HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, dün yaptığı açıklamada, “6'lı masanın kadın bir başkanı var; her gün HDP ve Kürtlere hakaret etmeyi kendisine görev edinmiş. Nefret tohumları saçmaktan geri durmayan bir kadın başkan var. Bu 6'lı masadaki kadın başkanın, son grup toplantısında yaptığı açıklamalar, bir kez daha Kürt düşmanlığını ortaya koyduğunu bizlere açık açık göstermiştir” demişti. 

Buldan'ın siyaseti ısıtan bu açıklamasına, İYİ Parti'den cevap gecikmedi. İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu imzasıyla yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bugün bir siyasi partinin Eş Genel Başkanı, Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’in 9 Kasım 2022 tarihli Grup Toplantımızdaki konuşmasında dile getirdiği eleştiriler karşısında; bir parti Genel Başkanı'na yakışmayacak çirkinlikte, terbiye sınırlarını aşan ve kutuplaştırıcı bir nefret dilini benimseyerek; asılsız suçlamalar ve hakaretlere başvurma yolunu tercih etmiştir.

Partimizin ve Genel Başkanımızın söz konusu konuşmasındaki tespit ve uyarıları son derece açık ve nettir. Kürtler bu ülkenin, bu vatanın asli ve şerefli vatandaşlarıdır. Bu çerçevede, her türlü ayrımcılığı reddediyoruz. Ayrıca; yürüttükleri siyasetteki tutarsızlıkları örtmek için yalan ve hamasete başvuranların son dönemde düştükleri zor durumu anlamakla birlikte, her sıkışan parti liderinin partimize ve Genel Başkanımıza saldırmasını asla kabul etmiyoruz.

Siyaset adı altında ilkesiz, seviyesiz yapılan bu gölge oyununu milletimizin takdirine havale ediyoruz.

İYİ Parti olarak; milletimizin her bir ferdinin hak ettiği mutlu, huzurlu, müreffeh ve özgür bir Türkiye'yi inşa edebilme hedefi için ilk günkü azmimizle çalışmaya devam edeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz.”

AKŞENER NE DEMİŞTİ

İYİ Parti lideri Meral Akşener partisinin grup toplantısında AKP heyetinin HDP'ye yönelik ziyaretine ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:

Beklenen nihayet gerçekleşti! 'Açılımcılar kumpanyası' yeniden seyircisiyle buluşuyor! Kumpanyacılar en sonunda merdiven altlarında yürüttükler sufle çalışmasını kamuoyuna resim verme aşamasına geldiler. Kumpanya afişi ve basın bülteni, şöyle olmalı: “Cumhuriyete karşı, el ele, omuz omuza…” “Yüz yıllık yıkım süreci olan, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı anayasa değişikliği kisvesiyle sokulacak yeni çomaklar kaşınacak yaralar ve verilecek yeni hasarların büyük tiyatrosuna, hepiniz hoş geldiniz.” “Başı sıkışınca, ‘vesayet’ diyenlerle, başı sıkışınca, ‘demokrasi’ diyenler, yine bir arada.” “Uzun bekleyiş artık sona erdi. Karşınızda; ‘Açılımcılar kumpanyası!' Zaten hiç ayrılmadılar ki… Zaten hiç küsmediler ki… Çünkü onlar birbirine kalple bağlı, ruhla bağlı, zihinle bağlı. Dahası onlar birbirine omerta yasalarıyla bağlı. Onlar birbirine, uzattıkları kırmızı karanfillerle bağlı… Evet, belli ki, 'Açılımcılar kumpanyası' yeniden seyircisiyle buluşuyor. Ak Parti ve HDP milletvekilleri, Sayın Erdoğan’ın direktifleriyle başlayan, anayasa yapım süreci için, bir araya gelip oldukça mutlu, neşeli ve sevinçli, bir görüntü vermişler. Ne diyelim, bırakıp Allah bozmasın.

Biliyorsunuz Sayın Erdoğan bir süredir fellik fellik, bir arayış halindeydi. Arıyordu, tarıyordu, bir türlü bulamıyordu. Sonunda muradına ermiş. 6’lı masanın sağında, solunda, altında ararken; kendisi nihayet HDP’yi kendi bakan ve milletvekillerinin yanında bulmuş. Ama görüyorum ki, bu tablonun içinde barındırdığı çelişkileri, anlamakta zorluk çekenler, garipseyenler var. Hatta, Ak Parti’yi içine düştüğü tutarsızlıktan dolayı, eleştirenler de var. Ama açıkçası, biz bu durumu, hiç garipsemedik. Çünkü biz, Sayın Erdoğan’ı çok iyi tanıyoruz. Kendisinin, sadece koltuğu sallanana kadar var olan, vatanseverliğini, biz en başından beri biliyoruz.

"BU OMURGASIZLIĞI YENECEĞİZ"

Biz bu durumu hiç garipsemedik, çünkü biz sayın Erdoğan'ı iyi tanıyoruz, kendisinin sadece koltuğu sallanana kadar var olan vatanseverliğini biz en başından beri biliyoruz. Hatırlayın; Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ni geçirmek için PKK ile yürüttüğü açılım sürecini o başlatmıştı. Oslo'yu o planlamıştı, Habur'da konfetileri o patlatmıştı. İstanbul seçimlerini kazanabilmek için terörist başının mektubunu o okutmuştu. Sayın Erdoğan için, PKK ile masaya oturmak ile PKK'ya karşı mücadele etmek arasında bir fark yoktur. Şimdiye kadar sayın Erdoğan'a iktidarı müjdeleyen şey, açılım süreci olsaydı, geçtim HDP'yi PKK ile müttefik olurdu. Sayın Erdoğan ne demokrasiye ne sivilleşmeye ne çözüme inandı. Onun ve çevresindekilerin bu tür fikirlerle, ideallerle hiç ilgisi yok. Biz 2023 seçimlerinde sanıldığının aksine Sayın Erdoğan'ı yenmeyeceğiz, bir ilkesizliği yeneceğiz. Biz aslında bu omurgasızlığı yeneceğiz.

Editör: Yadigar Hanım