Beton Kentler, Hobi Bahçeleri ve Vatandaşa Kesilen Fatura

Dünyanın dört bir yanında şehir hayatının getirdiği stres, betonlaşmanın boğuculuğu ve doğadan kopuşa karşı bir çözüm bulunmuş durumda: hobi bahçeleri. Tokyo’dan Berlin’e, New York’tan Amsterdam’a kadar pek çok metropolde insanlar küçük parsellerde toprağa dokunuyor, sebze ekiyor, çiçek yetiştiriyor, hatta aileleriyle birlikte nefes alabilecekleri bir alan yaratıyor. Bu uygulamalar belediyelerin desteğiyle yasal çerçevede yürütülüyor. Kimi yerde düşük bedelli kira ile, kimi yerde kooperatif sistemiyle tahsis edilen bu bahçeler, sadece toprağı değil, aynı zamanda insanların ruhunu da besliyor.

Peki bizde durum nasıl?

Türkiye’de de insanlar aynı arayışla hobi bahçelerine yöneldi. Ama burada işin rengi birden değişti. İmar aflarıyla, yasaların tanıdığı bazı haklarla, kimi zaman da cezalarını yatırarak bu bahçeleri kullanan binlerce vatandaş oldu. Ancak yıllardır denetimsizlik, keyfi uygulamalar ve iktidar–belediye ikilisinin çıkar hesapları, meseleyi bir “hukuksuzluk dosyası” haline getirdi.

Bugün geldiğimiz noktada, vatandaşın iyi niyetle ve kendi imkanlarıyla doğayla buluşma çabası, bir sabah kepçelerle yerle bir edilebiliyor. “Kaçak yapı” gerekçesiyle yıkımlar yapılırken, bu noktaya gelinceye kadar göz yuman idarenin sorumluluğu yok sayılıyor. Asıl fatura yine vatandaşa kesiliyor.

Oysa Avrupa örneklerine bakalım:

• Almanya’da Kleingarten adı verilen hobi bahçeleri 100 yılı aşkın süredir yasal güvence altında. Belediyeler düzenli denetim yapıyor, ama kimse vatandaşı mağdur etmiyor.

• Hollanda’da bu bahçeler çocukların eğitimine dahi katkı için planlanıyor; belediye eliyle altyapı hazırlanıyor.

• Japonya’da iş dünyasının stresine karşı devlet destekli hobi bahçesi projeleri var.

Bizde ise belediyeler aynı bahçeleri yıllarca görmezden geliyor, elektrik–su bağlatıp vergi alıyor, sonra bir gün siyasi irade değişince “kaçak” diye yıkıma gidiyor.

Vatandaş haklı olarak soruyor: Madem bu yapılar kaçaktı, neden yıllarca izin verdiniz? Madem yasadışıydı, neden vergi aldınız? Madem toplumsal faydası yoktu, neden imar affıyla meşruiyet sağladınız?

Asıl mesele şu:

Hobi bahçeleri sadece bireylerin değil, toplumun ortak ihtiyacıdır. Sağlık sistemine yükü azaltır, ruhsal iyileşmeye katkı sağlar, şehirlerin nefes almasına yardımcı olur. Bunu “imar rantı” ile boğmak, ülkeyi sadece daha çok betona mahkûm eder.

Bir tarafta vatandaşın ruhunu ve sağlığını koruyan bahçeler; diğer tarafta keyfi yıkımlar, rant düzeni ve hukuksuzluk… Seçim aslında çok net.

Ama Türkiye’de bu seçim, ne yazık ki yine vatandaşa fatura çıkarılarak yapılmak isteniyor.

İsmail Türk

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Türk Arşivi

Duruşu Olmayanın Sözüne İtibar Olmaz

17 Ağustos 2025 Pazar 21:46

Biat Kültürünün İktidarı

16 Ağustos 2025 Cumartesi 21:39

BAKANLIK DEĞİL, BANKALIK SİSTEMİ!

13 Ağustos 2025 Çarşamba 11:22