir yıldırıma benzeyen Türk; dost yanında ve silahsız düşman karşısında bir seher yelidir, berrak bir göldür. Gönül açan bu seher yelini yıldırmak, gözleri kamaştıran bu gölü coşkun bir denize çevirmek tabiatı da inciten bir gaflet olur.” - İtalyan Şair Yazar ve Edebiyatçı Tasso

“Türk gibi ölüme gülerek bakan bir eri başka hiçbir ulusta bulamazsınız. Yalnız ona iyi bir komutan gereklidir” - Alman Binbaşı Mullman – Çanakkale

“Her Türk’ün bakışında silahın ruha verdiği güveni görmek mümkündür. Onlar; hayata ve olaylara güvenle bakmayı öğrenmişler. Kaçınılmaz olan şu ki, Türklerin ruhu yeniden parlayacak ve silah kullanmak için doğan bu kahraman milletin tarihi eski ışığını bulacaktır. Şimdiden görebildiğim bu gerçeği, tarihe bir not olarak düşüyorum” - Alman Feldmareşal Von Moltke

“Türk, Heredot’tan ve Tevrat’tan çok daha eski yüzyılların tanıdığı bir ulustur. Sadelik içinde görkemi, sükûnet içinde ihtişamı, tahakküm kabul etmeyen bir yüreklilik, alabildiğine geniş bir fetih aşkı, bölgelere ve inançlara uymaktan daha çok, bölgeleri ve inançları kendine uydurma zevki ve alışkanlığı Türk milletinin asırlar dolduran tarihinde açıkça görülür. Ülkeleri değil kıtaları altüst etmişler ve korkunç saldırılar karşısında sarsılması hiç de kolay olmayan egemenliklerini yaratmışlardır. Kısacası tarih, Türklerden çok şey öğrenmiştir”- Alman Tarihçi Hammer

“Düşmanına saldırırken amansız bir kasırgaya, korkunç bir denize ve insafsız bir yıldırıma benzeyen Türk; dost yanında ve silahsız düşman karşısında bir seher yelidir, berrak bir göldür. Gönül açan bu seher yelini yıldırmak, gözleri kamaştıran bu gölü coşkun bir denize çevirmek tabiatı da inciten bir gaflet olur.” - İtalyan Şair Yazar ve Edebiyatçı Tasso

“Türk gibi ölüme gülerek bakan bir eri başka hiçbir ulusta bulamazsınız. Yalnız ona iyi bir komutan gereklidir” - Alman Binbaşı Mullman – Çanakkale

“Her Türk’ün bakışında silahın ruha verdiği güveni görmek mümkündür. Onlar; hayata ve olaylara güvenle bakmayı öğrenmişler. Kaçınılmaz olan şu ki, Türklerin ruhu yeniden parlayacak ve silah kullanmak için doğan bu kahraman milletin tarihi eski ışığını bulacaktır. Şimdiden görebildiğim bu gerçeği, tarihe bir not olarak düşüyorum” - Alman Feldmareşal Von Moltke

“Türk dilini incelerken insan zekasının dilde başardığı büyük mucizeyi görürüz. Türkçe bir dilbilgisi kitabını okumak, bu dili öğrenmek niyetinde olmayanlar için bile gerçek bir zevktir. Türlü dilbilgisel biçimlerin belirtilmesindeki ustalık, ad ve eylem çekimi sistemindeki düzenlilik, bütün dil yapısındaki saydamlık ve de kolayca anlaşılabilme yeteneği, insan zekâsının dil aracıyla beliren üstün gücünü kavrayabilenlerde hayranlık uyandırır. Türk dilindeki duygu ve düşüncenin en ince ayrımlarını belirtebilme, ses ve biçim öğelerini baştan sona dek düzenli bir sisteme göre birbiriyle bağdaştırıp dizileme gücü bize, insan zekâsının dilde yarattığı mucizeyi gösterir. Birçok dillerde bu gibi olaylar gözden perdelenmiştir; onlar çözülmez kayalar gibi karşımızda durur ve ancak dilcinin mikroskopuyla dil yapısındaki organik öğeler ortaya çıkarılır. Türk dilinde ise, her şey saydamdır, apaçıktır. Dilin iç ve dış yapısı, berrak kristal bir arı kovanı yapısını seyrediyormuşuz gibi ortadadır” - Ünlü Alman Filolog Friedrich Max Müller