Alparslan Türkoğlu

Alparslan Türkoğlu

Suriye - 27 Ağustos 2025

Suriye devrimden sonra hiç olmadığı kadar karışık. Ekonomik durum iyileşirken ve giderek iyileşeceği gözükürken kışkırtılan etnik problemler ülkeyi kaosa sürüklüyor. Ekonomik sorunlar çözülüyor diyorum zira özellikle Körfez menşeli iş adamı heyetlerinin biri geliyor, biri gidiyor. Her gün yüksek tutarlı yeni anlaşmalar imzalanıyor. Elektrik ve su verilen saatler her ay biraz daha uzuyor. Maaşlar ödeniyor.

Etnik problemler olmasa rahatlıkla ‘’Suriye yoluna girdi, ülke ayağa kalkıyor’’ denilebilir. Aslında Suriye, İsrail olmasaydı yerel yönetimlere yetki devrederek etnik sorunları çözebilirdi. Ama İsrail çözüm değil çözümsüzlük istediğinden etnik sorunlardan kaynaklanan çatışmalar yoğunlaşabilir hatta iç savaş boyutunu alabilir.

İsrail Suriye’nin Türkiye’nin kontrolünde olmasından rahatsız. Bundan başka rahatsız olacağı hiçbir şey yok. Aylarca Suriye’yi bombaladılar ilişkiler bozulmasın diye Şam ses çıkarmadı. İsrail’le iyi ilişkiler kurmak istediklerini defalarca söylediler. İbrahim anlaşmasını imzalayacaklarını deklere ettiler. İsrail’in en büyük düşmanı olan İran, Şam’ın da en büyük düşmanı. Suriye askeri açıdan çok zayıf yani İsrail’i tehdit etmesi mümkün değil. ABD, Amerika ve Arap dünyası Şam’ı destekliyorlar. İsrail bütün bunlara rağmen ve birçok devletle ilişkilerini bozma ihtimalini göze alarak Suriye’yi istikrarsızlaştırıyor. Bölmeye çalışıyor.

Amacı Dürzilerin, Kürtlerin ve Nusayrilerin haklarını korumak değil. Azınlıklar Tel Aviv’in umurunda değil. Onlar sadece piyon. Türkiye’nin kontrolündeki Suriye, İsrail açısından Türkiye ile komşu olmak demek. Tel Aviv bu sorunu çözemezse yağmurdan kaçarken doluya tutulacak. Zira İran’la komşu olmaktan kurtulduklarına sevinemeden daha güçlü ve saldırmanın çok daha zor olduğu bir komşuları oldu.

Geçen aya kadar SDG, Şam’la imzaladığı anlaşmanın kritik olmayan maddelerini yavaş yavaş yerine getirerek zaman kazanma stratejisi güdüyordu. SDG’ nin isyan eden Dürzilere destek olması tarafların sertleşmesiyle sonuçlandı. Taraflar birbirlerini suçladılar. Halep’te ve SDG bölgelerinde ölümlü çatışmalar yaşandı.

Tarafları yatıştırmak ve anlaştırmak için Paris’te başlayan görüşmelerin ikinci turu önce ertelendi sonra iptal edildi. Görüşmelerin birinci turunda Abdi’nin ‘’Bu şartlarla Suriye’ye bağlanacağımıza Türkiye’ye bağlanalım’’ dediği ve buna Fransa’nın aşırı tepki gösterdiği iddia edildi. İddia dememin nedeni resmi açıklama olmaması. Yoksa bu ifade uluslararası medyada geniş yer buldu ve uzun süre tartışıldı.

Görüşmelerin ikinci turu Fidan’ın Şam ziyaretinin ertesi günü iptal edildi. Aslında SDG ile Paris’te görüşmek diplomatik açıdan yanlıştı. Bu hata Şam ile SDG arasındaki anlaşmazlığın uluslararası bir probleme dönüşmesine yol açabilirdi. Bu hata Türk Dışişlerinin Şam’da yeterince etkin olmadığını düşündürüyor.

Paris iptal edilince, görüşmek için Şam’a giden SDG heyetinde Abdi’nin olmaması görevden alındığı spekülasyonuna neden oldu. Zira pazarlıkta el güçlendirmek amacıyla söylenen ‘’Türkiye’ye bağlanalım’’ sözü SDG’ yi de ayağa kaldırdı. Şam’da SDG’ ye orduya katılması ve silahları teslim etmesi için bir ay süre tanındı.

Şam, kararlılığını göstermek amacıyla SDG bölgesindeki bürokrat ve memurları geri çekti. Zira SDG orduya katılmadığı sürece, kamu kurumlarını teslim almanın bir anlamı olmuyor. Şam’a bağlı kamu görevlileri SDG’ye rehin verilmiş gibi oluyor.

Bu gelişmelerden sonra SDG güç gösterisi yapmak için Haseke’ de bir konferans düzenledi. Konferansa Nusayrilerin şeyhlerinin ve Dürzi lider El Hicrinin online katılmaları Şam’a karşı birlikte hareket edileceğinin ilanıydı. Bu noktada El Hicrinin Dürzilerden çok İsrail’i temsil ettiğini göz önünde bulundurmalıyız.

Bu konferansın stratejik bir hata olduğu ve SDG’ ye zarar verdiği kanaatindeyim. SDG’ nin kontrol ettiği bölgede yaşayanların yarısından fazlası ve silahlı güçlerinin önemli bir kısmı Arap aşiretlerine mensup. SDG Şam’a karşı ittifak kuracağım derken dayandığı toplumsal zemini yıkıyor. Nitekim El Hicrinin ve Nusayri şeyhlerin iştirak edecekleri duyulunca aşiretler ve tanınmış Arap aileler konferanstan çekildiler. Barzani grubu zaten katılmadı. Abdi’nin konferansa da katılmaması dikkatlerden kaçmadı.

Her geçen ay operasyon ihtimali artıyor. Buna rağmen SDG’ nin operasyonu göze alamayacağını düşünüyorum. Son ana kadar pazarlık yapacaklar. Alabildikleri kadar taviz alıp en son noktada anlaşacaklar. Operasyondan önce izolasyon opsiyonu işleme koyulmalı. Şam, SDG bölgesine giriş çıkışları ve havaleleri durdurduğu ve bankaları kapattığı an SDG yıpranmaya başlar. Tabi böyle bir kuşatmanın sonuç vermesi için hava sahası Türkiye’nin kontrolünde olmalı. SDG bölgesine havadan ulaşmakta mümkün olmamalı. Kuşatma aşiretlerin isyan etmesine, askerlerin ordudan ayrılmasına kısaca SDG’ nin zayıflamasına yol açar.

Geçen hafta Paris’te gerçekleştirilen İsrail-Suriye görüşmelerinde 1974 anlaşmasına atıf yapılması uluslararası çevrelerce anlamlandırılamadı. Bu anlaşmada İsrail’in işgal ettiği Golon tepeleri iki ülke arasında silahtan arındırılmış tampon bölge olacaktı. İsrail Golon tepelerini ilhak ettiğine ve gündem yapmayacağına göre; Şam’ın Golon tepelerinin ilhakını tanıyacağını, tepelerle Süveyda arasında tampon bölge kurulacağını ve Türk askerinin güneye inmemesi karşılığında İsrail’in SDG’ yi himaye etmekten vaz geçeceğini tahmin ediyorum. Eğer taraflar anlaşırlarsa, Beyaz Saray Şara ve Netanyahu’yu misafir eder. Trump barış anlaşmasının imzalanmasına nezaret ederek Nobel’e bir adım daha yaklaşır.

Ağustos ortası itibariyle Suriye’ye dönenlerin sayısı 410 bini aşmıştı. Bu rakam yakın gelecekte 600 bin dolayına yükselebilir. Zira dönenlerin bir kısmı erkek. Düzen kurduktan sonra ailelerini yanlarına almayı planlıyorlar. Okullar eylülde açılacağından bu rakamın seneye okullar kapanana kadar çok artmayacağını düşünüyorum. Belki sömestre de biraz giden olur. Eğer gidişi teşvik eden ve kalışı zorlaştıran adımlar atarsak 2026’da dönenlerin sayısı 2025’i geçer. Aksi halde dönenlerin bir milyonu bulmayacağını düşünüyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Alparslan Türkoğlu Arşivi

CHP Ne Yaptığının Farkında mı?

19 Ağustos 2025 Salı 08:27

Ermenistan ne olacak?

12 Ağustos 2025 Salı 09:09

İran değişiyor

08 Ağustos 2025 Cuma 09:58

Betimar’ın ağustos ayı anketi

05 Ağustos 2025 Salı 10:04

Siyaset Mühendisliği

03 Ağustos 2025 Pazar 10:53

Savunma Sanayi Fuarının Değerlendirilmesi

30 Temmuz 2025 Çarşamba 08:15

İngiltere Amerika’yı yine mat etti

23 Temmuz 2025 Çarşamba 09:30