LİSTELER ve TEPKİLER

Her seçimde aday sancıları olur ama bu seçimde daha çok olacağı anlaşılıyor. AKP’den aday adayı olup, aday yapılmayanlar ilk defa bu ölçüde bir tepki gösteriyorlar. Her yerden istifa haberleri, eleştiriler, tepkiler geliyor. Muhalefet partilerinde kırgınlıkların istifaya varması çok önemli değil. Aday olamayanlar muhalefetin elinde başka bir tatmin aracı da olmadığından kolaylıkla çekip gidebiliyorlar.

Ama iktidar partisi veya partileri için öyle mi?

Milletvekilliği yoksa başka alternatifler var; bürokraside yükselmek, ihale almak,işe adam sokmak gibi. Bir iktidar partisi adayı ancak partisinin alternatif tatmin araçlarını kaybedeceğini, yani iktidar olma umudunu yitirdiği zaman partisini bırakır. Onun için AKP’deki çözülme belirtilerini iyi okumak lazım. Bu aşınmanın arkasında gittikçe yükselen iktidarı kaybetme korkusu var.

13 yıldır iktidarda kalan bir partinin yıpranması normal. İnsanlar bazen değişim ihtiyacı isterler. Her gün aynı yüzleri görmek, aynı kişileri dinlemekten yorulurlar. Bu tamamen insani bir durumdur. AKP’nin gerileme eğilimini sadece bu psikolojik duruma bağlamak haksızlık olur. Bir partinin düşüşü analiz edilirken hangi partinin yükseldiğine bakmak gerekir. Yükselen partinin öncelikleri, hassasiyetleri, düşen partinin zaaflarını haber verir. Bu perspektiften bakıldığında, AKP düşerken MHP’nin yükseldiği görülüyor. MHP’nin birinci önceliği ülke bütünlüğü olduğuna göre AKP seçmeni partisini ülke bütünlüğü noktasında yeterli görmüyor demektir. Nitekim, bu yanlış politika HDP’yi zayıflatacağına güçlendirmiş, sorunun çözümünü daha maliyetli bir noktaya getirmiştir. AKP’deki düşüş, biraz da bu haklı kaygının bir sonucudur.

Partiler arasında gerçek yarış artık adayların kesinleştiği bu son iki ay içinde olacak. Şimdiye kadar AKP’nin profili adayların önündeydi. Onun için listelere kimin konulduğu çok önem taşımıyordu. Bu seçimde listelere gösterilen tepkilere bakıldığında, parti profilinin artık gerilemeye başladığı, seçmenin sadece partiye değil, adaylara da baktığını gösteriyor. Partime oy vermeye gidiyorum diyen seçmenin yerini yavaş yavaş adayıma oy vermeye gidiyorum diyen seçmen alıyor. Doğru olan da budur. Her seçimde biraz daha düşen milletvekili profilini yükseltmenin yolu, aday tercihlerini parti taassubuna feda etmemekten geçiyor. Böyle bir anlayışın yaygınlaşması, hep şikayet edilen lider sultalarının da sonunu getirir.

Toplumsal eğilimlere ve gün aşırı açıklanan anket rakamlarına bakıldığında bu seçimde rekabetin iki parti arasında geçeceği anlaşılıyor. MHP,AKP’ye kaptırdığı seçmeni geri almaya, AKP ise elinde tutmaya çalışacak. Aday listelerine bakıldığında AKP’nin artık milliyetçi oylar üzerinde etkili olması mümkün değil. Üstelik aday tercihlerinde yapılan yanlışlar bir çok ilde diğer seçmenlerin tercihlerini de etkileyecek boyutlarda. Güneydoğu’da gösterilen ve HDP çizgisinde olan bazı adaylar HDP’ye oy vermediği için AKP’ye gelen seçmeni adeta HDP’nin kucağına itiyor. Söz gelimi Mardin’de seçmen HDP’ye de oy verse AKP’ye de oy verse aslında aynı zihniyete oy vermiş olacak… Bu aday tablosu ile milliyetçi oylar üzerinde etkili olmak çok zor… Ayrıca SP-BBP ittifakını da göz ardı etmemek lazım. Adaylar netleştiğinde ne ve neler yapabileceğine dair daha sağlıklı tahminler yürütmek mümkün olacak. Bugün ki tablo tek partili bir iktidar vadetmiyor ama kalan iki ay, yirmi dört saatte dengelerin değiştiği bir ülke için kesin yargılarda bulunmak için çok uzun bir süre.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi