
BARIŞ,BÖLÜNME VE İNANDIRICILIK
BARIŞ,BÖLÜNME VE İNANDIRICILIK
HDP’li Sabahat Tuncel,” özerk Kürdistan’ı talep değil, inşa edeceğiz” diyor. İktidar cephesinde tıs yok. Susmak, bu alıştırma,özümseme sürecine katkıda bulunmaktır. Ne zaman açılımla ilgili bir eleştiri yapsak, çeşitli çevrelerden barışa karşı mısınız gibi tepkiler geliyor. Kimse barışa,kardeşliğe karşı değil. Bir insanın kandan,göz yaşından mutlu olması için aklından zoru olması gerekir. Bu bir barış süreci değil, konuşulan, kamuoyuna taşınan şeylerin barışla alakası yok. Açıkça vatan toprağı üzerinden pazarlık yapılıyor. Talep etmeyeceğiz sözü bu bizim hakkımızdır, verseniz de vermesiniz de bunu alacağız anlamına gelir. Barışın kurulacağı yerde çocuklar dağa kaçırılmaz, yeni,yeni militanlar devşirilmez.Süreç başladığından beri PKK rahat,rahat ağlarını örüyor.Şehirleri ahtapot gibi sararak etki alanını genişletiyor.Bölgede görev yapan herkes bunun barış olmadığını ülkeyi bölme noktasına götürdüğünü itiraf ediyor. Süreç ilk başladığında sosyal medya’da Oslo’da Türkiye’nin toprak bütünlüğünün masaya yatırıldığı iddia edildi. Aysel Tuğluk, Arınç’la konuştuğunu, Özerklik taleplerine hak verdiğini söyledi. Gidişat bu iddiaları doğruluyor. Örgüt militan toplamaya devam ediyor,faalliyetlerinde en küçük bir durma yok, adam kaçırma,haraç,paralel yargı süreçten önce nasıldıysa şimdi de öyle. Ve biz buna barış diyoruz. Tuığluk’un,Tuncel’in Demirtaş’ın her gün bağıra bağıra kafamıza sokmaya çalıştığı acı gerçeği görmemekte direniyoruz.
*****
AKP üç dönem ve dar bölge sistemiyle ilgili değişiklikten vaz geçti, iyi de etti. Yıpranan yüzler siyaseti de yıpratır. Aynı kadroların seneler, seneler boyu siyaset yaptığı bir toplumda yeni siyasetçiler yetişemez. Kaht-ı rical dediğimiz şey, biraz da bu tip siyasetin bir sonucudur. Siyasete heves edenler, önlerinin kapandığını görünce kendilerini yetiştirme,birikimlerini büyütme- iştahını kaybederler.Dar bölge sistemi ise bölgeciliği derinleştirecek,ayrılıkçılığın ekmeğine yağ sürecek bir sistemdi. Türkiye partilerinden çok, bölge partilerine yarıyordu. Bir hatadan dönüldü. Keşke bu dönüş AKP kaybedebilir endişesi yerine Türkiye kaybedebilir endişesinden kaynaklansaydı. O zaman bir anlamı olurdu. AKP kendisi için düşündü, kendisi için vaz geçti.
****
Zaman,zaman Türkiye’yi Mısır’la,Kuzey Kore ile mukayese eden analizler yapılıyor.Çıkış noktası Twitır yasağı ile son dönemde yargıyı baskı altına almaya matuf bir takım düzenlemeler. Eskiden çocuklar yalan söylediklerinde doğru-yalan konuş derlerdi. Yani sırıtan yalanlar kimseyi ikna etmez. Doğru ile harmanlanmış yalan, en inandırıcı yalandır.Bu tip mübalağalı ifadeler eleştirenin değil, eleştirilenin kar hanesine yazılır.Türkiye’yi Mısır veya Kuzey Kore ile karşılaştırmak Çemişgezek’le İzmir’i karşılaştırmaya benzer ve karşılaştıranın inandırıcılığına halel getirir.İktidara yönelik eleştirilerin toplumda karşılık bulamamasının bir sebebi de budur. Yererken de överken de doğrudan ayrılmamak gerekir.Bir kiloyu bir ton yaparsanız,o bir kilo da arada kaynayıp gider. İçerisinde olduğumuz durum, biraz da budur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.