KRİTİK EŞİK ve HEDEFSİZ MUHALEFET

 Cizre olayları toplumsal bir felakete doğru hızla ilerliyor. Arka arkaya öldürülen çocuklar, hem kışkırtma hem de bölgedeki isyanı örtme amaçlı. Yapılan yayınlarda,yazılan yazı ve yorumlarda bu gerçeği görmek mümkün. Örgüt medyası dikkatleri çocuklar üzerine çekerek Cizre’deki ihaneti ikinci plana düşürmeye çalışıyor. Çocuklar bilinçli bir şekilde hedef saptırmak,örgütün bölgedeki isyanını meşrulaştırmak amacıyla yine bizzat örgüt tarafından vuruluyor. İktidar bu vahim duruma müdahale edeceğine ısrarla bu kalkışmayı gözden kaçırmaya,akla hayale sığmayacak paralel hikayeleri ile olayı örtbas etmeye çalışıyor. Cizre olaylarının kendisinden daha vahim olan iktidarın bu tutumudur.

Dünyanın her yerinde olaylar olur,kararlı bir hükümet,yasaları uygulayan bir yargı, işini iyi yapan bir güvenlik teşkilatı varsa, olaylar büyümeden önlenir. Problem iktidarın terör örgütüne tutsak olacak kadar kendini bu sürece mahkum etmesidir. Uzun süre PKK terörü, federalizmin bir manivelası olarak düşünüldü. Erdoğan’ı başkan yapmanın gerekçelerinden biri olarak değerlendirildi. Bir kişinin hırs ve emelleri uğruna akıl almaz tavizler verildi. Netice de Türkiye Cumhuriyeti bir beka sorunuyla karşı karşıya bırakıldı. İktidar duman altı olmuş gibi hala gelinen noktayı okumamakta ısrar ediyor. Birleşik Kürdistan naraları atılırken –barış ve çözüm yalanı ile- kendini ve toplumu avutmaya devam ediyor.

Uzun zamandır Cizre’nin bazı mahallelerine güvenlik güçleri giremiyor. Dışarıya kapalı kanton halini almış bölgeler var. Buralarda TC’nin yasaları geçmiyor. Siirt’te kimlik kontrolü yapan YPG, TC kimliği taşıyanları hırpalayarak Kürdistan kimliği almaya zorluyor. Çakmak mahallesinde PKK kendi nüfus müdürlüğünü kurmuş durumda. Vatandaşlar zorla bu mahalleye yönlendirerek kimlik almaları isteniyor. İktidar ise işini gücünü bırakmış Recep Tayyip Erdoğan’ı memnun etme derdinde. Ülke felaketin eşiğine gidiyormuş, parçalanıyormuş, PKK paralel yönetimler kuruyormuş kimsenin umurunda değil.

Daha kötüsü muhalefetin kayıtsızlığı…Vaziyet, basit beyanlar, arada bir verilen keskin, öfke soslu demeçlerle bertaraf edilemeyecek kadar ciddi. Gidişata dur demenin yolu iktidarı değiştirmek ya da onu frenleyecek alternatif bir siyaseti çıkarmakla mümkün. Bunun için de muhalefetin ortaya bir iktidar projesi koyması lazım. Toplumun farklı katmanlarını kucaklayacak, ülkenin birliğini asgari müşterek haline getirip yeni bir güç merkezi oluşturacak bir iktidar teşebbüsü ortalarda gözükmüyor.

Önceki gün AKP genel sekreteri Haluk İpek mahalli TV’ler birliğinin düzenlediği bir TV programında, her kesimden insanı AKP çatısı altında siyaset yapmaya davet ediyordu. AKP’yi yönetenler, siyaset yapmak isteyen herkese bu zeminde kendini ispat edebilirsin mesajı veriyorlar. Bu da AKP’de müthiş bir aday enflasyonu ve sirkülasyona yol açıyor.Hükümet yetkilileri birkaç ayda bir yeni bir sosyal proje hazırlayarak AKP üzerindeki ilgiyi canlı tutmayı başarıyorlar. Mesela Başbakan geçen hafta doğum yardımları ile ilgili yeni bir paket açıkladı. Doğum her aileyi ilgilendiren bir konu olduğundan ciddi bir yankı uyandırdı. Muhalefetin iktidarla yarışacak tek bir projesi yok. İşin kötüsü böyle bir gayreti de yok.Zannediliyor ki iktidardan memnun olmayanlar dökülüp partilerine gelecekler. Halbuki, toplum sürpriz istemiyor,nasıl yönetileceğini,hangi problemlerle karşılaşacağını bilmek istiyor. İnsanlar maceraya atılabilirler ama toplumlar maceraya atılmazlar. Her zaman istikrarın peşinden giderler.

Bazı partiler sanki küçük kalmak, şahıs şirketi olarak yaşamak için tanzim edilmişler. Büyüme arzusu yok,heyecan yok,aksiyon yok,kırk sene öncenin metotları ile siyaset yapıyorlar. AKP, dışında parti bırakmayıp içine alırken, muhalefet içinde adam bırakmayıp dışına atıyor. AKP’yi iktidarda tutmak için tanzim edilmiş bir muhalefet var sanki. Şartlar muhafazakar,milliyetçi partilerin yelkenlerini iktidara taşıyacak kadar şişirmeye müsait. Ama ortada yelkenlerini açıp iktidar yolculuğuna çıkmaya hazır bir parti ve lider yok.Cumhuriyet tarihinin bu en kritik döneminde bile kabuğunu kıramayan, ben’inin etrafında tapınıp duran siyasetçiler var.Bugün ülkeyi,milleti düşünme zamanı. Devlet kuşu kapısının önüne kadar gelmişken, kapısını iktidara kapayanları millet de tarih de affetmeyecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi