Fransa'da bir polis memurunun 'dur' ihtarına uymadığı iddia edilen 17 yaşındaki Nael M. isimli gencin polis kurşunuyla öldürülmesi ile başlayan ve bir çok kente yayılan olaylar Belçika ve İsviçre'ye de sıçradı.

Ülkede sokağa çıkma yasağı ilan edilirken, belediye binasının ateşe verildiği, arabaların yakıldığı ve mağazaların yağmalandığı iç savaşa dönen eylemlerin 4. günde gözlatı sayısı bini aştı.

Mustafa Kalyoncu, Fransa'da dünyayı ayağa kaldıran olayları değerlendirdi. Avrupa'daki başlayan çöküş döneminin ilk örneğinin Fransa olduğunu belirten kalyoncu, olayları irlediği yazısında "Avrupa Baharı nitelenir mi?""Avrupa içi sivil isyanların ilk işaretleri mi?" sorularına yanıt verdi.

İşte Kalyoncu'nun Fransa'dan başlayan Avrupa'ya yayılan isyanların nedenine ışık tutacak yazısı:

"Fransa'da başlayıp, Belçika ve İsviçre'ye de sıçrayan olaylar, bir "Avrupa Baharı" olarak nitelenir  mi? 

Bazı generallerin Macron'a düzeni sağlamak için 48 saat süre vermesi bir "muhtıra" mı? 

Bütün bu gelişmeler "Avrupa içi sivil isyanlar"ın ilk işaretleri mi? 

Öyle ya da değil. 

Ama; 
Avrupa bugüne kadar bizim ülkelerimizde, coğrafyamızda neleri denediyse hepsiyle bir bir yüzleşecek: 

Darbeler, ekonomik kriz, iç gerilimler, siyasi istikrarsızlık, etnik ve mezhep eksenli çatışma, sokak terörü, her türlü isyan..

Geniş tarihte; Avrupa için çöküş dönemi çoktan başladı.

Sömürgelerinden kovuldukça tepetaklak olacaklar. 

Bunun ilk örneği Fransa. 
Kuzey Afrika ve Afrika'dan adım adım kovuluyor. Ve içeride krizler başlıyor. 

Avrupa'nın; için dışarıda, başka ülkelerde kriz çıkarma gücü eridi. 

Artık her şey kendi içlerinde yaşanacak. 

Yüzlerce yıllık tarih bitti. 
Fırtına tersine döndü. 

Dünyanın ekseni değişiyor. 
Bizim tarihimiz, bir kez daha, sahne alıyor. 

Akıllı insanlar; bugünleri çok iyi izleyin, kavrayın. 

Günlük düşünmeyin.
Geçmiş ve geleceği birlikte okuyun. 
Büyük sözler söyleyin. 
Büyük iddialara sahip olun. 
Cesur olun.
Çok büyük dönüşümlere tanık olacak dünya. 
Hazırlıklı olun. 

Geleceğe alkış tutacak bir kuşak olduğunuzu sakın unutmayın...."

Editör: Yadigar Hanım