OK MEYDANI,İKTİDAR VE YAZICIOĞLU CİNAYETİ

 

 

Ok meydanında Uğur Kurt’un öldürülmesi üzerine polis hedef tahtası haline getirildi. İnsan hayatı değerlidir, polis de onu korumak için vardır. Meşru sebepler olmadıkça kimsenin öldürülmesi hoş karşılanamaz. Hem ceza hukukumuzda, hem AİHS’de hangi hallerde ölüme cevaz verilebileceği belirtilmiştir.Meşru savunma, bir başkasının hayatını koruma,suçlunun kaçmasının önlenmesi evrensel hukukun meşru gördüğü öldürme sebepleridir. Uğur Kurt’un nasıl öldürüldüğü, kimin mermisiyle vurulduğu henüz açıklığa kavuşturulmuş değil. Ancak ölenin masumiyetine bakarak Ok meydanında meydana gelen her şeyi masumlaştırmak,polisi durduk yere olay çıkarmakla suçlamak adaletle bağdaşmaz. Tv ekranlarına yansıyan görüntüleri hep beraber izledik. Polis aracına atılan molotofun tutuşturduğu polisin nasıl kaçarak zar zor hayatını kurtardığını da.Aracın içinde bir on saniye daha kalsa o polis de muhtemelen bugün ölenler arasında olacaktı. Yüzlerini kapatarak Ok meydanına Molotoflarla, silahlarla olay çıkarmaya gelen, önüne geleni yakıp yıkanlar masum değildir.Berkin Elvan’ın ölümünü protesto,başkalarını öldürmeyi düşünecek kadar  şiddete dönüştürmek kabul edilemez. Bunu lise talebelerinin  basit macera arayışı olarak nitelemek ise sokağa benzin dökmektir.Teröre gösterilen her hoşgörü onu daha da kışkırtır. Bu işlerden kurtulmanın yolu olaylara objektif bakmak,şiddete kayan sokak hareketlerini asla tasvip etmemektir.İktidarla bu şekilde hesaplaşılacağını sananlar aldanıyor.Bu terörist müsvetteleri ancak iktidarın ekmeğine yağ sürerler.Vaadettikleri terör ve kaos ortamı ile kitlelerin müesses nizamın arkasında yığılmasına neden olurlar. Bu ülkede hiçbir aklı başında insan sokak siyasetini şu veya bu partiye tercih etmez.

 

***

 

İktidarın hiç mi kusuru yok, elbette var.Aylardır bu kışkırtıcı  siyaset dilinin şiddete yarayacağını yazıp duruyoruz.Aşağılanan, horlanan kitleler muhalefeti de yeterli görmeyince, tepkilerini sokağa taşıyor.Ölen her vatandaş bu ülkenin aynı değerde evladıdır. İktidar olayları değerlendirirken bu gerçeği ıskalamamalıdır. Alevi-sunni kavgası tutuşturmak isteyenlere malzeme vermemelidir.Bugün her zamankinden fazla bütünleştiren, kucaklaştıran bir siyasete ihtiyaç var.Yıllardır etnik ve mezhep farklarının altını çizen,farklılıklara vurgu yapan bir siyaset biçimiyle karşı karşıyayız.Kürt, Türkmen,Alevi-Sunni kardeşlerim diye başlayan siyasi söylem aslında birlik çağrısı yapan bir siyaset biçimi değildir.Yıllarca farklılık vurgusu yap, sonrada bu ayrılık niye diye sor. İktidar on yılda korkunç bir milli şuur tahribatı yaptı. Toplumu birbirine bağlayan bağları milliyetsiz bir siyasetle belirsizleştirdi. Şimdi onun acılarını hep beraber çekiyoruz.

 

****

 

Muhsin Yazıcıoğlu suikasti  özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasıyla birlikte  kapatıldı. PKK’nın istediği düzenlemeler yapılırken bu davanın da kapatılacağı belliydi. Avukatlarının 120 klasörden bahsettiği bir soruşturma  dosyasının iki ay gibi kısa zamanda okunup karara bağlanması garip değil mi?Kazayı aydınlatacak cihazların sökülmesini suç delillerini karartmak olarak görmeyip,basit hırsızlık olarak mütalaa eden bir hukuk mantığını anlamak mümkün değil.Kış ortasında herkesin gözünün üzerinde olduğu bir helikoptere hırsızlık için için gidildiğini söylemek,bunu söyleyenin hukuk nosyonunu tartışılır hale getirir. Sanki Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığının önündeki engeller bir, bir temizleniyor. Tabi  bu davanın bu noktaya gelmesinde sadece siyasi iradeyi suçlamak kolaycılıktır. Yazıcıoğlu’nu sevenler, dostları,arkadaşları yeterli kamuoyunu oluşturamadılar.Cinayetin aydınlanması yönünde bir baskı meydana getiremediler. Bir Berkin Elvan için çeşitli çeteler her ay anma merasimi düzenliyor.Olayın unutturulmaması, sorumluların cezalandırılması için kamuoyu ilgisini canlı tutmaya çalışıyor. Yazıcıoğlu’nu sevenler ne yaptılar,kaç merasim düzenlediler, kaç miting veya yürüyüş yaptılar. İnternet köşelerinde ahkam kesmekle bu işler olmuyor. Kaç defa mahkemelerin önüne on binleri yığabildik? Bu dava bu noktaya geldiyse sorumlusu biz hepimiziz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi