GALİP ÖZTÜRK ve “PARALEL” HUKUK

Yakında Metro Turizmin sahibi Galip Öztürk’le yaptığım röportajı yayınlayacağız. Kendisinin anlattıkları, iddia ettiği şeyler esasında dehşet verici, ürkütücü şeyler. Söylediği, suçladığı bir kişi olmasa da ülkemizde 17-25 Aralık sonrası Tayyip Erdoğan ile Cemaat kavgası olarak gündemimize düşen “Paralel” diye AKP tarafından somutlaştırılan olguyu suçluyordu.


Açıkçası röportajı yaparken ben insanların göz ve Vücut diline bakar Vicdan süzgecimden geçirip ona göre akıl ederim. Galip Öztürk öyle sıradan biri değil. Hayatı başarılarla dolu olan ülkemizde ve bölge ülkelerde itibar edilen binlerce insanın istihdamına katkı veren biri. Özellikle Gürcistan da, Bulgaristan da ve Yunanistan da önemli yatırımları olan ve itibarı olan bir iş adamımız.

Kendisine kurulan tuzakları anlatırken dosyamı inceleyin bakın hukuksuzluğun, zulmün bende nasıl şekillendiğini görün diyordu. Kendisine neden sen sorusuna ise birkaç farklı noktadan cevap veriyor ve özeleştiri yapıyordu. Bunları açık bir şekilde yayınlayacağımız röportajda okuyacaksınız. Kendisine bu gün dosyanı bozarız ama şu kadar milyon dolar vereceksin ve şu kişi ve kurumların aleyhinde açıklamalarda bulunacaksın dendiğine, yok canım dediğimde; bana “Murat Yalçıntaş’ın” izlediği yolu izleyeceksin dediler diyordu…


Bilindiği üzere İstanbul Ticaret odası başkanı Murat Yalçıntaş aynı zaman da eski AKP milletvekilli Nevzat Yalçıntaş’ın da oğluydu. Yolsuzluktan tutuklanıp çok kısa sonra salınan Murat Yalçıntaş’ın hangi yolla ve nasıl aklandığını da bu röportajla öğrenmiş bulunacağız. Yakında kimlerin kimlerle yeni yapılanma ile siyaset sahnesinde olmasından, büyük paraların rüşvet yoluyla nerelere aktarılacağını göreceğiz. Bunlar iddia, iddia sahibi ismini saklamıyor. Bizde gazetecilik ahlakı gereği kesmeden, eklemeden olduğu gibi yayınlayacağız. Galip Öztürk’le neden uğraşıldığına da ışık tutan bir söyleyişi oldu aramızda. Gürcistan Başbakanı ile Hürriyet gazetesinde manşetten haber yapılmasından, birçok konuyu kendisine sordum. Ahmet San’ı dövme idaalarından, Ajda Pekkan’ın evini zorla almak istedin mi ye kadar birçok şeyi sordum kendisine. Sade samimi bir havada gerçekleşti söyleyişimiz. Kendi benim için Ermenistan’dan, Tiflis e geldi bizi kırmadı…

Türkiye de aranıp aranmadığını, siyasi tercihlerini aile ve iş hayatını her şeyi konuştuk. Demokrasiye ve adalete ihtiyaç var diyorken bunu kendisi için istemediğini de gülerek söylüyordu. Türkiye sevdalısıyım her gittiğim yerde ülkemin doğal temsilcisi gibi hissederim kendimi ve gereğini yaparım derken Gürcistan da henüz yatırımlarının başındayken yanında çalıştırdığı yüzlerce Gürcü sanki dediklerinin kanıtı idi. Gürcistan da ve bölge ülkelerde VIP muamele yapılan Galip Öztürk e ülkeler oturum ve vatandaşlık yarışında görülürken, kendisi Almanya da evi ve işleri olduğu halde ülkemden bir şeyler hissettiğim Kafkasya’yı çok seviyorum diyerek bölgede bulunmasını izah ediyordu…

Birçok kişi gibi bende Galip Öztürk’e önyargılı olanlardan biri olduğumu inkâr etmiyorum. Ancak insanı yakından tanımanın başka bir şey olduğunu tekrar yaşamış olduk. Metro Turizm’le sadece otobüs ve otogar işletmecisi bildiğimiz Galip Öztürk gerçekten aykırı bir yatırımcı. Çok farklı sektörlere yatırımlar yapmış girişken bir firma olarak tarif edilebilir. Röportajın sonunda söylediğinden etkilenip altını çizeceğim önemli bir mesaj aynen şöyleydi. İsmail abi üzüldüğüm tek şey bunlar, bu kavgalar, hukuksuzluklar insanları yüce dinimizden soğutur, hâyır işlerinden uzaklaştırır kaygım budur dedi.
Evet, bu kaygısına aynen katılıyorum…
Baktığımızda otuz binden fazla kişiye istihdam sağlayan bir holdingin başında olan Galip Öztürk yok olmuyor. Türkiye’nin bölgesinde marka olan bir firma ve gelişerek büyüyen bir oluşumların korunması gerektiğini başka isimler üzerinden de yazmıştım. Bu ülkede Uzan’ların mallarının nasıl talan edildiğini, bunlardan kimler ne şekilde nemalandığını da yazıp hepimizi bilgilendirmek lazım. Son soru Galip Öztürk sen bu kavgaların içine nasıl girdin ya da düştün dediğimde, cevabı; ben ülkemi bir imamın hukuk dışı yollarla yönetmesini istemem dedi. Kendisinin bir partili olmaktan öte meşruiyete ve milletimin iradesine saygı duyulmasından yanayım dedi.