Hüseyin Özcihan

Hüseyin Özcihan

İNSANLIĞIMIZI YENİDEN İNŞA ETMELİYİZ!

Artık: Eskiden ağladıklarımıza ağlamıyor, güldüklerimize gülmüyoruz. Değişen ve gelişen hayat bizi olup bitenlere karşı duyarsızlaştırdı mı? Çıktığımız yolların mesafeleri mi kısaldı? Biz mi hızlı yürüyoruz? Alelacele her şeyin sonu geliyor. Eskiden kırıp döktüklerimizi tamir ederdik. Söküklerimizi itina ile dikerdik. Şimdi eskisini çöpe atıyor yenisini alıyoruz. Olmayan paralarla alışveriş yapmayı öğrendik. Hızlı üretimin “hızlı tüketim” moduna soktuğu insanlık gerçeğe tahammül edemeyip, Sanal bir dünya mı yarattı kendisine?(1)

İşsiz güçsüz gençlerimizin ellerinde binlerce liralık akıllı telefon, kulaklarında kulaklık, Dokunabildiğimiz dünyadan kopmuş, kendinden ve bizden kaçmış, sanal âlemde Yalancı dünyanın müziğine ritim tutup tepiniyor. Acaba bizim ve dünyamızın farkına varabilecekler mi?

Milyon dolarlık lüks aracıyla otoyolda, kırmızı ışıkta sol tarafımdan yanaşıp aracın camını indiren kara gözlüklü türbanlı hanım Rihanna’nın yeni bestesinin sesini sonuna kadar açmış kızgın bir eda ile“Az sağa gitsene be!” sözünü Nasıl anlamalıyım? Ne yapmalıyım? Nereye gitmeliyim? Ne demeliyim.

Başkentin muhafazakâr semtinin en işlek caddesinde sabah kahvaltısının sofra bezini ikinci kattan üstümüze silkeleyen ev hanımı hangi değerlere inanıyor? Bu eylemini Nasıl yorumlamalıyız? Bu duruma karşılık bulacağımız yeni bir felsefe var mı? Yoksa bu durumu yeni bir trend olarak mı algılamalıyız?

Yüzlerce kişinin itişip-kakıştığı toplu taşıma araçlarında üç adet koltuğu sağa kola aştığı uzun bacaklarıyla işgal eden delikanlıya “ayaklarını toplar mısın” deme cesaretini gösterecek birilerini gözetliyor yaşlı nine. Kalabalıklar arasında zar zor ayakta duran nine güç bela “evladım az toparlan oturayım” demesi ile sakallı genç “burada ne dolaşıyorsun evinde otursana sen” diyerek kendini ifade eden bu soysuz-sopsuz delikanlıya Ne yapmak gerekiyor?

Belediye hoparlöründen çaresizliğin sesi yükseliyor: “ değerli halkımız sabah ezanı ile CAMİ’YE geliniz namazdan sonra çorba dağıtılacaktır” Çorba dağıtıp insanları CAMİ’YE çağırma promosyonunu; “EZAN işlevini kaybetti” çorbaya devam diye mi algılamalıyız? Ah kapitalizm Tanrı ile aramıza da girdin ya ne diyelim.

Yukarıdan beri bütün bu olup bitenleri eskilerin deyimiyle “tuz koktu” demek anlamına geliyor tuz kokmuşsa yeni bir geleceğin sancıları başlamış demektir. İnsanlığımızı yeniden inşa edeceğimiz yeni güne merhaba diyelim mi?

(1)JEAN BAUDRİLLARD ŞEYTANA SATILAN RUH

HÜSEYİN ÖZCİHAN

ARTVİN

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Özcihan Arşivi