Bugün genç yetişkinlerde miyop oranı yüzde 80 civarında olan Singapur, "dünyanın miyop başkenti" olarak anılıyor.

BBC Türkçe'nin aktardığına göre, Singapur Ulusal Göz Merkezi'nde (SNEC) kıdemli danışman Audrey Chia, "20 yıldır [bu] sorunla uğraşıyoruz, bu yüzden neredeyse duyarsızlaşmış durumdayız" diyor ve ekliyor:

"Singapur'daki hemen hemen herkes artık miyop."

Singapur'da yaşananlar tüm dünyada tekrar ediyor gibi görünüyor.

Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) yetişkinlerin yaklaşık yüzde 40'ı miyop, bu oran 1971'de yüzde 25'ti.

Oranlar İngiltere'de benzer şekilde yükseldi. Ancak Güney Kore, Tayvan ve Çin'de yakını görememe sıklığı yüzde 84 ila 97 arasında. Mevcut eğilimler devam ederse, 2050 yılına kadar dünya nüfusunun yarısı miyop olacak. Ve sorun her zamankinden daha hızlı yayılıyor.

Bunun yanında çocuklarda miyop görülme yaşı ortalama 8 ila12 iken, bu ortalama da aşağı indi.

Bir çocuk ne kadar erken miyop olursa yetişkinlik döneminde miyopları o kadar ilerliyor ve ilerleyen yaşlarda görme kaybı riskiyle yüzleşiyor.

KÜRESEL GÖRME KRİZİNİN ARKA PLANINDA NE VAR?

Uzmanlara göre genetik sadece küçük bir rol oynuyor.

İngiltere'deki Bradford Üniversitesi'nde öğretim görevlisi Neema Ghorbani-Mojarrad, ailesinde miyop görülen bir çocukta rahatsızlığın görülme riskinin artmasına rağmen, tamamen genetik bir miyop vakasının nadir olduğunu söylüyor.

Özellikle dışarıda vakit geçirmeme ve uzun süre yakına odaklanılan okuma gibi etkinliklerin daha önemli olduğu düşünülüyor.

Bu faktörler, çocukların yaşamlarında tamamen olumlu etki yaptığı düşünülen eğitimin miyobun yayılmasını artırdığını açıklıyor.

Elbette eğitimin kendisi – dünyayı keşfetme, bilgi ve becerilerle bireyin güçlenmesi anlamında – göz sağlığının bozulmasına neden olmuyor.

Eğitim birçok olumlu, ölçülebilir sağlık etkisi ile ilişkili.

Ancak modern dünyada çocukların eğitim alma biçimleri, özellikle sınıflarda geçirilen uzun saatler, onlara zarar veriyor gibi görünüyor.

Editör: Gökçe Sevim