"Bu topraklarda önce kadınlar uyanır, sonra Güneş doğar.

Çünkü Güneşi kadınlar doğurur"

Kadın sadece kadın değildir.

Kadın eştir.

Kadın anadır.

Kadın kız kardeştir.

Kız evlattır.

Kadın nefestir.

Huzurdur. Aşktır. Aydınlıktır.

Sıcak bir yuvadır.

Kadın başlı başına bir devlettir.

Hal böyle iken ne yazık ki içinde bulunduğumuz yüzyılda hâlâ 4 kadından biri okuma yazma bilmiyor.

Her 10 kadından biri şiddete uğruyor.

Son 10 yılın istatistiklerine göre sadece öldürülen kadın sayısı 4.197.

Şiddet kadınların en güvenli olması gereken yerde, babaları, kardeşleri ve özellikle hayatlarını paylaştıkları eşlerinden çeşitli şekillerde ve derecelerde olmaktadır.

Her beş kız çocuğundan biri çeşitli nedenlerle ölüyor, istismara uğruyor.

Her 5 kız çocuğundan biri henüz 13-14 yaşında, daha vücudunu bile tanımadan evlendiriliyor.

2019 yılında küçük yaşta evlendirilen kız çocuk sayısı 17.058, 2020 yılında 13.014.

Bu düşüş Covid 19 sırasında düğünlerin iptali nedeniyle olmuştur.

Günümüzde Milli Eğitim Bakanlığı 2021-2022 Örgün Eğitim istatisklerine göre, 866 binden fazla kız çocuğu okulda değil.

Bunu Milli Eğitim Bakanlığı kendi verilerinde görmemiz daha da vahim bir durumu gösteriyor.

Ailenin uygun gördüğü kişiyle değil, kendi istediği kişiyle evlenen ya da kendi sevdiği kişiyle olma hakkını kullanan, sevgisizlik ve şiddet nedeniyle eşini terk etmek cesaretini gösterenler cinayete kurban gidiyor, bunun adı da namus cinayeti oluyor.

İşin ilginç yanı, bunu yapanlar bunu suç olarak görmüyor, kendi namussuzluklarını, kadınları namus adına öldürerek temize çektiklerini sanıyorlar.

Geleceğin aydınlık Türkiye'si için tek çözüm, çocuklarımızı kız-erkek ayrımı gözetmeden eğitmek, özellikle onları eğiten anneleri bilinçlendirmekle olacaktır.

8 Mart Dünya Kadınlar günü, kimi için bayanlara özel indirim sunan fırsatçı özel günlerden biri.

Kimi için 365 gün kadın olma yükünü, cefasını çeken kadınların bir gün sefa hakkına sahip oldukları bir gün.

Bu özel gün, cinsiyet eşitsizliği ne ve her türlü şiddete maruz kalan kadınların önce insan hakları temelinde siyasi, ekonomik ve sosyal hakları konusunda bilinçlenmelerini sağlar, farkındalık yaratır.

Dünya Kadınlar gününün temeli, ilk olarak 18.Mart 1857 yılında New York'ta 40.000 kadın işçinin grevi sırasında bir tekstil atölyesinde çıkan yangında 135 kadın işçinin yanması ile atıldı.

1910 yılında, Almanya'nın Köln kentinde, 1921 yılında Moskova'da gerçekleşen, Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansında önerilen bir fikirle daha da güçlendi.

O günden bu yana da kadın haklarının savunulduğu bir gün haline geldi.

Günümüzde, erkek egemen kültürün hâlâ kadının üstünde söz sahibi olduğu,

Her şeyin namus üzerine kurgulandığı, erkek egemen zihniyetin bilim ve sosyal politikaları biçimlendirdiği, kadınların her alanda birey olarak değil, cinsiyet, giyim kuşam, sosyal ve kültürel bir kategoriye sokulduğu bir coğrafyada kadın olmak elbette zor.

Ülkemizde kadın olmak, çıkmaz sokaklar da yol bulmak için mücadele etmektir.

Kadın olmak, adamlıktan nasibini almamışların karşısında yine de kadın, birey  ve insan olarak kalabilmektir.

Ve bütün olumsuz koşullara, engellere rağmen üretmek ve hayatın içinde kalabilmektir.

Artık herkes anlamalıdır ki, kadın olmadan yaşam olmaz.

Kadın, bir insanın yarısı, bütünün anasıdır.

Kadınlarımıza, yarının annelerini, babalarını yetiştiren annelerin yaşamına çağdaş bir pencere açmak zorundayız.

Evinde otursun, çocuklarını yetiştirsin diyen zihniyetle savaşmak zorundayız.

Onları özgüven sahibi,

Haklarının farkında,

Haksızlıklara karşı duran,

Kendine saygı duyan,

Ailede olumlu rol model oluşturan,

Ruh sağlığı yerinde bireyler haline getirmek hepimizin boynunun borcudur, sorumluluğudur.

Kadınların güçlenmesi ile toplumların güçlenmesi arasında anlamlı bir ilişki vardır.

Kadınların eğitimi, sağlığı, ekonomik katılımı bir ülkenin kalkınmasına doğrudan katkı sağlar.

Dünya Kadınlar Günü bu alanlarda ilerleme sağlamak içinde bir fırsat olarak görülmelidir.

Gelin onlara yollarını bulduralım.

Seçenekler sunalım.

Ya yollar açalım ya da yollarından çekilelim.

Yeni ufuklar açalım.

Sonuç olarak, Dünya Kadınlar Günü bize kadınların haklarına saygı duyulmasını, eşitlik, adalet sağlanmasını, cinsiyet temelli ayrımcılığın sona ermesini teşvik etmek için bir fırsat sunar ve hatırlatır.

Kadınların katledilmediği, şiddet görmediği taciz edilmediği, ayrımcılığa uğramadığı, daha özgür ve eşit haklara sahip olduğu bir dünya için kadın-erkek hep birlikte mücadele edelim.

KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN