Kelimeler insanın aynasıdır.Bir insanın konuştuğu dile bakarak ilgi alanları hakkında kanaat edinebilirsiniz.Çünkü insan genellikle yaşadıklarını kullandığı dile aktarır.Çok paradan bahsedenin paragöz olduğuna hükmedilir mesela. Geçen gün S.Soylu MHP ve CHP’yi cemaatin metresi olarak niteledi. İnsan bu terimlerle konuşmaya bile utanıyor.Halbuki,siyasetin daha düzgün, daha temiz bir dil ile yapılması gerekir.Çünkü siyasetçi ne konuşursa onları takip edenler de onu taklit ederler. Yukarıdaki tespite dönecek olursak,söz sadece düşünceyi değil, aynı zamanda yaşam biçimini de yansıtır.Soylu’nun metres edebiyati başkalarından çok kendi iç dünyasında olanların dışavurumudur.İnsan bazen başkalarını teşhir etmek isterken kendini teşhir eder.

***

Yarın Türkiye Cumhurbaşkanını seçecek.Kim olacak sorusunun bu saatten sonra anlamı yoktur.Haksız rekabetin,devlet gücünü kullanarak seçime gitmenin söz konusu olduğu bir yerde, sonuçlar üzerinde konuşmanın çok fazla manası yoktur.Seçim hile’lerini sadece sahte oy olarak ele almamak lazım, meselenin bir de bu boyutu var. İnsanın alınıp satılabilen bir ticaret metaına çevrildiği bir yerde sonuçları vicdanlar değil,imkanlar tayin eder.Son yıllarda yapılan seçimlerin tamamında sonuçları satın alınan oylar tayin etti.Bu defa da öyle olacağından şüphe etmiyorum.Ancak,Başbakan Erdoğan’ın başarısını sadece buna bağlamak haksızlık olur.Kendi performansının yanında muhalefetin yetersizliğinin de bunda payı var. Şikayet ederek muhalefet olunmaz. Doğru bir muhalefet,ülkeyi daha iyi yöneteceğine toplumu ikna etmeye çalışır.Muhalefet kendini ne kadar idareye ehil gösterirse eleştirilerinin etkisi de o kadar büyük olur. Toplum daha iyi yönetecek bir lider ve kadronun peşinden gider,maceraya pirim vermez. Onun için eleştirenlerin daha çok çalışması, siyasetin icaplarını daha çok yerine getirmeleri gerekir. İşte benim ekonomistim, işte benim diplomatım,işte benim teknokratım diyemiyorsanız, yanlışı söyleyip, yerine bir şey koymuyorsunuz< demektir. Böyle bir siyasetin de bugünkü dünyada karşılığı yoktur.

****

Ülkücüler morg bekçisi,MHP’liler ırkçı, kafatasçı,Alperenler Ötügen örgütünün üyesi terörist,BBP’liler midesiz,Cemaat haşhaşi, CHP sarhoşlar sürüsü… Bu sözler bana ait değil, Başbakan’ın çeşitli zamanlarda söylediği sözler… Burada sayılan insanlar bu ülkenin en az yüzde ellisini oluşturuyor.Söz yarasının bıçak yarasından keskin olduğunu söylemeye gerek yok. İnsan hafızası kendini inciten sözleri biriktirerek, zamanı gelince bir öfke patlaması halinde dışına taşırıyor. Bir lafı güzel söylemek mümkünse güzel söylemek gerekir. İnsanları aşağılamak,küçümsemek,tahkir etmek daha çok kendini büyük görmenin, aşırı kibrin bir neticesidir.Çünkü bazı insanlar kendilerini o kadar önemli, o kadar vaz geçilmez sanırlar ki, bir müddet sonra ilahi bir görevle görevlendirilmiş olduklarına inanırlar. Ondan sonra her eleştiri ilahi olana tecavüz gibi görünür ve aşırı tepki görür. Dolayısıyla bir yerde aşağılama, küçümseme varsa aslında orada boğazına kadar kibir vardır. Oysa tekebbür sadece Allah’a mahsustur.