Bağımsız akademisyenlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) her ay, kendi hesapladığı oranlarla enflasyon rakamlarını açıklıyor. ENAG'ın açıkladığı enflasyon oranlarının Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı rakamlarla arasındaki büyük fark ise dikkat çekiyor.

ENAG, milyonlarla emekli ve memurun merakla beklediği enflasyon rakamlarını dün açıkladı. ENAG'a göre, Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) Haziran ayında yüzde 8.54 arttı. E-TÜFE’nin son 12 aylık artışı ise yüzde 108.58 olarak gerçekleşti. Hafta sonlarına denk gelen günlerin dışında enflasyon verilerini her ayın 3'ünde açıklayan TÜİK ise Haziran ayı enflasyonu Kurban Bayramı nedeniyle tatil 9 güne çıkınca fiyat raporlayan işyerlerinden fiyatlar gecikmeli geldiği için yarın saat 10.00'da açıklayacak.

Peki verileri TÜİK'in rakamlarından daha yüksek çıkan ENAG nasıl çalışıyor? Grup, kimlerden oluşuyor ve oranları neden TÜİK'ten farklı?

DOKTORA TEZİ İLE ORTAYA ÇIKMIŞ

Grup, 2016 yılında Yeditepe Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi'ndeki Finansal İktisat Doktora Programı'nda, danışmanlığını Prof. Dr. Veysel Ulusoy'un yaptığı, doktora öğrencisi Serkan Gençer'in tez projesi ile ortaya çıkmış.

Prof. Dr. Ulusoy, ENAG'ın doğuş hikayesini şöyle anlatıyor:

"Esinlendiğimiz bir kaynak vardı. Harvard Üniversitesi'nde Prof. Dr. Alberto Cavalla öncülüğündeki bir grup, MIT (Massachusetts Institute of Technology) ile ortak olarak bir çalışma yapıyordu. 2007'den itibaren hem Arjantin'in hem Amerika'nın hem de Avrupa'daki bazı ülkelerin günlük enflasyonlarını internette, web scraping (Veri kazıma) yöntemiyle alıyorlardı. Biz de bunun Türkiye'de de yapılacağı fikrine kanaat getirdik. Danışman olarak o öneriyi yaptım ve yaklaşık 15 gün çalışarak karar verdik. Sonra devam ettik. 2016 ortalarıydı. Yani ENAG, yaklaşık 5,5 yıllık bir emeğin ürünü. Hemen hemen bütün yük doktora öğrencisinin kendisindeydi. Ardından başka öğrenciler bu süreçte yazılım geliştirme yönünde istekli göründüler. Birkaç yıl sonra web scraping (Veri kazıma) yönetimini onlara da öğrettik ve onlar da bize katkı verdiler."

ENAG'ın kuruluş aşamasında projeye, Türkiye Ekonomik ve Mali Araştırmalar Vakfı (TEMAR) da destek vermiş. Grubun aralarında eski Hazine ve Dış Ticaret müsteşarı Tevfik Altınok, eski Maliye Bakanlığı hesap uzmanı Dr. Hasan Yalçın, eski maliye müfettişi Sacit Akdemir gibi önemli bürokratların da yer aldığı bir danışma kurulu bulunuyor.

"MADDİ YA DA SİYASİ DESTEK ALMIYORUZ"

ENAG'ın arkasında kimsenin olmadığını, kimseden de maddi destek almadığını vurgulayan Prof. Dr. Ulusoy, çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi:

"Gruptakilerin çoğu gönüllü. Eğer bir finansman gereği duyuyorsak Veysel hocanın maaşının bir kısmı diyelim (Gülüyor). Tertemiz, arkasında herhangi bir kuruluş yok. Maddi olarak kimseden destek almadığımız gibi herhangi bir siyasi grupla da ilişkimiz yok. Hiçbir siyasi yaklaşımımız, siyasi söylemimiz yoktur. Siyasetin temelinden kaynaklanan bir eğilimimiz veya verileri değiştirme taktiğimiz yoktur. Bütün veriler yapay zekâ yöntemiyle bilgisayardan elde edilir, kalite kurulu tarafından süzgeçten geçirilir, büyük tartışmalar, büyük analizlerden sonra ay sonunda, ayın 3'ünde yayınlanmak üzere taslak olarak hazırlanır ve kamuoyuna sunulur. Bu kadar basit."

VERİLEN NASIL TOPLANIYOR

Enflasyonu hesaplarken verileri  Harvard ve MIT'te uygulanan internet üzerinden veri kazıma denilen bir yöntemle topladıklarını anlatan Ulusoy, verileri özellikle bütün hane halklarının aktif olarak kullandığı sayfalardan aldıklarını söyledi. Ulusoy, dünyada da bazı merkez banklarının kendi enflasyon verilerini oluşturmak için, kendi bünyelerinde bu yöntemi kullandığına dikkat çekti.

ENFLASYON HESAPLAMASI SAATLİK YAPILIYOR

Enflasyonu saatlik hesaplayacak bir sistemlerinin olduğunu, bunu daha sonra günlük hesaplayıp aylığa, onu da yıllığa çevirdiklerini dile getiren Ulusoy, ayçiçek yağı fiyatındaki değişimi örnek göstererek hesaplamaları hakkında şu bilgileri verdi:

"Bütün elde edilebilir ayçiçek yağı fiyatlarının verileri o gün çekiliyor. O gün promosyon varsa da o gün zam varsa da o gün fiyatı değişmemişse de bütün ayçiçek yağı fiyatları çekiliyor. İstatistikteki büyük sayılar kanunu kapsamında bunun ortalaması alınıyor ve bu ortalamadan yola çıkılarak o günkü ayçiçek yağının enflasyonu hesaplanıyor.

Hata olmasın diye en az yedi sekiz bilgisayardan, eş zamanlı olarak, Türkiye'nin her yerinden bütün fiyatları alıyoruz. Ürünlerin ortalama fiyatlarını hesaplıyoruz. Günlük hesapları sonra aylığa çeviriyoruz. Ürünlerin ortalama fiyatlarıyla TÜİK'in sayfasındaki ağırlığını çarpıp, enflasyon sepetine katkısını ölçüyoruz. TÜİK'in 415 maddelik enflasyon sepetinin aynısını kullanarak enflasyon oranını elde ediyoruz.

Enflasyonun matematiksel, ağırlık vb. yöntemi hiçbir yerde değişmez. Birleşmiş Milletler İstatistik Ofisi'nin COICOP (Kişisel Tüketim Harcamalarının Amaca göre Sınıflanması) denilen sistemine göre birimler sınıflandırılmıştır. O sınıflandırma 415 madde üzerinden olmuştur. Örneğin ayçiçek yağı onlardan bir tanesidir, domates bir başkasıdır vb.

TÜİK ile fiyat toplama yöntemlerimizde farklılıklar var. TÜİK sokaktaki marketten veya belirlediği marketlerden fiyatları alıp ona göre aylık enflasyonu hesaplıyor. Bu sokağa inme, markete inme bildiğim kadarıyla ayın başında, ortasında ve sonuna doğru olmak üzere ayda birkaç defa tekrarlanıyor. Ve yine bildiğim kadarıyla TÜİK 550 bin tane günlük veri alıyor. Bu verileri o COICOP'taki 415 madde sınıflandırmasına göre enflasyon sepetine koyup, ağırlıklarıyla çarpıp enflasyon değerini elde ediyor.

ENAG'ın ise verileri günlük olarak ve web siteleri üzerinden topluyor. Veri kazıma yöntemiyle her ay milyonlarca veri çekebiliyoruz. Bir saatte bütün Türkiye'nin verilerini alabiliyoruz. Günlük yaklaşık 255 bin veriyi bir saatte alabiliyoruz. TÜİK'in aylık 550 bin fiyat verisine karşın 7,5 milyondan fazla fiyat verisini elde ediyoruz. Bu da bizi büyük sayılar kanununun o güzel sonuçlarına götürüyor."

DEVLET KÖTÜ VERİLERDE CİMRİ DAVRANIYOR

TÜİK enflasyon verileri neden tartışılıyor? Verilerdeki kalite düzeltmesi ne anlama geliyor?

Ulusoy, TÜİK ile ENAG'ın açıkladığı enflasyon rakamları arasındaki farkın nedenini de açıklıyor.  "İki tane enflasyon oranı açıklanıyorsa ve bir enflasyon oranı halkın duygularıyla, hissettikleriyle, sanayicinin verileriyle, raflardaki fiyatlarla uyuşup diğeri uyuşmuyorsa, aradaki farkı uyuşmayan birimin açıklaması gerekiyor." diyen Ulusoy, "devletlerin genelde kötü verilerde cimri davrandığı" belirtti.

Ulusoy, "Örneğin büyük bir deprem olduğunda ölü ve yaralı sayısı devlette cimriliğe neden olur. Enflasyonda da cimriliğe neden olur çünkü kötü bir veridir enflasyon. Devlet her zaman pres yapar. Ama ENAG olarak değil de kişisel görüşüm olarak şunu söyleyebilirim; Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki son 40-50 yılda, halkın hissettiği enflasyonla devletin verisi arasındaki fark hiç bu kadar fazla olmamıştı. TÜİK'in ÜFE'si (Üretici Fiyat Endeksi) ile TÜFE'si (Tüketici Fiyat Endeksi) arasındaki fark da hiç bu kadar fazla olmamıştı." ifadelerini kullandı.

Kaynak: BBC Türkçe

Editör: Yadigar Hanım