~~
ÇAĞDAŞ AVUKATLAR,SOMA VE CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
Daha birkaç gün belki de birkaç hafta Soma’yı konuşacağımız anlaşılıyor.Dün tutuklananlar,kazadan kurtulanların basına verdiği beyanlar, olayda ciddi ihmallerin varlığını gözler önüne seriyor.Tedbirsizliğin kader diye nitelendirildiği bir ülkede  zaten başka türlüsünü beklemek mümkün değildir.Bu kaza, İslam’a taban tabana zıt kader anlayışımızı sorgulamamıza vesile olursa yine de bir hayra vesile olacağı için kar hanemize yazılabilir.En azından bir daha bu işlerin fıtratında var diyerek nobranlık etmeyiz.
****
Kazadan sonra Çağdaş Avukatlar grubu Soma’ya gitti. Hepimizin Tv ekranlarından seyrettiği çirkin olaylar yaşandı.Kim haklı kim haksız tartışmasına girmeyeceğim.. Ama  Sol, -görüntü itibarıyla- sosyal olaylara daha duyarlı davranıyor. Daha çabuk seferber olabiliyor. Bu ülkede binlerce dindar, milliyetçi avukat ve örgütleri var. Bir tanesini bile bu tür olaylarda insiyatif alırken göremezsiniz. Hiç biri kabuğunu kıramamıştır. Dünyaları  kendi cemaatlerinden ibarettir. Olaylara bakışlarını da ,olayın kendisi değil, kim zarar görecek, kim faydalanacak kıstası tayin etmektedir. İnsan hayatının değeri bile buna göre ölçülür. Onun için hiç birinin uluslararası saygınlığı yoktur.Dernekçilik faaliyetleri kendin pişir kendi ye’den ibarettir. Günümüz dünyasında var olmak örgütlü olmaya ve  insan hakları zemininde uluslararası ilişkiler geliştirmeye bağlıdır. Çoğumuz Batı’nın PKK ve ayrılıkçı harekete bakışını eleştiririz. Ama hiç birimiz Batı’nın meseleye bakış tarzını değiştirecek teşebbüslerde bulunmayız. Batı, biraz önce işaret ettiğim sivil toplum örgütlerinin üzerinden sorunu görür. Bilgisi, görgüsü bu kuruluşlar vasıtasıyla aktarılanlardan ibarettir. Bir çok defa yazdım,İnsan Hakları derneği ,Mazlum Der gibi kuruluşlar Kürt Meselesine PKK’nın perspektifinden bakarlar.Dışarıya yansıtmaları da bu zeminde olur.Sizin olayların aslını aktaracak bir kanalınız olmadığı için,kendi gerçekliğinizi bile anlatamazsınız.Milliyetçi-Muhafazakar bir siyasetin önce bu boşluğu görmesi ve siyasetin gittikçe sınıraşan özelliklere bürünmesini dikkate alarak,dünya ile doğru köprüler kuracak  sivil insiyatifler geliştirmesi gerekir.Aksi takdirde en haklı davalarda bile yalnızlıktan kurtulamazsınız.
***
Cumhurbaşkanlığı seçimine az bir zaman kaldı.Daha hala Başbakan’ın aday olmayabileceğini düşünenler var.Halbuki Başbakan’ın siyasi hayatı boyunca çizdiği hırslı profil böyle bir ihtimalin akla bile getirilmemesi gerektiğini  gösteriyor.Başbakan adaylığını yakın bir zamanda açıklayacaktır. Bunu engelleyebilecek tek bir şey olabilir;Cumhurbaşkanlığı mevkiinde kendini koruyamayacak duruma düşebileceğini düşünmesi. Bu kadar söylentinin, iddianın muhatabı olan bir siyasetçi dokunulmazlık garantisini yitirmek istemez. Çıktığı yerde emniyette olduğunu düşünmek ister. Başbakanı ancak bu yöndeki bir tereddüt yolundan edebilir. Seçilir mi, seçilmez mi sorusunun cevabı muhalefetin tutumuna bağlı.Bahçeli’nin çatı formülü doğru bir düşünce ancak yola Demirel ve Sezer gibi toplumsal hiçbir karşılığı olmayan adamlarla başlaması yanlış adım. Başbakan’ın seçim meydanlarında bunların akıl hocası,Demirel,Sezer  diyişini şimdiden hayal edebiliyorum.  İyi düşünülmüş, doğru adımlarla takdim edilmiş bir aday dengeleri değiştirebilir. Aksi takdirde Erdoğan elini kolunu sallayarak,muhalefetin zaaflarını da oya tahvil ederek  yüksek bir oyla Cumhurbaşkanı olur.