KİM KAZANDI,KİM KAYBETTİ?

 Başbakan Erdoğan yüzde 52’lik bir oy oranıyla Cumhurbaşkanlığı seçiminin galibi oldu. Lafı eğip bükmeden ortaya çıkan iradeye saygılı olmak gerekir. Bu noktadan sonra mazeret üretmenin anlamı yok, her parti kendi muhasebesini yapacaktır. Bu sonuç bekleniyor muydu, bana göre başka türlü olması sürpriz olurdu. Medya’nın neredeyse tek sesli hale getirildiği, devlet imkanlarının bir aday lehine boca edildiği bir seçimden başka bir sonuç çıkmaz. Adaylar eşit şartlarda yarışmadılar, toplumu etkileyici araçları eşit olarak kullanmadılar, bu sonuç kaçınılmazdı.

Adaylar içinde herhalde en şansızı E.İhsanoğlu’ydu. Bir defa herhangi bir partinin adayı olmadığı için kendisini ortak aday olarak gösteren partilerin tabanı bir aidiyet hissetmedi. Kimse İhsanoğlu kazanınca partim kazanacak diye düşünmedi. Parti asabiyesi harekete geçmeyince de toplum seferber edilemedi. Sandığa gidenler olsa da olur, olmasa da olur havasında sandığa gittiler. Mahalli seçimlere göre sandığa giden seçmen sayısında yüzde yirmilik düşüş, adayla-parti arasında aidiyet kuramayan muhalif partilerin seçmeni olduğunu söylemek herhalde yanlış olmaz.

Erdoğan adayların en şanslısıydı. Seçime herkesin önünde girdi. Tanıtım sorunu yoktu. Küçük bir grup hariç müthiş bir medya üstünlüğüne sahipti. Toplum neredeyse tek taraflı bir propagandaya maruz bırakıldı. Devlet imkanları sonuna kadar kullanıldı. Havuzdan akıtılan imkanlarla her türlü etkileme biçimi devreye sokuldu. Partisinin adayı olduğu için tabanı ile arasında bir aidiyet sorunu yaşanmadı. Netice de ipi göğüsleyen taraf oldu. AKP’nin mahalli seçimlerde aldığı 19 milyon 111 bin oy yüzde 43.5’a tekabül ediyordu, kesin olmamakla birlikte Cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı 20 milyon civarındaki oy ise yüzde 52 ye tekabül ediyor. Artış sadece 1.2 milyon   oy civarında. Yani mahalli seçimlerdeki katılım bu seçime de yansısaydı 20 milyon civarındaki oy yüzde 48’e (Çünkü sandığa gelmeyen seçmenin hem Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına hem de kendi partilerinin adayına muhalif seçmen olduğunu düşünüyorum) tekabül edecek seçim ikinci tura sarkacaktı. Yerel seçim sonuçları baz alındığında 1.2 milyon civarındaki artışın daha çok SP seçmeni ile az miktarda öteki partilerin seçmenleri olduğunu söylemek mümkündür.

Bu seçimin asıl galibi BDP’li Demirtaş’tır. Yerel seçimlerde yüzde 6.3 olan oy oranlarını bu seçimde yüzde ellilik bir artışla 9.5’a çıkardılar. Alınan oyla Kürt meselesini PKK’nın istediği zeminde çözmek için ellerini daha da güçlendirdiler. Bazı yorumcuların BDP/HDP siyasetinin bölgecilikten vaz geçip Türkiye siyasetine evrildiğine dair görüşlerine katılmıyorum. BDP kendince ülke içinde sınırlar çiziyor. Masaya artık yüzde 6.3’ün temsilcileri olarak değil, yüzde 9.5’un temsilcileri olarak oturacaklardır. AKP’nin belki de gelecek yıllarda ülkenin bütünlüğüne mal olacak en büyük yanlışı PKK’yı meşrulaştırması, ayrılıkçı siyasetin önündeki engelleri kaldırmasıdır. Bu oy oranı içinde marjinal sol grupların, mezhepçilerin katkısı kadar, on binlerce vatan çocuğunun şehadetinde manevi sorumluluğu bulunan Demirtaş’ı melekleştiren medyanın da büyük katkısı var. Seçim süreci boyunca bambaşka bir Demirtaş portresi çizdiler. Alınan oy, Kürt siyasetinin iddialarını daha yüksek sesle telaffuz etmesi, ayrılıkçılığı daha güçlü şekilde dile getirmesine vesile olacaktır.

Bundan sonra ne olur? Başbakan Erdoğan bundan önce nasılsa bundan sonra da öyle olmaya devam eder. Bu tabiatta bir siyasetçinin Çankaya’da oturup,mevcut yetkilerle yetineceğini sanmak onu hiç tanımamaktır .Çatışmacı dilini sürdürür. Cumhurbaşkanlığına gönderdik kurtulduk diyenler yakında yanıldıklarını anlarlar. Çünkü Cumhurbaşkanlığına çıkmak bugüne kadar ortaya sürülen iddiaları ortadan kaldırmaya yetmez.9 Ağustos’ta ne konuşuluyorsa 11 Ağustosta da o konuşulmaya devam eder.Çankaya’da rahat oturabilmek için istese de istemese de iç siyasete müdahale eder. Yargıdan gelebilecek toslamalara karşı partisini ve icra gücünü elinde tutmak ister. Buna AKP ve onun yeni yöneticileri nereye kadar evet derler onu da zaman gösterir. Ama ufukta bugünden yarına değişmiş bir Erdoğan profili gözükmüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi