Abdullah Öcalan ve PKK’dan ne anlarız?

Köşe yazımda iki kısaltma kullanacağım: “Demokratik Toplum Manifestosu” (DTM); “Kürdistan Devriminin Yolu Manifestosunu” (KDYM).

PKK, birkaç gün sonra (yazı yayımlandığı gün), sembolik silah bırakma seremonisini teatral vaziyette başlatacağını ilan etti. Yakın zamanda servis edeceği gösteri için kimileri şimdiden Süleymaniye’ye doğru yola koyuldu. “Umarım hayırlı olur” diyelim. PKK’nin bu duyurusu ardından halkla ilişkiler (PR) çalışmaları ivme kazanmışken Abdullah Öcalan’ın bir açıklaması daha servis edildi. Yaklaşık 7 dk’lık prompter (dijital suflör içeren) video kaydını birkaç defa seyrettim, dinledim. Anlaşılan o ki Öcalan’ın son metni, tamamen örgütüne yönelik bir içerik barındırıyor. Gelin, metin analizini birlikte yapmaya çalışalım ve Öcalan’ın temellendirdiği (artık ret edilemez) sürecin söylem kodlarını deşifre edelim.

Şu husus, başta önemlidir: Öcalan, genelde bize (merak etmediyseniz ve ideolojik alanda değilseniz) aşina gelmeyen; fakat örgüt tarihinde bölücü kadronun öğrenmek için yıllarını verdiği kimi temel kavramı ve (kendince) ideolojik-tarihi olguları vurgulayarak ileti kodluyor, süreci de böyle yönetiyor. Bunu ipti anlamak, maksadı bilmek adına çok önemlidir.

O hâlde biraz açalım; önemli olan nedir?

Öcalan’ın son metninde “Demokratik Toplum Manifestosu” (DTM) başlığıyla kamuoyuna duyurduğu ve kendine mâl ettiği çağrı “Kürdistan Devriminin Yolu Manifestosunu” (KDYM) ikame edici, tarihî bir çıkış olarak Öcalan’ın ve dolayısıyla örgütünün en önemsediği konudur. Öcalan’a göre KDYM’den DTM’ye geçişin bağlamı; inkârın bitmesi, varlığın (Kürtlük olarak) tanınması. “Devlet bunu görmüştür” diyerek, Sn. Bahçeli’nin ismini zikreden Öcalan, dolaylı olarak örgütüne “amaç da bu değil miydi” demek istiyor.

Pekiyi PKK’nin kuruluş esasını çerçeveleyen, onu var eden programı “Kürdistan Devriminin Yolu Manifestosu”, kısaca KDYM nedir?

Nerdeyse 50 yıllık PKK tarihinin kanlı yolu, yine bizi 1975 ila 1978 arası, Türkiye’nin çalkantılı yıllarına götürür. PKK hakkında argüman edilmiş bilgi ve referanslar, örgüt sürecinin başlangıcını Lice, Fis köyünde toplanmış PKK kurucularının aldığı kararlar ile temellendiriyor ve öylelikle örgüte miat sayılıyor. KDYM’nin kaleme alınmasında Latif Tepe, Duran Kalkan, Hayri Durmuş, Kesire Yıldırım ve bilhassa Mazlum Doğan gibi kurucu örgüt mensuplarının adı zikredilir. PKK tarihinde yer etmiş bu isimlerden kimi Diyarbakır Cezaevin’de kendini yakmış, kimi Öcalan tarafından tasfiye edilmiş, kimi de örgütün tepe noktasına yükselmiştir. Örneğin Abdullah Öcalan’ın emriyle infaz edilen, yine PKK’nin Merkez Komite Üyesi (MKÖ) Bingöllü Resul Altınok, KDYM’nin propagandist bir metne dönüştürülmesinde ve Doğu illerinde PKK’nin taban bulmasında başlıca önemli isimler arasındadır.

KDYM, PKK’nin 1982 tarihli kongresinde genişletilir ve parti programı halinde tekrar yayımlanır. Örgütün ilk yayın organı SERXWEBÛN’un 1. sayısından itibaren düzenli olarak program işlenir. KDYM, PKK’nin ideolojik temel kaynağı, yani amentüsü şekline dönüşmüş temel metni olarak kabul ediliyor. İlkel komünal topluluk tarihinden başlayarak feodalite, burjuva, kapitalizm; emperyalizm, sosyalizm ve ulusal bağımsızlık hareketlerine dek pek çok tarihsel olgu ve kavramlara atıf yapan KDYM, konuyu Kürt ulusal mücadelesine dayandırmasıyla beraber, tam anlamda örgütün Öcalan’la birlikte varoluş vahyi gibidir.

abdullah-ocalan-ve-pkkdan-ne-anlariz.png

KDYM’de özetle şunları okursunuz: Kürdistan(!); Türkiye, İran, Suriye ve Irak tarafından sömürge haline getirilmiş, parçalanmış ve işgal edilmiş, tarihî bir ulusun coğrafyası. Zengin yeraltı ve yerüstü kaynaklarına rağmen Kürdistan halkı yoksul bırakılmıştır. Bu menfi(!) şartların oluşumunda sömürgeci Türk burjuvazisi ile (yerel) iş birliği yapanlar, feodal ve komprador sınıflar sorumludur. Koşullar böyleyken işçi sınıfının önderliğinde Türk faşizmi ve yerli iş birlikçilerine karşı, Kürt devrimci ulusal (silahlı) mücadele başlatılmış ve PKK, bu mücadelenin tarihi, reel (tek) temsilcisi sayılmıştır. Fütürist yaklaşımla dört parçaya bölünmüş Kürdistan(!) coğrafyasında ulusal-demokratik her örgüt kendi devrimci mücadelesini vererek, bu süreçte sosyalist ittifaklar ve nihayet bağımsız Kürdistan hayat bulacaktı… Hayal edilen bu...

Yukarıda kısaca özetlediğim PKK’nin sosyalist-devrimci manifestosu, sonradan kitap haline getirilmiştir. İlk 3 baskısı isimsiz; fakat 4. baskıdan itibaren Abdullah Öcalan’ın adı, kitapta yer almaya başlar. Dikkat çeken şu ki KDYM’ye Mazlum Doğan ve M. Hayri Durmuş’un sınırlı katkıda bulunduğuna kısaca değiniliyor. Fakat manifesto tamamen Abdullah Öcalan’ın bir eseriymiş gibi kabul edilmiş.

abdullah-ocalan-ve-pkkdan-ne-anlariz1.png

Manifestoda yazılan haliyle “Kürdistan Devriminin Yolu hem PKK gruplaşması içinde ve Kürdistan toplumunda hem de sosyal-şoven Türk grupları ile reformist ve ilkel milliyetçi Kürt grupları içinde tam bir şok etkisi yaratmış” (sf.6) olmalı ki bugün yeni aşama, DTM’ye geçiş aşamasından bahsediyor Öcalan. Tekrar etmemde fayda var; Öcalan, burada, örgüte karşı konuşmaktadır. Yani kendi fikirlerinde öz olarak bir değişim olmadığını ve yeni asrın ülke, bölge, dünya gerçekliğini okuyarak strateji geliştirdiğini ifade etmekte. Yani PKK yanılmamış, isabetsiz olmamış; bilakis, Kürt varlığı adına son stratejik ve taktik aşamaya geçmiştir. O hâlde örgütün yapacağı pratik, devlet ve toplumla bütünleşmenin adımı olarak silah bırakmakla lanse edilebilir bir çerçeve alır. Dikkat buyurun, Öcalan’ın “adımı olarak” vurgusu… Adım, bir yol alış olsa da “varmak” anlamı doğurmaz, süreçtir; velhasıl karşıdan da (devlet, toplum, siyaset) bir adım beklenir ki ortak noktada buluşulsun. İşte Apo’nun son mesajlarının alt metinleri...

Öcalan’a göre PKK, zaten siyaset yapıyordu ve yine Öcalan’ın cümlesi “siyaset boşluk tanımayacağına göre” DTM stratejisi, taktik olarak bütüncül hukukla doldurulmak durumundadır. “Taktik bütüncül hukuk” cümlesinden ne anlarsınız? Ben ne anladığımı yazayım: yeni yasal ve anayasal süreç!.. PKK önderine göre bu noktada “silahları bırakmak kayıp değil, tarihi bir kazanımdır”.Yani mealen: biz, Türk Devleti’ne dünya nezdinde yeterli fırsat ve şansı verdik, şu an silahları bıraksak da kazanan tarafız, silahları tekrar elimize alsak da kazanan taraf olacağız ve “kapsamlı özeleştiri devam edecektir” demektedir. Örgüt jargonunda kapsamlı özeleştiri esnek ve şartlara göredir.

“Türkiye’de DEM Parti üzerine düşeni yapacaktır” diyen 76 yaşındaki PKK lideri, bugün ve yarın bütün kartları açık etmiş, masaya sürmüştür. Halihazırda DEM Parti’den PKK’ya Kürt siyasal hareketini geniş ve esnek bir alanda; ama bütüncül duruma göre konumlandırmakla tarihi başarı sağladığını düşünüyor Öcalan. Kabul etmeli ki her n’olursa olsun APO, Kürtlerin tarihî lideri olduğunun ispatını bölgede (Türkiye, Irak ve Suriye) İran dâhil, perçinlemek istiyor. İstiyor; çünkü kontrolü sınırlı, tarihe geçmek için zamanı azdır. Bu sınırları Suriye’yi düşündüğümüzde anlıyoruz. Etkisizleşmiş İran ile tersine güçlenen İsrail ve ABD’yi hesaba kattığımızda anlıyoruz ki YPG gerçeği ortada... Biz ne gördük; madalyonun önü arkası, elimizde Öcalan’dan başka koz bulunmuyor, yok. Dans edeceğimiz tek isim o!

Şimdi bir aşamaya geldik ve onun, örgütünün samimiyet testi, anlaşılan Türkiye’nin atacağı adımlara bağlıdır ve bu, şu demektir: ya halis niyetler felah bulur ya da tüm bunların ardı bir felakete kapı aralar. Ortası olmayacağı kesindir. Umarım ülkeyi yönetenler bir saniye olsun tökezlemez. Türkiye, hakikaten 100 yıl sonra yeni bir varoluş evresindedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Murat Taşdan Arşivi

852 rakımda 12 Şehit!

08 Temmuz 2025 Salı 03:47

Ya devlet olunur ya da kuzguna leş

02 Temmuz 2025 Çarşamba 04:38

Coğrafyamızda devşirilen hegemonya: İsrail

25 Haziran 2025 Çarşamba 12:14

İsrail’e saldıralım mı?

20 Haziran 2025 Cuma 17:01

İran’ın asıl husumeti Türklüktür

15 Haziran 2025 Pazar 13:12

FETÖ en büyük ihanettir

04 Haziran 2025 Çarşamba 01:28

Ulus gerçeği Türklüktür

29 Mayıs 2025 Perşembe 09:23