İktidar iradesine karşı konmasına rağmen iradesini gerçekleştirebilmektir. İradesini gerçekleştiremeyen muktedir olamaz. Ancak diş istihbarat örgütlerinin lobilerin oyuncağı olurlar.

Günümüzde ülkeleri ayakta tutan, güçlü kılan o ülkenin istihbarat örgütleridir. Bir devletin güçlü istihbarata sahip olabilmesi de devletin güçlü olmasıyla mümkündür. Devletin güvenliğinde istihbarat örgütlerinin önemi çok büyüktür. Güvenlikten kastımız sadece rejimin güvenliği, sınırların güvenliği değil. O ülkeyi kuran milletin milli kültürünün, dilinin, dinin, ürettiği teknolojisinin, harsının, medeniyetinin korunmasında istihbarat örgütleri devletlerin vazgeçilmezidir. İstihbarat teşkilatları, iç güvenlik, savunma, milli güvenlik, dış politika amaçlarına destek amacıyla bilgi toplar, analiz eder, kamu otoritelerinin bilgisine sunar.

İstihbarat örgütleri, en genel anlamıyla, iç istihbarat, dış istihbarat olarak ikiye ayrılır. İç istihbarat, yıkıcı bölücü terör örgütleriyle ve karşı istihbarat örgütleriyle ilgilenir. Ülkeye sızmış olan yabancı fikir akımları, yıkıcı bölücü faaliyetler, ülkelerin milli istihbarat örgütlerinin takibi sonucu deşifre edilir, kontrol altına alınır, gereği devlet tarafından yapılır. İstihbarat örgütü elemanları bulundukları ülkelerde çeşitli isim ve meslek altında faaliyet gösterirler. Yakın zamanda ülkemizde İsrail istihbarat örgütü MOSSAD’a karşı yapılan operasyonlarda, sağlık bakanlığında çalışan bir yabancı istihbaratçı deşifre edilmiştir.

Dış istihbarat, genellikle başka ülkelerin milli güvenliği, milli projeleri, siyasi kurumları, teknolojik gelişmeleri ile ilgilenir. Bu ve benzeri konularda bilgi toplar. Topladıkları bilgileri analiz ederek kamu otoritelerine sunar. Kamu otoriteleri milli güvenlik, milli politika ve ülkenin dış politikasının belirlenmesinde bu analizlerden istifade ederler.

İstihbarat mekanizmaları, yönetim mekanizmalarını yönlendirir. Ülkelerde lobiler istihbarat teşkilatları tarafından oluşturulur ve istihbarat teşkilatlarının belirlediği politikaları siyaset kurumlarına dikte ettirirler. Açık toplumlarda, demokratik ülkelerde milletvekillerini lobiler belirler, halkın önüne koyar, halk ise sadece önlerine konan adaylara oy verir. Seçilenler, lobiler tarafından yönlendirilir. Lobiler ülkelerin milli politikalarını belirlemelerini engeller. Ülkeyi yöneten siyaset kurumudur. Siyaset kurumunu belirleyen, yönlendiren ise o ülkedeki lobilerdir. Lobileri kuran, onları yöneten ve yönlendiren ise istihbarat örgütleridir. Burada bahse konu milli istihbarat ve milli lobiler değil, dış istihbarat ve yabancı ülkelere hizmet eden lobilerdir.

Açık toplum ve demokratik ülkeler, uluslararası karar vericiler tarafından yönlendirilmekte ve yönetilmektedir. Batı bütün kuruluşlarını istihbaratlaştırmıştır. Batıdan gelen yardım kuruluşları incelendiğinde görülecek ki, hepsi o ülkenin istihbaratçıları tarafından sevk ve idare edilmektedir. Yabancı istihbarat örgütlerinin bulundukları ülkelerdeki görevleri, o ülke insanlarını, dininden, milli benliğinden, kimliğinden kopmuş nesiller yetiştirmek, değer yargılarını yok etmek, milli kahramanlarını itibarsızlaştırmak, aile mefhumunun kutsiyetini ortadan kaldırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmakla görevlidirler.

Ülkelerin dış politika ve milli güvenlik konusunda, milli politikaları olmalıdır. Lobiler partileri yerli ve milli olmaktan uzaklaştıran kuruluşlardır. İktidarlar dış istihbarat kuruluşlarına karşı, karşı istihbaratlarını geliştirip gerekli mücadeleyi yapmazlarsa lobilerin tesirinden kurtulamazlar.

İKTİDAR İRADESİNE KARŞI KONULMASINA RAĞMEN İRADESİNİ GERÇEKLEŞTİREBİLMEKTİR.

İktidarın muktedir olması, hiçbir dış gücün tesirinde kalmaksızın iradesini gerçekleştirmesiyle mümkündür. Aksi halde iktidar muktedir olamaz, iktidarın iktidarı yönetememesi iktidarsızlıktır. Muktedir olamayan iktidarlar, ülkemizde olduğu gibi, lobilerin ve dış güçlerin etkisinde silahsız işgale uğrar. Ülkemizde yanlış Suriye politikası sonucu gelişen plansız, programsız göç dış istihbaratın ürünüdür.

Ülkemizde tarikat bolluğu, bu tarikatların “indirilen değil uydurulan” dinin öğretilmesi, milli kahramanlarımızın itibarsızlaştırılması, başta “ATATÜRK DÜŞMANLIĞI” olmak üzere milliyetçiliğin din dışı gösterilmesi, tarikatların yabancı istihbaratçılar tarafından kurulup finanse edilip, yönlendirilip yönetildiklerinin en bariz örneğidir.

İsrail’in başkenti Tel Aviv’de 1956 yılında, İsrail istihbarat örgütü MOSSAD tarafından kurulup yönetilen İslam Üniversitesi kurulmuştur. Bu üniversiteye Yahudi çocukları alınmakta, müfredatı ve yönetimi her şeyi MOSSAD’ın kontrolünde, müslüman din adamı kisvesinde istihbarat elemanı yetiştirilip, isimleri değiştirilip müslüman ülkelerde görevlendirilmektedir. Bu kimseler gittikleri ülkede iyi bir imam, iyi bir doktor, iyi bir esnaf, iyi bir din adamı şekline bürünmüşse veya tarikat kurup, fetva sahibi halk arasında kanaat önderi rolünde MOSSAD’ın talimatlarını yerine getirmektedir. Elde ettikleri istihbaratı bilgileri MOSSAD’a vermektedirler. Ülkemizde bunun en güzel örneği Amerikan destekli MOSSAD kontrollü FETÖ’dür. Henüz ülkemizde dış istihbarat örgütlerinin kontrolünde birçok FETÖ benzeri yapılar mevcuttur.

Ülkemizdeki İslam dışı, İslami görünümlü, sapık tarikatların büyük çoğunluğu yabancı istihbarat örgütleri tarafından finanse edilmekte, sevk ve idare edilmektedir. Bunda en etkili yabancı istihbarat örgütleri İsrail’in MOSSAD, ABD’nin CIA, İngiliz dış istihbarat servisi MI6, İran istihbarat örgütü VAJA’dır. Bu örgütlerin ülkemizde faaliyetleri toplumun her kesiminde mevcuttur. 1980 öncesi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin istihbarat örgütü KGB’nin, İran istihbaratı VAJA’nın faaliyetleri rejim ihraçı üzerine yoğunlaşmıştı.

1980 öncesi ülkemizde adına sağ sol çatışması dedikleri kardeş kavgası bu istihbarat örgütlerinin gayretleri ve çalışmalarının neticesidir. Günümüzde ise yerden ot biter gibi tarikatların ortaya çıkması, inanan Müslümanlarının kendi aralarında bölük bölük bölünüp ayrışması, sivil toplum örgütü adı altında kime, neye, nereye hizmet ettiklerini bilmeyen birçok kuruluşun oluşumunun arkasındaki güç yabancı istihbarat örgütleridir.

Suriye’de kurulmak istenen PKK devletinin arkasında da Amerika’nın CIA, İsrail’in MOSSAD istihbarat örgütleri vardır. Ülkemizde yüzlerce faili meçhul cinayetler olmuş, hâlâ failleri bulunamamış, bu faili meçhul cinayette kurban gitmiştir. Mühendislerimizin, aydınlarımız, bilim insanlarımız, gazetecilerimizin faillerinin hepsinin arkasında bu bahse konu istihbarat örgütleri vardır.